Bu yıl içinde gazeteci arkadaşım Eyüp Kelebek ve ile Tülün ile kısa bir balkan turu düzenlemiştik. Balkanlardaki gezi gazeteci arkadaşımı ve eşini etkilemişti. Hiç zora düşmeden Türkiye Türkçesi konuşarak balkanları dolaştık. Tarihi yerleri gördük. İnsanlarımız gibi geride kalan Tük eserleri de bugün turizm faaliyetlerinde kullanılıyor. Kimi müze, kimi işyeri olarak kullanıyor. Eski camiler Türkiye tarafından onarılarak, ibadete açıldı. Türk kökenli olamayanların bile Türkçe konuştuğuna şahit olmak Eyüp’ü de heyecanlandırdı.Rahmetli Demirel’in bir sözü vardı. Demirel” Adriyatik’ten Çin seddine kadar Türkçe konuşarak gezersin” derdi. Bu sözcük defalarca kanıtlanmıştır. Tülün emekli öğretmendir. Balkanlarda geceleyin dilenen Türk olmayan çocukların Tülün ’ün sorularına Türkçe cevaplar verince Tülün meraklanarak, çocuklara Türkçe’yi nereden öğrendiklerini sormuştu. Çocuklar okuldaki arkadaşları ile komşularının Türk olduğunu söylemişti.
Bir tarihte Romanyalı bir Türkolog’un konferansını dinlemiştim. Türkolog, Türklerin Romanya’yı yıllarda ortalıkta bir asker gezdirmeden yönettiklerini söylemişti. Fransızların Afrika’da yaptığı gibi kimseye de ne dil ne de din baskısı yapıldı. Tarihi gelişmelerin bakiyesi olarak, Türkçe yadigâr kaldı. Bir hayli de Türk nüfusla birlikte yaşamaya devam ediyor.
TÜRK ADAY VARDI
Geçen hafta Bulgaristan genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri çifte vatandaşlar dışında, hemşerilerimiz ve yurttaşlar tarafından ilgi gördü. Gözlerin soydaşlar dışında balkanlara dönmesine neden oldu. Türklerin çoğunlukta olduğu parti, seçimden istediğini aldı. Türklerin ilk kez çıkardığı Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Karadayı, Bulgaristan Türkleri dışında dünyanın dört bir tarafında yaşayan Türklerinde heyecanlanmasına neden oldu. Türkiye dışında başka bir ülkede Türk cumhurbaşkanı seçilebilir mi düşüncesi akıllara geldi
Nüfusun zorunlu göçler ile yüzde onlara indiği Bulgaristan’da Türk kökenli adayın çıkması ve nüfusun yüzdesinin üzerinde oy alması önem taşıyor. Türk Dünyası ile Kıbrıs dışında Gagavuzya’nın kadın cumhurbaşkanı da Türk’tür. Türkçe yemin etmiştir. Diğer Türk cumhurbaşkanından onu ayıran özellik ise Hristiyan Türk’ü olmasıdır. Adı Hristiyan dinine yakın olabilir. Soyadı Türkçe ve yüzyıllardır asimilasyona tabi tutulmaya gayret etseler de, biz farkına varmasak da bugün net Türkçeleri le karşımıza çıkıyorlar. Ne mutlu bizi…
Dün Bulgaristan Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu vardı. İki aday yardımcıları ile birlikte yarışıyor. Çifte vatandaşların birini tercih etmesi gerekiyor. O da Sofya Üniversitesi Rektörü Prof. Anastas Gercikov oldu. İkinci turda Türk kökenli aday olmayınca, seçim Türkiye’de kurulan sandıklarda ilgi görmedi. Çifte vatandaşların büyük çoğunluğu ve gazeteciler de göçmenler derneğini arayarak, seçimi geçen hafta olduğunu belirttiler.
Ben dün öğlene doğru bir seçim haberi yazınca, yazıişleri müdürümüz Sinan Keskin bile “ Ağbi bu seçim ne zaman bitecek” dedi. Geçen hafta üçüncü kez yenilen seçim Bulgaristan parlamentosunda hükümet kurulmasını sağlayamayabilir.
Arkadaşımız Sinan’ın da dediği gibi Bulgaristan da seçim arkası yarına döndü. Ama bir araya tam olmasa da gelen Türklerin çoğunlukta olduğu parti kilit parti oldu. Bulgaristan ile ilgisi olmayan yurttaşlarımı bile bana Naim filminden çok etkilendiğini, filmi televizyondan seyrederken ağladıklarını söylüyorlar. Zorunlu göçlere çeşitli tarihlerde tutulan Türkler, o günleri çoktan geride bıraktı. Acılarını kalplerine, içlerine gömdüler. Şimdi, söz sahibi olmaya çalışıyorlar. Ayrıca, seçim sonuçlarına göre partinin iki Türk milletvekili Avrupa parlamentosuna gitti. Avrupa Parlamentosu bazen aleyhimize kararlar alabiliyor. Orada da bir lobi olması gerekiyor. Diploması günümüz dünyasında önem taşıyor.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!