Bu başlık bana ait değil. Değerli doktorumuz Opr. Dr. Kayıhan Çağlar, sosyal medyada yazdığı yazısının başlığını bu şekilde atmış. Başarılı ameliyatlara imza atan, siyasetçiliği de olan Opr. Dr. Çağlar, şunları söylüyor: ”Aslında zafiyet, 5/6 Haziran'daki sokağa çıkma yasağının iptaliyle başladı. Birtakım insanlar, iyimser haliyle; korkulacak bir şey yokmuş, diyerek temkini elden bıraktı, kötümser bakışla da; bana bir şey olmaz, diyenler bu durumu işine geldiği gibi kullandı. En tehlikeli tedbirsizlik, seyahat kısıtlamasının kontrolsüz kaldırılması oldu ve bu süreçte atı alan Korona virüs Üsküdar'ı geçip Anadolu'ya ulaştı.
Maske kullanımı zorunlu olmalı ve takılmasının cezası olmalıdır. Sosyal mesafeye de uyumla beraber bulaşma ihtimali 0'e yakın engellenmelidir. Kanaatimce ölçülü ve kontrollü yasaklar geri gelmelidir. Kontrollü iyimserlik telkini önemli, fakat zaman, iyimser yaptırım zamanıdır”.
Ardından Güllük mahallesi muhtarı Tülay Çelt, sosyal medyadan şu açıklamayı yapma ihtiyacını hissetti: ”Güllük mahallesi sakinleri lütfen dikkat!!!Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “Vaka sayılarında kısmı artış var” dediği iller: Eskişehir, Aksaray,Yozgat,Șırnak, Diyarbakır, Batman, Elazığ, Muş, Erzincan, Siirt, Gaziantep, Adıyaman, Kayseri, Erzurum, Malatya, Çankırı, Tunceli, Şanlıurfa, Konya. İlimiz maalesef ilk sırada yer alıyor lütfen dikkat kurallara uyalım mümkün oldukça evden çıkmayalım”.
Ardından Samsun'da duyan gazeteci abilerimizden Cemil Ciğerim, Fatsa’da deniz kıyısında balık tutanların fotoğrafını gönderdi. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da Galata köprüsünde balık tutanlar, yaygın olarak izlenen televizyon kanallarına haber olmuştu. Balıkçılar dip dibe olarak balık tutmaya devam ediyorlardı. Üç aydır yeniden balık tutma gününü iple çektiklerini söylediler. Ancak, niye kurallara uymadıkları konusunda ciddi bir yorum yapmadılar. Cemil Abimizin gönderdiği Fatsa iskelesinden balık tutan amatör balıkçıların fotoğrafını köşeme alıyorum. Fazla lafa gerek olmadığını söylüyorum. Virüsün tekrardan atı almaması için üzerimize düşeni yapmalıyız. Normalleşme denilen olay bu şekilde bir olay değildir.
![]() |
Geçtiğimiz günlerde önemli ve etkili bir yerde görevli dostum, “Afganlılar olmasaydı, hayvancılığımız bitmişti” dedi. Gerçekten bugün köylerimizde sürülerin çobanlıklarını Afgan’dan gelen mülteciler veya Türk asıllı Afgan mültecileri yapıyor. Birçok köyde durum budur.
Mültecilerin bir bölümü ülkelerine dönecek. Bir bölümü bizimle birlikte yaşamaya devam edecek. Emperyalizm çağındaki savaşlar devam ediyor. Savaşlar devam ettiği müddetçe de göçler ve mülteci akını olacaktır. Bizim şanssızlığımız savaşların olduğu bir coğrafyaya yakın bulunuyoruz.
Bu yıl ilki gerçekleştirilen dünyanın en geniş katılımlı ve kapsamlı tematik film festivali ‘Uluslararası Göç Filmleri Festivali ‘artırılmış gerçeklikle’ düzenlenen yeni nesil açılış töreniyle başladı. 30 ülkeden 45 filmin ücretsiz olarak çevrimiçi gösterileceği Uluslararası Göç Filmleri Festivali’nde rezervasyonla izlenen filmler ise yoğun ilgi gördü. 13 Haziran gece yarısından sonra başlayan rezervasyonların yüzde 40’ı doldu. Sinemaseverlerin filmleri izlemek için www.festivalscope.com sitesine üye olması ve sınırlı sayıda gösterim için rezervasyon yaptırması gerekiyor. 24 saat rezerve edilebilen filmler izlenmediğinde kişinin listesinden silinerek bilet bir başka sinemasever için yeniden aktifleştiriliyor. Fotoğrafta Eskişehir Göç İşleri İl Müdürü Gökhan Ayyıldız, kızı ile festivalin açılışını izliyor. Müdür Ayyıldız, Eskişehir’de bizlerle yaşayan binlerce farklı milletten mültecilerin sorununu çözmeye çalışıyor. Onları belli bir düzen içinde tutmaya gayret gösteriyor.
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!