Bugün CHP Eskişehir’de 37. Olağan kongresini gerçekleştiriyor. 5 kişi il başkanlığına aday olduğunu açıkladı. Kim delegeden yeterli oyu alarak aday olabilecek. Bunu bugün kongrede göreceğiz. Ancak, ilk kez böyle çekişmeli bir CHP kongresi yaşadığımızı düşünüyorum.
Özellikle partinin Tepebaşı İlçe Başkanlığı ya da Tepebaşı İlçe örgütü, il kongresine yönelik birçok etkinlik yaptı. Tepebaşı İlçenin, mevcut il başkanını desteklediği biliniyor. Bugün 600 delege bir araya gelerek, il başkanını seçecek. Tepebaşı İlçesi kongreye iki gün kala ‘Birlik ve dayanışma gecesi’ düzenledi. Geceye tüm adaylar katıldı. İlk önce geceye Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in katılmayacağı düşünülüyordu. Ancak, Yılmaz Hoca son dakikada geceye katıldı. Herkese sürpriz yaptı. Gece daha coşkulu hale geldi. Tepebaşı İlçesi gecenin masraflarını imece usulü karşıladı. Geceye partililer arasında birlik ve dayanışmanın artması içinde Şükriye Tutkun davet edildi. Şükriye Tutkun bir dönem Eskişehir’de yaşadı. Meslektaşımız oldu. Gazeteci olmayı düşünürken birden türkücü oldu. Özellikle de Rumeli Türküleri ile şöhreti yakaladı.
TUTKUN NEREDE GAZETECİLİK YAPTI?
Şükriye Tutkun lisans eğitimini tamamladıktan sonra, Yüksek Lisans eğitimini Anadolu Üniversitesinde yaptı. Yüksek Lisans eğitimini bitirip bitirmediğini bilmiyorum. Ancak, o dönemde birlikte Milliyet Gazetesi Eskişehir Bürosunda çalıştık. Tutkun, kısa bir süre Milliyet Bürosunda benle birlikte çalıştı. Birlikte habere de giderdik. Bir gün bana “Başlangıçta, seni çok soğuk biri olarak düşünmüştüm. Sonra yanıldığımı anladım” demişti. Belki, iyi bir gazeteci olabilirdi. O iyi bir türkücü, sanatçı olmayı seçti. Belki de en iyisini yaptı.
CHP’nin Tepebaşı İlçe Başkanlığının düzenlendiği gecede sahne alan Şükriye Tutkun, eğitim gördüğü dönemde rektörü olan Yılmaz Büyükerşen’i de karşısında görünce iyice coştu. Büyükerşen de, partililer ile birlikte sahneye çıkarak, Şükriye Tutkun’un söylediği ‘Arda Boyları’ türküsüne eşlik etti. Arda nehri Bulgaristan’ın Rodop dağlarından çıkar. Ancak, acıklı türkünün geçtiği yerin Tekirdağ civarı olduğu söylenir.
![]() |
***
Sivrihisarlı Ataç ailesinin üç kardeşin en küçüğü olan Deniz Ataç bugün TEMA Vakfı yönetim kurulu başkanı olarak görevini sürdürüyor. TEMA’nın çalışmaları her kesimin takdiri ile karşılanırken, önceki gün TEMA başkanı olarak Deniz Ataç bir açıklama yaptı. Ataç, Türkiye’nin su kanununun bir an önce çıkarılmaıs çağrısında bulundu.
Küresel ısınma nedeniyle dünya savaşların yanı sıra en çok çevre felaketleri ile karşı karşıya bulunuyor. TEMA da Türkiye’nin önemli 25 su havzası ile ilgili proje düzenledi. Ataç kısaca şunları söyledi “Ülkemizin hayat damarları olan 25 nehir havzasının yönetimine sivil toplumun ve halkın katılımını güçlendirmek ve farkındalık yaratmak amacıyla çalışıyoruz. Bu kapsamda Havza Yönetim Heyetleri içerisinde ve tüm su yönetimi süreçlerinde katılımcılığın artmasını arzu ediyoruz”. Evet, Eskişehirliler porsuk çayındaki kirlilik nedeniyle zaman zaman Kütahya’ya giderek eylem yapıyor. Porsuk havzasına hayat veren Murat Dağı ile ilgili olarak Eskişehir’in de aralarında bulunduğu 4 ildeki çevreciler açıklama üstüne açıklama yapıyor ve yetkilileri çeşitli konularda uyarıyorlar. Su önümüzdeki yıllarda tüm dünyada akaryakıttan daha önemli hale gelecek. Televizyon ekranlarında, altın, petrol ve döviz fiyatları ile birlikte dünya su piyasası fiyatlarını da göreceğiz.
***
Bu fotoğraf Bulgaristan’da çekildi. Nüfusunun en az yüzde 10’nunun Türk olduğu ülkede yaşayan Türk asıllı Bulgar yurttaşları her yıl Şubat ayının bugünlerinde ‘Anadili konuşma günü’ olarak kutluyorlar. Bugünlerde bu fotoğraftaki görüntüler, Bulgaristan’ın her yanında yaşanıyor. Türkler, rahatça Türkçe konuşmanın mutluluğunu çeşitli eğlenceler düzenleyerek kutluyorlar.
Bir dönem Bulgaristan da isimleri bile değiştirilen Türkler, o günlerin stresini bugün bir araya gelerek, ‘Anadili konuşma’ gibi etkinliklerle kutluyorlar. Bulgaristan da yaşayan Türklerin bozuk bir biçimde Türkçe konuştuklarını düşünenler var. Belki yıllar önce değişik bir Türkçeleri vardı. Bugün ise Bulgaristan’da yaşayan Türklerin İstanbul Türkçesi konuştuklarını söyleyebilirim. Bu durumu da yılda düzenledikleri etkinlikler ile kutluyorlar. Bende önümüzdeki günlerde giderek, onların bu sevincine ortak olacağım.
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!