"Madencilik üzerine tartışmalar var"
Açılış konuşmasını yapan Mihalıççık Belediye Başkanı ve Çalıştay Yürütme Kurulu Başkanı Haydar Çorum, doğal kaynakların geleceğin stratejik unsurları olduğuna vurgu yaptı. Türkiye’nin kendi kaynaklarını kendisinin işlemesinin milli bağımsızlık açısından kritik olduğunu belirten Çorum, “Doğal kaynakları doğru yönetmek için önce doğru bilgiyi konuşmalıyız. Bu çalıştayın amacı da tam olarak budur” dedi. Çorum, "Maalesef ülkemizde halen madencilik yapılsın, yapılmamasını diye tartışmalar gerçekleştiriyoruz. Halbuki bugün gelişmiş ülkeler dünya dışında diğer gezegenlerde nasıl madencilik yaparız diye teknoloji ve bilim yetiştirmekteler" ifadelerini kullandı. Madenciliğin zorluklarını hatırlatarak sektör çalışanlarının risk altında görev yaptığını belirtti ve “Madenciliği bir yazı masasında değil, sahada emek vererek yapan insanlardan öğrenmeliyiz” diyerek bilimsel ve teknik dayanışmanın önemini vurguladı.
Öngörülebilirlik esastır
TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel, çalıştayın ülke madenciliği açısından önemine dikkat çekerek, şehir bazlı bu değerlendirmelerin sektöre yeni bir vizyon kazandırdığını söyledi. Yüksel, mevzuatın sık değişmesinin madencileri tedirgin ettiğini belirterek, “Madencilik gibi uzun süreli yatırım gerektiren bir alanda öngörülebilirlik esastır. Madenciyi koruyan ama kamu yararını da gözeten bir sistem kurulmalıdır” şeklinde konuştu. Yüksel ayrıca sektörde iş güvenliği, çalışma saatleri ve üretim planlaması gibi konularda ciddi iyileştirmeler gerektiğini hatırlattı.
Maden kanununa ihtiyacımız var
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkan Yardımcısı Ali Emiroğlu, madenciliğin insanlık tarihi boyunca toplumların gelişiminde belirleyici rol oynadığını söyledi. Türkiye’deki maden kanununun sık sık değiştirilmesinin belirsizlik yarattığını ifade ederek, “Güçlü bir madencilik politikasının temeli tutarlı bir mevzuattır. Her değişiklik hem yatırımcıyı hem uygulayıcıyı zora sokuyor. Aslında baktığımız zaman ülkemizin madenciliği ve istediğimiz alanda yeterince maalesef gelişemiyor. Bunun için güçlü bir maden kanununa ihtiyacımız var. ” dedi. Eskişehir’in bor, toryum ve nadir toprak elementleri gibi stratejik kaynaklarda dünya çapında bir avantaja sahip olduğunu da belirtti.
Eskişehir bu yarışın tam merkezinde
Madenciliğin ihracat ve yüksek katma değer açısından önemine değinen İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Metin Çekiç, Eskişehir’in özellikle nadir toprak elementleri konusunda gelecekte Türkiye’nin lokomotifi olacağını söyledi. “Bugün dünyanın teknoloji devleri bu elementler için yarışıyor. Eskişehir bu yarışın tam merkezinde olabilir” diyen Çekiç, sektörde sürdürülebilirlik ve şeffaf üretim standartlarının geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Üniversite ve sektör arasında daha güçlü bağlar kurulması gerektiğini de ifade etti.
Hiçbir arama sondajı su yolunu değiştirmez
Çalıştayda teknik düzenlemelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Maden İşleri Genel Müdürü Arslan Narin, Türkiye’nin maden rezervlerinin verimli kullanılması için ruhsatlandırma süreçlerinin modernize edildiğini söyledi. Narin, "Eskişehir'de toplam 440 adet maden ruhsatı bulunmaktadır. Bunların 84'ü arama ve 356'sı işletme ruhsatıdır. Bu rakam, Türkiye genelindeki 13 bin 700 ruhsatın yüzde 3.19'unun Eskişehir'de olduğunu göstermekte ve ilin madenler açısından ne kadar kritik bir konumda olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Maalesef, yoğun dezenformasyon ve önyargılı propagandalar, sanki bütün ülkeyi maden alanı haline getirmişiz ve hepimiz çok kötü çalışıyormuşuz gibi bir algı yaratıyor. Bu nedenle, hepimiz bu olumsuz algıyı yıkmak için ciddi bir kampanya yürütmek zorundayız. Ülkemizin bulunduğu seviyenin üzerine çıkmasının en güçlü destekçisi madenciliktir, çünkü sıfırdan kaynak üretiyoruz. Örneğin, basında bir altın madeni haberi çıktığında, altın arama faaliyeti hemen siyanürle ilişkilendiriliyor. Açıkça belirtmek isterim: Hiçbir arama faaliyetinde, kimyasal kullanılmıyor. Hiçbir arama sondajı, su yolunu değiştirmez" şeklinde konuştu. Eskişehir’in bor, manyezit, mermer ve endüstriyel hammadde çeşitliliğiyle ülke ortalamasının üzerinde bir konuma sahip olduğunu belirten Narin, “Amacımız hızlı ama bilinçli bir süreç yönetimi. Hem çevre hem üretim güvenliği aynı anda sağlanmalı” dedi. Yeni dijital sistemle arama ve işletme başvurularının daha şeffaf hale getirileceğini anlattı.
Gelecek nesillere ne bıraktık diye bakmalıyız
Çevresel konuların çalıştayın en önemli gündemlerinden biri olduğuna dikkat çeken Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanvekili Hasan Ünal, özellikle geçmiş yıllarda yapılan yanlış uygulamaların bugün hâlâ bazı bölgelerde etkisini gösterdiğini söyledi. “Madencilik sektöründe Eskişehir zor zamanlardan geçti arama ruhsatlarında bazı sıkıntılar yaratıldı. Fakat biz belediye olarak geriye dönüp şu ana kadar işletilen madenlerle ilgili gözlemlerimizi ve yapılan yanlışları tekrar yapılmaması adına bazı şeyleri dile getiriyoruz. ÇED raporlarını bildirmek bizim en büyük görevimiz bizler şuna bakıyoruz dönüp arkaya baktığımızda gelecek nesillere çevre adına ne bıraktık çünkü biziz ilgilendiren kısım burası” diyen Ünal, yerel yönetimlerin çevresel rapor ve denetim süreçlerine aktif şekilde katılmaya devam edeceğini belirtti.
Madende alınan her doğru tedbir bir hayat kurtarır
Çalıştayda konuşan Eskişehir Vali Yardımcısı Remzi Oğuz Yılmaz ise madenciliğin hem ekonomik hem sosyal boyutuna dikkat çekti. Sahada çalışan işçilerin can güvenliğinin her şeyden önce geldiğini belirten Yılmaz, “Madende alınan her doğru tedbir bir hayat kurtarır. Bu nedenle eğitim ve denetim hayati öneme sahiptir” dedi. Çalıştayın Eskişehir ve çevre iller için örnek bir rehber olacağını söyledi.
Açılış programına; Mihalıççık Belediye Başkanı Haydar Çorum, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanvekili Hasan Ünal, Oturum Başkanı ESOGÜ Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haldun Kurama, TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel, ESOGÜ Maden Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Ece Kundak, İMİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Çekiç, MAPEG Kurumsal İletişim Koordinatörü Selçuk Bostancı, MAPEG Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Özgün Türkeli katıldı.
