31 Mart Yerel Seçimleri’nin dumanı tütüyor. AK Parti ve Cumhur İttifakı çerçevesinde baktığınızda seçim sonuçlarının tam anlamıyla hayal kırıklığına sebep olduğunu görmek mümkün. Nitekim her seçim zaferinden sonra “Balkon Konuşması” yapan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan açısından da seçim sonuçlarının değerlendirmesini yaptığı önceki akşam ki “Balkon Konuşması” sırasında, “Özeleştiri yapacağız” ifadelerini kullanmış olması bir hayli dikkat çekici. 2002’den bu yana sayısız seçim zaferi kazanan AK Parti ve müttefikleri ilk bir yenilgi yaşamanın şokuna girdiler diyebilirim.

Yerel seçimlerin kaybedilmiş olması iktidar açısından bir hayli büyük handikap. Ancak hem iktidarın hem de yerel yönetimler seçimlerinde bir adım öne çıkan CHP’nin seçim sonuçlarını nasıl okuduklarını da merak ediyorum. Emekliler ses yükseltti, genç kuşam ses yükseltti, çalışanlar ses yükseltti, yatırımılar ses yükseltti, çiftçiler, memurlar toplumun her kesimi ses yükseltti. Ama sonuçta sorunlarına çözüm arayan çevrelerin çok net tavırlarına rağmen kronikleşmeye başlayan ekonomi politikaları, sosyal dengelerin bozulmasının da etkisiyle neredeyse toplumsal bir afete dönüşmüş olmasına rağmen iktidar partisi “nasılsa bana oy veriyorlar” deyip kulaklarını tıkamaya kalkınca bu hazin sonuçla karşı karşıya geldi.

Daha sandıkların açıldığı ilk dakikalarda durum baştan ortaya çıkınca yaşanan telaşla birilerinin “ o adayla olmaz, bu adayla olmayacağı belliydi” gibi değerlendirmeler yapmış olması aslında gömleğin ilk düğmesinin yanlış iliklendiğini göstermesi bakamından ilginç veriler olarak elimizde kalsın.

Her seçim öncesi AK Parti çevreleri, “Reis ne söylerse o doğrudur, ceketini koysa kazanır” havasıyla pek bu konulara girmezlerdi. Zira gerçekten AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın toplumsal karşılığı olduğunu tüm siyaset bilimcileri hem biliyor, hem de kabulleniyordu. Hatta daha bir yıl önce yapılan genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri de bugünkü atmosferde geçmemiş miydi? Dünden bugüne işlerin özellikle ekonomideki işlerin kötü gittiğini bilmeyen var mıydı? Ama bir yıl önce yaşanan onca olumsuz tabloya rağmen Sayın Erdoğan ve partisi seçimleri kazanmammış mıydı? Ne diyordu siyaset bilimciler? “tencerenin götürmediği iktidar yoktur!” Buna rağmen AK Parti ve Sayın Erdoğan herkesi ters köşe yapıp seçimlerin galibi olarak iktidarını devam ettirmemiş miydi? Aslında hiçbir yöneticinin elinde sihirli değnek yoktur ama buna rağmen 24 yıldır AK Parti çevreleri, her sıkıştıklarında AK parti ve Erdoğan politikalarını savunmak için “Reisin bir bildiği vardır!” diyorlardı. Son yerel seçimler gösterdi ki vatandaşın her şeye rağmen bugüne kadar iktidar partisine duyduğu güvende çok ciddi bir aşınma oluşmuş ve artık bu taşınamaz hale gelmiştir. AK Parti çevreleri her defasında, kendilerini eleştirenlere karşı, “madem bir güven aşınması var, vatandaş neden hala bize oy veriyor?” sorusuyla karşılık veriyorlardı.

Doğrudur, ekonomi ve siyasetin olmazsa olmazı güven duyulmasıdır. Sonuçlar güven aşınmasını çok çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor. Yoksa adayların iyiliği ve kötülüğü üzerinden değerlendirme kolaycılığı “özeleştirinin” doğru şekilde yapılmasının önüne geçer.

Öte yandan tarihinde ilk kez yüzde 38’e yakın oy alarak birinci parti konumuna yükselen CHP’nin de sağlıklı bir durum değerlendirmesi yapması ve eline geçen yönetme fırsatını iyi değerlendirmesi gerekiyor. CHP’nin bugün aldığı oyların yaklaşık yüzde 15’lik kısmının tepki oyları olduğunu dikkatlerden kaçırdıklarında bir sonraki seçimde yine bir hayal kırıklığı yaşamaları mümkündür. Seçim sonuçlarını değerlendirmeye devam edeceğiz!..