En uzun sınırımız Suriye ile bulunuyor. Irak’ta sınır komşumuzdur. İki ülkeyi de Amerika hedefine aldı. Milyonlarca Müslümanın ölümüne neden oldu. Her şeye rağmen iki ülkeyi de bölemedi. Ancak, ülkeler savaş öncesi dönemlerine dönemiyor. Toparlanamıyorlar. Çünkü dengeler savaşta değişti. İki ülkeden de milyonlarca kişi kaçarak Türkiye’ye geldi. Eskişehir sokaklarında da bu iki ülke vatandaşlarına rastlıyoruz. Bayramda kaçtıkları ülkelerine tatile gidip de geri dönen mültecilerle de ilk kez karşılaşıyoruz. Dünyada da başka örnek yok. Eskişehir’de tahminen kayıtlı 15 bin civarında mülteci yaşıyor. Başka illere Birleşmiş Milletler tarafından verilen çok sayıda mülteci de, Eskişehir’de kaçak yaşamı tercih ediyor.
Suriye ve Irak komşumuzdu. Afganistan ise bize uzak sayılır. En azından komşuluğumuz yok. Arada geniş bir coğrafyaya sahip İran var. Afganistan 70 yıldır acı çekiyor. İlk önce Sovyetler Birliği döneminde işgale uğradı. Ardından Amerika işgali geldi. Afganistan’da birkaç yıl yaşamış bir arkadaşım Sovyet işgali için şunları söylüyor:” Sovyetler Birliği işgal ettiği ülkeyi yönetirken alt yapıya büyük önem vermiş. Yollar, köprüler ve ülkenin alt yapısını yapılmış. Amerika ise sadece işgal etmiş”
YERALTI ZENGİNLİKLERİ VAR
Afganistan’da 70 yıl önce kız öğrenciler bile tıp eğitimi yaparken bugün ülkeyi Taliban yönetiyor. Afganistan yer altı zenginlikleri nedeniyle sömürgeci güçlerin ilgisini çekiyor. Amerika Taliban ile anlaştı. Birkaç ay içinde ülkeden askerlerini çekiyor. Afganistan’ı Taliban’a teslim ediyor. Taliban’ın ortaya çıkmasına neden de Amerika’dır. Taliban tek kelime ile Amerika’nın bir ürünüdür. Ülkede başta Türk asıllılar olmak üzere, ülkedeki insanlar yıllardır Taliban ile savaşıyorlar. Şimdi savaşan insanlar Taliban’dan kaçma planları yapıyor. Taliban’dan kaçanda Türkiye gelmek istiyor. Amerika Suriye Irak’ta olduğu gibi Afganistan’a başarısızlığa uğrayarak, dengeleri bölge ülkelerin aleyhine çevirdikten sonra geri çekiliyor. Yönetimde Türkiye’ye oluyor. Demek ki, Türkiye’nin ilk önce Esat yönetimi ile anlaşarak, Suriye ve Irak konusunu çözmesi gerekiyor. Sırada Afganistan sorunu duruyor.
ESKİŞEHİR’DEKİ AFGANLI SAYISI
Alış-veriş yaptığım kasapta ve fırında Türk asıllı Afganlılar çalışıyor. Taliban’ın dolayısıyla Amerika’nın ülkeyi perişan ettiğini söylüyorlar. Fırında çalışan Afganlı, Eskişehir’e İran üzerinden cebinde Afgan kimlik kartı ile geldiğini söylerken, kasapta çalışan Türk asıllı Afganlı üzerinde hiç kimlik olmadan Afganistan’dan yürüyerek, Eskişehir’e kadar geldiğini söyledi. Eskişehir’de Bin sayısının üstünde Afganlı olduğu zannediliyor.
Kasapta çalışan bu Afganlı üzerinde kimlik olmadı için bir yıla yakın kaldığı evden sadece işine gidebildi. Bir yıl sonra Göç İşleri Eskişehir il Müdürlüğünün Afganlının beyanı üzerine verdiği kimlik kartı ile hem işine gidiyor. Hem de sokağa çıkabiliyor.
ET FİYATLARI YÜKSELİR Mİ?
köylerimizde çobanların tamamına yakının Afganlılar oluşturuyor. Afganistan’da hayvancılık ile uğrayan Afganlılar burada da aynı işi yapıyor. Bazıları “Her şey iyi de Afganlılar geri dönerse, döndürülürse Türkiye’de et fiyatları iki katına çıkar”. Bu söylem biçimi bana göre doğru değildir. Hayvancılık sürü otlatmadan, çiftlik ve kapalı hayvancılığa dönebilir. Yem fiyatlarının makul fiyatlara indirilmesi ve hayvancılık yapanların desteklenmesi ile et fiyatları aynı düzeyde tutulması mümkündür. Gerekli tedbirler alınmazsa, bir Afgan göçü ile karşı karşıya kalacağımız görülüyor.
![]() |
Sütlüce mahallesinde yaşayan duyarlı bir hemşerimiz Ömer Şanlı, mahallesi ile de yakından ilgileniyor. Şanlı, mahallenin çevreyolundaki parkını gözlem altına aldı. Bazı sorumsuz hemşerilerimizin bu parkta yaptıklarını, kirliliklerini fotoğrafladı. Hemşerimiz Ömer Şanlı diyor ki,” Sütlüce mahallemizde yoğunluk yaşanan yerlerden biriside çevreyolundaki parkımız. Yerlere atılan çöpler, poşetler çekirdek kabukları, ekmek parçaları salgın için kullanılan maskeler vs . Gün sonu çektiğimiz bu görüntüler maalesef her gün yaşanıyor. Sıcak yaz aylarında rağbet gören yerlerin başında ailecek spor yaptığımız dinlendiğimiz sabahtan akşama kadar çocuklarımızın vakit geçirdiği parklar geliyor ama gün sonu durum en hafif kelime ile içler acısı. Bu tablo bize çöp kutularının gereksiz olduğu yorumunu yaptırıyor. Demek ki biz çöp kutusu kullanmayı sevmiyoruz. Hem parkta hava almayı düşünüp hem de çöp kutularını kullanmayı düşünmüyorsak yarın Tepebaşı Belediyesi Park Bahçeler Müdürlüğünden çöp kutularının kaldırılmasını talep edebiliriz. Bu halde parkta oturmaktan memnun musunuz? Yazıklar olsun. Utanın biraz”
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!