“Nerede hareket orada bereket “ mantığıyla…

Geçtiğimiz günlerde, “AK Parti ve Cumhur İttifakı işine bakıyor” başlığıyla yazdığım yazıda,  “Muhalefet gerçekten can derdinde… Özellikle “İYİ Parti deki üst üste istifalar çözülme olarak” değerlendirilirken, CHP henüz gerçekleştirdiği Büyük Kurultayı’nın sonuçlarını hazmetmeye çalışıyor. Bu arada iktidar kanadı özellikle AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi Eskişehir’de sessizliğe bürünmüş durumda. Yani siyaseten bir açıklama yok, değerlendirme yok. Peki, ne yapıyorlar dersiniz? Özellikle AK Parti kendi içindeki seçim takvimini işletmeye başladı bile. Aday adayları sahada çalışıyor.  Pek çok isim kişisel piarlarını yapıyor gibi görünse de aslında partilerinin ismini seçmene tekrarlatarak işlerini yapıyorlar. Yani sessiz sedasız seçimlere hazırlanıyorlar. İşte asıl meselede tamda burada… Tüm olumsuzluklara rağmen, yaşanan ekonomik sorunları, siyasal ve kültürel sorunları saha çalışmaları ile geri plana iterek bir başka noktaya yani kamuoyunu seçime ve seçimde seçmenin yapacağı tercihe odaklanmasını sağlıyorlar. Özellikle AK Parti’de Henüz büyükşehir adayıyım diyen yok. Ama büyükşehir adaylığı için ismi geçen ve taban çalışması yapan pek çok isim var” diye yazmıştım. Bu yazının ardından çok sayıda geri dönüş aldım. Tespitlerimize katılanlar olduğu gibi, az sayıda da olsa itiraz edenler oldu. Ancak gerçek bu…

Özellikle AK Parti’de bu saha çalışmalarının ardından yeni bir aşamaya geçildi. Aday adayları artık ellerindeki resmi başvuru evraklarını teslim ederken bu işin birazda görüntü kısmına önem veriliyor. İlk resmi aday adaylığı başvuruyu Burhan Sakallı döneminde Teknik İşlerden sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Süleyman Ekşi gerçekleştirdi. Sayın Ekşi’nin, “bölgeye vefa borcum var” sözleri açıklamaya destek vermek için gelenlerin alkışları ile karşılandı. Yine bir başka aday adaylığı açıklamasını da Odunpazarı Belediye Meclisi’nde AK Parti gurup başkan vekili olarak görev yapan ve aynı zamanda Büyükşehir Belediye Meclis üyesi de olan Murat Özcan gerçekleştirdi. Özcan’a da yakın çevresi ve partililer açıklaması sırasında destek verdiler. Sayın Özcan’da Odunpazarı’ndaki emeklerinden söz ettikten sonra mevcut belediye başkanı Kazım Kurt’u yaptığı, ya da yapamadığı icraatlar üzerinden eleştirdi. Onun açıklamaları da partilileri ve kendisini destekleyenler tarafından alkış ve tezahüratlar ile karşılandı. Anlaşılıyor ki AK Parti’de bu açıklamalar belirli bir takvimle devam edecek gibi görünüyor.

Muhalefet cephesinden henüz harekete geçen bir siyasi parti görmüş değiliz.  İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener’in ifadesi ile “hür ve müstakil olarak seçimlere girme” kararının ardından harekete geçmiş olsa da, orada yaşanan istifalar ister istemez teşkilatları dikkatini kendi iç sorunlarına çevirmek zorunda bıraktı. CHP’de ise durum daha farklı. CHP’deki “değişimin” ardından genel merkez tarafından bu seçime mahsus olmak üzere adayların PM tarafından belirlenmesi kararı gereği anketler yapılıyor. CHP’nin anketlerinin nasıl bir sonuç vereceğini kestirmek hiç de zor değil. Ancak yine de anket şirketleri ne kadar bağımsız hareket edebilir onu da merak etmemek mümkün değil. Elbette bizi ilgilendiren bir tarafı yok bu gelişmelerin, ancak CHP’nin önümüzdeki yerel seçimlerde Eskişehirlilerin önüne nasıl seçenekler koyacağını sorgulamak kamuoyunun hakkı olsa gerek.

İki farklı siyasi mahalle arasındaki fark nedir diye soracak olursanız söyleyelim. AK Parti cephesi kendi tabanını ve seçmenini aktif tutmak için her fırsatı değerlendirirken muhalefet cephesinde ise henüz 14-28 Mayıs seçimlerinin travması tam atlatılmış bir görüntü vermiyor. AK Parti ve müttefikleri “Nerede hareket orada bereket” diyerek çalışırken muhalefet partileri henüz sahaya inmiş değiller. İki Mahalle arasında galiba en önemli fark da bu olsa gerek.