“Eskişehir uyumun şehridir”
Eskişehir’in farklı coğrafyalardan göç alan ama uyumlu yapısını koruyan bir şehir olduğunu ve 1960’lardan itibaren Bilecik, Kütahya, Afyon gibi illerden başlayan göç hareketinin kardeşlik içinde sürdüğünü belirten Destici, “Eskişehir’e gelen herkes burayla uyum sağlamış. Bu, Eskişehir insanının hoşgörüsü kadar göç eden kardeşlerimizin de uyumu sayesinde gerçekleşmiştir.” dedi.

“Bu Ülke Hepimizindir”
Destici, birlik ve beraberlik vurgusu yaparak, kimlikler üzerinden ayrışmaya karşı çıktı: “Bu ülke doğusuyla batısıyla, Kürdüyle, Türküyle, Alevisiyle, Sünnisiyle hepimizindir. Biz biriz, biz Türk milletiyiz. Birliğimizi bugüne kadar zedeletmedik, bundan sonra da zedeletmeyeceğiz. Vatanımızın her bölgesinde, her şehrinde güvenli bir şekilde, huzur içerisinde yaşamaya devam ediyoruz. Huzurumuzu bozmaya çalışanlara, birliğimizi bozmaya çalışanlara, kardeşliğimizi zedelemeye çalışanlara bugüne kadar fırsat vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz."
“Sanayi ilçelere de yayılmalı”
Eskişehir’in 1980’e kadar Türkiye’nin en gelişmiş sanayi şehirlerinden biri olduğunu ancak bu süreçten sonra duraksamaya girdiğini hatırlatan Destici, son yıllarda yeniden bir yükseliş olduğunu belirtti. Sanayinin sadece şehir merkezinde değil, ilçelere de yayılması gerektiğini vurguladı: “Ben 1979-1980’li yıllarda lisede okurken, coğrafya kitabında ne yazıyordu? Eskişehir, Türkiye’nin nüfus olarak 7’nci, sanayi olarak 6’ncı büyük şehriydi. Yani Türkiye’nin en büyük 6’ncı sanayi şehriydi Eskişehir. Organize sanayiler ilçelere de kazandırılmalı. Böylece göç engellenir, nüfus dengelenir.”
Whats App Image 2025 06 27 At 12.09.36

Anahtar Parti’den Taşbaşı’nda Aşure İkramı
Anahtar Parti’den Taşbaşı’nda Aşure İkramı
İçeriği Görüntüle

“Çiftçiyi don vurdu”
Son haftalarda yaşanan don ve kuraklık nedeniyle çiftçilerin büyük zarar gördüğünü belirten Destici, tarım sektörünün stratejik öneme sahip olduğunu söyledi: “Tarımda ne verdik, ne aldık hesabı yapılmaz. Gıda, ilaç ve savunma sanayii bir ülkenin bağımsızlığı için vazgeçilmezdir. Çiftçilerimizin borçları faizsiz ertelenmeli, TARSİM’de ise zarar tespitleri parsel bazlı yapılmalıdır. Geçen hafta sonu Günyüzü’ndeydik. Dün de Ankara ilçelerinin Ziraat Odası başkanları beni ziyaret etti. Hepimizin bildiği gibi bu yıl çiftçilerimizin iki büyük sıkıntısı var; biri don, diğeri kuraklık çiftçiyi don vurdu. Bu nedenle tarıma en büyük önceliği vermemiz gerekiyor. Çünkü savaşlar ve pandemi bize şunu gösterdi; Bir ülke şu üç alanda kendi kendine yetmek zorundadır. Birincisi gıda, ikincisi ilaç ve aşı, üçüncüsü de savunma sanayii. Buradan çağrımız, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na. Özellikle çiftçilerimizin bu kredileri bir yıl süreyle, çok düşük faizli, tarım kredilerine uygulanan faizle ertelensin. Ama bu ertelendi diye yeni verilecek hibeler ya da krediler azaltılmasın, iptal edilmesin. Aksine artarak devam etmeli"

“Kamu işçisinin hakkı geciktirilmemeli”
Kamu işçileriyle ilgili süren toplu sözleşme görüşmelerine değinen Destici, sürecin yılbaşından önce tamamlanmaması nedeniyle işçilerin mağdur olduğunu belirtti. Açıklanan zam oranlarını da yetersiz bulduğunu ifade etti: “Ne teklif ediliyor? Birinci altı ay için yüzde 16, ikinci altı ay için yüzde 8, üçüncü altı ay için yüzde 6, dördüncü altı ay için yüzde 5. Bence bunlar doğru değil. Doğru olan nedir? Evet, enflasyon farkı verilir, ama bunun üzerine en az yüzde 10 refah payı da verilmelidir. Çünkü açıklanan enflasyonla, çarşının, pazarın enflasyonu aynı değil. Kirazın 500 liraya satıldığı bir yerde neyi konuşuyoruz biz? Neyi konuşuyoruz?" ifadelerini kulandı. Fiyat artışları ve denetimsizlik konularına da sert çıkan BBP lideri Destici, özellikle temel gıda ürünlerinde yapılan fahiş zamlara karşı denetim mekanizmasının işlemesi gerektiğini belirtti: “Şimdi öyle bir fırsatçılık var ki. Bu kirazı 500 liraya satan bunu 400 liraya mı mal etti? Hayır. Fazla muhalefet etmeye gerek yok, bu kiraz tarlada 30 liraya mal oldu. Sen çiftçiden 40 liraya alıyorsun, ama tüketici bunu 400-500 liraya alıyor. Kirazın kilosu 30 liraya mal olup 500 liraya satılıyorsa, burada denetim eksikliği vardır. Devletin görevi bu tür fırsatçılara dur demektir. Gerekirse o tezgâh yıkılmalı.”
Whats App Image 2025 06 27 At 12.09.35

Muhabir: İlksen Akkan