Borges’in Yaratan kitabında altını çizdiğim bir cümle vardı, “ ‘Bana kendim olmak yetiyor’ dedi Rosas, ‘Başkası olmak istemiyorum…’” diye…
Bazen aklıma gelir bu cümle…
En çok da başkası olmaya zorlandığımı hissettiğim anlarda.
Başkası gibi olmak ya da başkası olmaya zorlanmak…
İnsanların sizi olduğunuz gibi kabul etmediğinin ve etmeyeceğinin farkına varmak…
Sizi değiştirmeye çalışmalarına seyirci kalmak ya da kendiniz olmaya devam etmek için savaş vermek…
Sahi, kaçınız gerçekten kendiniz kalabildiniz?
Ya da kendiniz kalabilmek adına bir şeyler yaptınız?
Bir müziği başkası size söyledi diye değil, kendi istediğiniz veya fark ettiğiniz için dinlediniz?
Bir kitabı ne zaman yorumlarına bakmadan veya tavsiye olmadan kendiniz keşfedip alıp okudunuz?
Bir filmi ne zaman başkası seviyor diye değil de kendiniz seviyor diye izlediniz?
Bir yemeği ne zaman kendi sevdiğiniz yemek olarak, özene bözene yapıp yediniz?
İnsanlar başkaları için yaptıkları şeyleri kendileri için de yaptıklarını zannederler.
Bu büyük bir yanılgıdır…
Büyük çoğunluk neye önem verirse, insanlar hatta bireyler de ona ağırlık vermeye başlıyor bir müddet sonra.
Bugün bakıldığında sosyal medyanın bu denli güçlenmesinin nedeni de bu…
Başkası için bir şey yaptığını düşünürken, kendisi için de bir şey yaptığını sanmak…
İşte bu yüzden bu denli sahteliklere, bu denli eleştirilere maruz kalıyor insan sosyal medyada.
Hatta bir başkası ya da kendisi için yapacağı şeyde ne denli çok insana erişebilirse, toplu etkileşim denilen şey başlıyor ve insanlar bir müddet sonra bu işe yarıyor diyerek daha çok sarıyor bazı şeylere.
Son dönemlerde sizin de dikkatinizi çekti mi bilmem…
Sıkıntısı ne olursa olsun insanlar sosyal medyada yaşadıkları sıkıntılara çare aramaya çalışıyorlar.
Ama iş istiyorlar, ama adalet istiyorlar, ama yaşamak istiyorlar.
Bu açıdan bakıldığında da o insanlar sosyal medyanın gücünü kullanarak günümüz teknoloji çağında kendileri olarak kalabilmenin savaşını veriyorlar.
Bir insanın kendi olabilmesine diğer insanlar hiç izin vermek istemiyor.
Bana özgürlük ne diye sorsanız size, ‘Kendin kalabilmek’ derim.
Çünkü bu aslında kişisel gibi görünse de özünde düşünce özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü, seçme özgürlüğünü, alma özgürlüğünü ve daha birçok özgürlüğü içinde barındırıyor.
Bir şeyi başkaları istedi diye değil, kendi istedi diye yapabilmek, özgürlük değil de nedir ki?
Ve aslında tüm insanlar daha doğrusu, birisinin kendisi olabilmesine izin vermeyen tüm insanlar, onların kendileri olmasına izin verdiklerinde özgür olabileceklerini, içten içe biliyorlar.
Bilmeleri bir şeyi değiştirmiyor yine de.
Çünkü bazen sadece bilmek yetmez, anlamak, görmek, kabullenmek de gerekir.
Ve ne yazık ki, çoğumuz bunlardan yoksunuz.
Bencilliklerimiz ne yazık ki, başkalarının ve hatta kendimizin, kendi olmasına izin vermiyor.
Bir kere de olsun kendiniz olmayı ve başkalarının kendileri olmasına izin vermeyi deneyin.
Göreceksiniz ki, yaşam aslında bu şekilde daha kolay ve daha anlaşılır olabilir…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!