Avrupalı Parlamenterlere hitaben yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Paris Anlaşması’na yönelik açıklamasını hatırlatarak, “İklim krizi kötüleştikçe, ülkeler ekonomik kalkınmayı yeniden düşünmek ve yeri doldurulamaz doğal kaynakların yok edilmesini ve gezegenin kirlenmesini durdurmanın yollarını aramak ve güvenli, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre hakkını vazgeçilmez bir insan hakkı olarak tanımak zorunda kaldı. Bu yaz orman yangınları gibi iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden etkilenen bir ülke olarak Türkiye, iklim değişikliği ile mücadeleye büyük önem vermektedir. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde Paris Anlaşması'nın onaylanmak üzere TBMM'ye sunulacağını ve Türkiye'nin atılacak yapıcı adımlar doğrultusunda ve çerçeve içinde yükümlülüklerini yerine getireceğini duyurduğunu sizlerle paylaşmak isterim” dedi.
İKLİM KRİZİNDEN TÜM DÜNYA ETKİLENİYOR
Prof. Dr. Günay, “Paris İklim Anlaşması, 5 Ekim 2016 itibariyle, küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 55’ini oluşturan en az 55 tarafın anlaşmayı onaylaması koşulunun karşılanması sonucunda, 4 Kasım 2016 itibariyle yürürlüğe girmiştir. Yapılan araştırmalar insan faaliyetleriyle ortaya çıkan sera gazlarının 2050- 2100 yılları arasında ağaç, toprak ve okyanusların doğal yollardan sindiremeyeceği bir noktaya getireceğini gösteriyor. Tüm dünya bu felaketlerle bu olumsuz dönüşümü yaşıyor. Türkiye, küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 1’inden sorumludur. Türkiye, Paris Anlaşmasına taraf olmamakla birlikte, Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanı’nı 30 Eylül 2015 tarihinde Sözleşme Sekretaryasına sunmuştur. Türkiye’nin ulusal katkı beyanına göre, sera gazı emisyonlarının 2030 yılında referans senaryoya (BAU) göre artıştan yüzde 21 oranına kadar azaltılması öngörülmüştür. Avrupa Birliği 2030 yılına kadar emisyonlarını yüzde 55 azaltmayı ve 2050 yılına kadar da “karbon nötr” olmayı hedeflemektedir” dedi.
Hekim Ali BABACAN
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!