Sanayileşme ile tüm dünyada ortaya çıkan çevre kirliliğine karşı çevrecilik hareketi de ortaya çıktı. Çevreciler, dünya kaynaklarının verimli kullanılması için, her tarafta mücadele ediyor.
1990’lı yıllarda Eskişehir’de benim de içinde bulunduğum bir grup Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği’ni kurduk. O zaman çevreciliği lüzumsuz bir iş, uğraş olarak görenlerde vardı. Eskişehir Çevre Derneği o tarihlerde adını Kütahya Azot Fabrikasına siyah çelenk koyarak duyurdu. O zamana kadar Çevre Derneği’nin öneminin farkına varmayanlar, Azot Fabrikası olayı ile derneğe sempati ile bakmaya başladı. Eskişehir’deki dernek bir anda üye patlaması yaşadı. Derneğimiz Çağlayan İş hanındaki adresinde faaliyetini sürdürüyordu.
Bugün Eskişehir’de çevrecilik adına iki önemli konu var. Konunun birisi Alpu ilçesine kurulmak istenen kömürle çalışacak termik santraldir. Diğeri ise Çevre Derneğimizin dün bir kez daha Eskişehir kamuoyunun önüne getirdiği, Beylikova ile Sivrihisar ilçelerimizin birçok köyünü kapsayan 3 bin hektarlık 400 bin ağacın bulunduğu alanda maden aramak istenmektedir.
Rezerv bitse de maden açık olacak
Kaymaz’daki altın madeni ocağına zamanında karşı çıkanlardan ve o zaman çalıştığım Milliyet gazetesinde Kaymaz’ı haber yapanlardan biriydim. Kaymazlı da istemiyordu. Sonra, çocuklarımız işe girsin düşüncesi ile Kaymaz belediyesi ve meclis üyeleri altın madeni kurulmasına izin verdi. Geçtiğimiz günlerde Kaymaz ve bizim köye gittim. Herkes altın madeninden şikâyet ediyordu. İkinci havuzun yapılmaması gerektiğine söylüyorlar. Kaymaz’ın çevresinde toprak dağları oluştu. Kaymaz da altın madeni yakında bitecek. Rezerv Bolu tarafından Kaymaz’a taşınarak, altın madeni çalışmaya devam edecek.
Alpu da bir kömürle çalışan santral kurulmasına imkân yok. 400 ağacın kesilmesine de imkân yok. Ama çalışmaları sürdükçe, Eskişehir’in Çevre Derneği üyesi olsun veya olmasın, halk karşı çıkacaktır. Alpu konusunda çevrecilerin yaptığı eylemler Türkiye çapında ilgi gördü.
Depremin öğrettiği
Özal dönemi ile birlikte ülkede dışarıdan alma birkaç adım öne çıktı. Üretim ve çiftçinin ürettiklerinin ülkeye pahalıya mal olduğu söylenerek, kotalar kondu. Bereketli topraklara binalar dikildi. İzmir depreminde de görüldüğü gibi binalar yıkıldı. Deniz kıyılarına ulaşım kolay olsun gerekçesiyle sanayi tesisleri kuruldu. 1999 yılından bu yana yaşadığımız büyük depremlerde sanayileşmede ve imarda ne kadar büyük hatalar yapıldığı ortaya çıktı. Bu hatalar dünün bugünün hataları değil. 1950 den bu yana devam eden hatalarının geldiği nokta bugün herkesi rahatsız ediyor. Küçük Amerika süreci ile başlayan süreç sonunda üretememeye kadar geldi. Kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olmaktan çıktık Hepimiz market market veya pazar pazar gezerek, Türkiye’de üretilen kırmızı mercimeği satın almak için arıyoruz. Üretim bir adım daha öne çıktı. Nasıl üretiriz diye düşünüyoruz. Üreticiyi, üretim yapanı desteklemek önem taşıyoruz.
Büyükşehir’in atağı önem taşıyor
Bugün siyasi yelpazenin her tarafında politika yapanlar 1950’ler de başlayan ‘Küçük Amerika’ sürecinden uzaklaşmaya çalışıyorlar. Elbette bağlar bir anda sona eremeyecektir. Birkaç yıl önce Büyükşehir Belediyesi Meclisinde, İl Genel Meclisinin sona ermesi ve Büyükşehir Belediyesi yasasının çıkması ile Büyükşehir Belediyesine geçen kırsal alandaki tarlaların işlenmesi, üretim yapılması CHP ile AK Partililer arasında tartışma yaşanmasına neden olurdu. Artık, durumun böyle olmadığı görülüyor. Çünkü yaşamın pratiği herkese ‘üretimi dayatıyor’. 1950 de başlayan süreç adı konulmasa bile bugün için bitmiştir. Atatürk her kesim için yeniden keşfediliyor. Bizim kuşak, okullarda Amerikan süt tozları ile Amerikan üretimi kötü margarinleri yediğimiz ile kaldık. Zeytinyağımızı yememek ve Sümerbank’ın ürettiklerini giymemek için türküler bile yazdık. Şimdi devir değişiyor. Büyükşehir Belediyesinin, daha önce Mahmudiye, Mihalıççık, Seyitgazi ve Alpu Belediyeleri ile imzaladığı protokollere Sivrihisar ve Mihalgazi de eklendi. 2 milyon metrekare topraklar hep birlikte üretime kazandırıldı. Bu çalışmanın devam edeceği görülüyor.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!