Birkaç gün önce Eskişehir’deki taksiciler tarifelere zam yaptılar. Biz ise dün farkına vardık. Bizim mahallenin taksi durağına sabahleyin, “Zam gelmiş. UKOME’nin yazılı belgesi var mı” diye sordum. Zam kararının tüm taksi duraklarına telefonla bildirildiğini, yazısının sonra geleceğini söylediler.
Tabii ki, burada bazıları belgenin konuşması gerektiğini söyleyebilir. Ancak, taksi duraklarına, taksimetreleri ayarlayan servis gelerek, tüm taksicilerden 190 TL almış. Ayrıca, taksiciler belediyeye mühür için de 65 TL verdiklerini belirterek, “Biz zam istemedik. Ancak, zam yaptılar. Bizden de 255 TL taksimetre ve belediye mührü parası çıktı” dedi.
Taksiye binerek, CHP’de klan ve kabilesine muhalefet edenlerin toplantısına gittim. Zamlı tarifeden 12 TL taksi parası verdim. Bizzat kendimiz taksiye binerek, zamlı tarifeyi yaşamış olduk. Bu arada, taksimetre servisi tarafından ayarlanmadan, belediye de mühürlemeden zammın yürürlüğe girmesine imkân yok.
NASIL BİR İŞ?
Biz taksi zammını sabahleyin test ettikten sonra, haberini de internet sitesine koyduk. Toplantıdan gazeteye geldiğimizde ise Büyükşehir Belediyesinin basın kuruluşlarına “Araştırmadan habercilik yapmayı kendine görev edinmiş bazı basın yayın organlarınca taksilere zam haberi gerçeği yansıtmamaktadır. UKOME tarafından ticari taksiler için alınmış fiyat değişikliği kararı yoktur. Konuyla ilgili olarak ekiplerimiz gerekli denetimleri yaparak, keyfi olarak zam yapan taksiler hakkında gerekli işlemleri uygulayacaktır” yazısının atıldığını gözlemledik. Hem yok, hem de araştıracağız diyorlar. Baştan bir araştırsaydınız.
Taksici zaten zam istemiyor. Ancak, servis geliyor, taksimetreler zamma göre ayarlanıyor. Sonra da taksimetreler mühürleniyor. Acaba, belediyenin aşağısı ile yukarısının birbirinden haberi yok mu? Basın kuruluşlarına ‘araştırmadan” diye başlayan metinler atılacağı yerde, belediyenin hemen yanındaki taksi durağına gidilerek olay araştırabilirdi. Niye acaba, haber yapan gazeteciler hemen suçlanıyor. Doğru haberlere Büyükşehir Belediyesi yönetimi niye tepki veriyor. Ayrıca, benim tarafından bu konuda açılan bir dava da mevcuttur.
Araştırma yapmayan, halktan kopuk, güç zehirlenmesi içinde bulunanlar ‘Hemen topu taca’ atmasını seviyorlar. Bizler sokaktaki, halkla iç içe yaşayan insanlarız. Makam aracımız, özel otomobilimiz, şoförümüz ve korumamız yok. Bu nedenle olayları görmeme, araştırmama gibi bir şansımız da yok. En önemli konuda, olayları yazmayan gazeteci sayısı Eskişehir’de çoğaldıkça, telefonumuzdan bizi arayanların sayısı da eksik olmasın her geçen gün artıyor. Haber yağıyor. Yazmaya yetiştirecek zaman yok. Sizler de bir zahmet belediyenin köşesine kadar giderek, taksicilere ‘Hayırlı işler’ dileyin. Taksimetreleri kim ayarlamış, sonra kim mühürlemiş korsan bir servis ve belediyeci mi var? Mührü basanların isimlerini de biz mi yazalım.
Fotoğraftaki 6 kişiden ikisi benim liseden okul arkadaşım. Aslında bu 6 kişi birbirine rakipler. Ancak, hepsinin ortak yani CHP’li olmalarıdır. 15 gün önce Bilecik’teki CHP’liler eğilim yoklaması ile belediye başkan adayını tespit ettiler. Dünde İl Genel Meclis üyeleri eğilim yoklaması ile belirlendi. Aday adayları sandıklarının konulduğu salonun kapısında bu fotoğrafı çektirerek, fotoğrafın altına ‘demokrasi şöleni’ diye yazdılar. 15 gün önceki belediye başkan adayları için yapılan eğilim yoklamasına Kazım Kurt ile Eskişehir’deki CHP’lilerde gitti. Eskişehir CHP’de ise demokrasi şöleni çıkmaz sokak gibi bir şey olarak kabul ediliyor. Bu fotoğrafın Bilecik’te çekilmesi kolaydır. Eskişehir’de ise mümkün değildir.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!