Kısa adı AKPM olan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde Kırım konusunda yapılan oylamada Türk delegasyonun yaklaşımı Eskişehir’de yaşayan bazı Kırım kökenlilerde dahil eleştirildi.
Derneğin başkanı Evren Olcay ve yönetim kurulu üyeleri Türk delegasyonunu eleştirdi. Düzenlenen basın toplantısı da, Kazım Kurt’un Kırım kökenli olması nedeniyle, belediyenin basın bürosundan gazetelere haber verildi. AKPM üyesi olan Eskişehir milletvekili Prof. Dr. Emine Nur Günay da derneği ziyaret ederek, Türk delegasyonunun Avrupa Parlamentosundaki çalışmaları hakkında bilgi verdi.
OYUNCULAR DEĞİŞTİ
Amerika artık bölgede bir oyuncu değildir. Bunun farkına varmak, olayları, gelişmeleri büyük bir soğukkanlılıkla görmek gerekiyor. Son yirmi yılda yaşadığımız jeopolitik altüst oluşun temelinde tek kutuplu dünyanın yarattığı dengesizliğin olduğunu görüyoruz. Bu dönemi acımasızca kullanan ABD, bugün kendi kurduğu sistemle bile kavga eder hale geldi. NATO’da Türkiye ile karşı karşıya gelecek kadar pervasız hareket edebiliyor. Kırım’da istikrarın sağlanması hem Türkiye, hem Ortadoğu, hem de Rusya açısından belli güvenlik avantajları sağlıyor. Kırım’ın Rusya’ya dönmesiyle birlikte Türkiye üzerinde de diplomatik baskı oluşturuldu. Bu baskı belli ölçülerde aşılsa da hala devam ediyor. Yakın gelecekte Türkiye ve Rusya’nın Kırım konusunda daha ileri adımlar atacağı görülüyor.
SAFLAŞMANIN ŞEKLİ DEĞİŞTİ
Bugün dünyadaki siyasal saflaşma din ve mezhep temelinde değildir. Din ve mezhep temelinde çatışmaları kışkırtmak, buna da ‘medeniyetler çatışması’ adını takmak, ABD emperyalizminin izlediği siyasettir. Bu kanlı siyasete verilecek en iyi yanıt her inançtan insanın daha çok kenetlenerek bu duruma karşı çıkmasıdır. Zaten öyle de olmaktadır.
Amerika artık oyun kurucu olmaktan çıkmış, Avrasya’ya karşı oyun bozucu rolüne bürünmüştür. Türkiye'nin bir NATO üyesi olmasına karşın, NATO Türkiye'yi FETÖ'cü kalkışma gibi darbe girişimleriyle hem içeriden vurmaya, hem de dışarıdan kuşatmaya çabalamaktadır. NATO'nun Karadeniz'deki etkinliğini artırma girişimleri, Rusya Federasyonu'nu güneyden kuşatmak için olduğu kadar, Türkiye'yi de kuzeyden kuşatmak içindir. Amaç, aynı zamanda bu iki ülke arasına kama sokmaktır.
ÖNEMLİ PROJE ENGELLENMEK İSTENİYOR
Türk-Akım projesini engellemek için ABD ve Ukrayna'nın sürekli ve ortak çalışma kararıdır. Bunun amacı, Rusya-Türkiye işbirliğini engellemek olduğu kadar, Avrasya'nın enerji yolları ve güvenliği üstünde denetim kurmaktır. Bu denetim aracılığıyla Avrupa'nın Avrasya'ya yakınlaşmasının önüne geçmektir. Biz, komşumuz Ukrayna'nın da huzur ve istikrara kavuşmasını isteriz ama bunun yegâne yolu, Ukrayna'nın ABD ve NATO çıkarları doğrultusunda tutum almaktan vazgeçip, bölge ülkeleri ve Avrasya ile işbirliğine yönelmesidir.
SONUÇ NEDİR?
Sonuç, itibarıyla Rusya Federasyonu için Kırım neyse, Türkiye için de Kıbrıs odur. Kıbrıs Türkiye için neyse, Kırım da Rusya Federasyonu için odur. Hatta, bugün Rusya’nın önde gelen devlet adamları, Rusya ve Kırım birleşmesini Hatay’ın Türkiye’ye katılmasına benzeterek, Türklerin olayları iyi anlamasını istiyorlar. Kırım’ın Avrasya birleşmesinin ve işbirliğinin sembolü olduğunu söylüyorlar.
Kırım’daki sorunlar, Kırım Türklerin sorunları bugün Rusya karşıya alınarak, Amerika ve batı ile çözülemez. Eski politikalar tarihin çöplüğündedir. Türkiye-Rusya ilişkileri Atatürk’ten sonra en iyi dönemini yaşıyor. İyi ilişkiler kullanılarak, bir yere gelinebilir. Kazım Kurt da bu işte öncü olabilir. Ancak, meselelere doğru yerden bakmak gerekiyor. Bizde üzerimize düşeni yaparız.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!