Sahtelik gerçekliğe olan tutku ve hırsın kapatıcısı gibidir.
Gerçek olmaya yaklaşmanın vereceği heyecanı tatmak, ama bir yandan da hem kendini hem de başkalarını kandırmanın perdesi gibidir.
Gün ağarıp perde açıldığında gerçeklerin ışığı gün yüzüne çıktığında, sahtelik sadece yüz kırışıklıklarına, tiksintilere ve hayal kırıklıklarına bürünür.
Sahtenin gerçekliğe yakınlığı kişinin gerçeğe ulaşmasına ne kadar uzak olursa o denli büyük olur.
İnsan gerçekliği elde edemeyince sahtede bir gerçeklik aramaya başlar.
Gerçeklerin acıttığı sahteliklerin güldürdüğü dünyada gerçeğin, sahteden daha çok tercih edilmesinin nedeni de budur aslında.
Hayatlarımız, yaşamlarımız gerçek gibi görünebilir.
Belki en az gerçek kadar da mükemmel olabilir.
Ama bu sadece görünen yüzüdür.
Pencerenin dışındakilerle, pencerenin içindekiler kadar büyüktür aradaki fark.
Sosyal medya sahteyi öne çıkartıp mutlu bir dünya vaat ederken, gerçekler içimizde, evimizde, karşımızda öylece duru verir.
Bir tablet, bir telefon, birkaç tuş tıklatması, parmak kaydırması, gerçeği silip sahteyi ön plana çıkartır.
Ve sahte gerçeğin silikliğinde insanlara sonsuz mutluluk vaat eder.
Anlık mutluluklar, sonsuz gibi görünür, sonsuzluk gerçeklikle sahtelik ikileminde hiç olur.
Mutluluk sonsuz değildir.
Haliyle sahtelik ve gerçeklik de sonsuz değildir.
Sadece bir fotoğraf karesinde gördüğünüz gülümseme, çerçeveye renk katabilir ama gülümsemenin ardındaki gerçek, tüm renkleri griye hatta siyaha döndürebilir.
Gökkuşağının renkleri kirlenir, ortalık tanımlanamayan koyu bir renge bürünür.
Sahte cezbedicidir…
İnsana gerçekte ne istediğini unuttururken, elinde sahip olduklarını da unutturur.
Oysa bir insanın sahip oldukları, sahtenin sunduklarından daha kıymetlidir.
Ve ne yazık ki, sahte insanın elindekilerinin değerini bilmemesine neden olur.
Sadece değer kaybı değil, belli bir süre sonra elindekileri de yitirir insan.
Bir hiçe dönüşür.
Koca bir boşluk, koca bir hiçlik, koca bir yapaylık…
Sahtelik ne denli kanıksanırsa, acısı, gerçeğin acısından büyük harabelere neden olur.
Ama adı sahte ya, insan ona o denli aşina olunca acıyı da sahte zanneder…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!