“Elektrik kullanımında ihtiyacı karşılamanın en sürdürebilir, en çevreci yolu yerinde üretimdir” diyen Toparlar açıklamasında şunları söyledi:
“Ev, otel, hastane en önemlisi yüksek tüketimi olan fabrikaların çatılarına kuracağı güneş enerji santrali ile kendi enerjisini üretmesi hayati önem taşıyor. İçinde bulunduğumuz günlerde enerji tasarrufu daha da önem kazandı. Temiz enerji üretimine gerek küresel ısınma gerek ise yaşadığımız enerji krizi ve olağan dışı enerji maliyetlerinden ötürü daha fazla ihtiyacımız var. Mevcut elektrik üretim yönetmeliğine göre tüketici çatıda ürettiği elektriği “aktif enerji bedeli” üzerinden şebekeye satabiliyor. Böyle bir üretim kurduğunuzda elektriği hangi tarife üzerinden alıyorsanız o tarifeden satıyorsunuz. Yani gelen zamlarla elektrik maliyetiniz artış yaşarsa sattığınız bedelde zamlanıyor. Bu durum sizin enerji zamlarınızdan en az 10 yıl boyunca etkilenmemenize olanak sağlıyor. Üretici için hem ekonomik hem de çevreci bu fırsatı kaçırmamamız lazım.
Enerjide dışa bağımlı bir ülkeyiz. Ekonomik bağımsızlık için bunu minimize etmemiz gerekiyor. Bugünlerde yaşadığımız gaz ve elektrik kesintilerinde üretimi durdurmanın maliyeti çok yüksek. Peki, Rusya’dan gaz tedariğinde aksama yaşanırsa ne yapacağız? Bu konuda b-c-d planlarımızın olması gerek. Öncelikle enerji verimliğini teşvik eden projeler uygulanmalı. Enerji mümkün olduğu kadar yerinde üretilmeli ve verimli kullanılmalı. Büyük yenilenebilir enerji yatırımları yani rüzgar, güneş ve jeotermal ile çalışan elektrik santralleri ve nükleer enerji santralleri kurulmalı. Yenilenebilir alanda hem saha kurulumu hem de çatılarda ülkemiz dünyanın epey gerisinde kalıyor. Nükleer güç santralleri temiz enerji için elzem gözüküyor. Bazı riskler taşıyor olsa da bunların yönetilebilir riskler olduğunu Fransa gibi örneklerden gözlüyoruz. Türkiye aldığı gazın %30’unu elektrik üretiminde kullanıyor. Akkuyu bugün çalışıyor olsaydı belki gazimiz yine kesilecekti ama en azından elektrik kesintileri yasamayacaktık. Nükleersiz enerji arz güvenliğinin kesin olarak sağlanması mümkün değil. Bunun Türkiye çapında bir örneği olmadığını belirtiyor ve enerjimizin kesilmediği yarınlara çok çabuk ulaşmayı umut ediyoruz.”
Hekim Ali BABACAN
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!