Bilecik Ertuğrul Gazi Lisesi,12 Eylül 1980’den önce Türkiye’nin en politik liselerin başında gelirdi. Sol’un her çeşidini bu lisede görebilirdin. Rakipsizlikten solcular birbiri ile kavga ederdi. Lisede birkaç ülkücü öğrenci vardır. Bende onları dövdürmezdim. Böyle şartlarda bugün ESKİ’de konumu tartışılan İrfan Bayındır ile o liseden mezun olduk. Takvimler 1999 yılını gösterdiğinde Bayındır ile ortak arkadaşımız olan bugün de Şişli Belediyesinde başkan danışmanı olarak görev yapan Semin Şahin, Eskişehir’deki büromuza geldi.
O dönemde Milliyet’te çalışıyorum. Semih Şahin de, Balıkesir Üniversitesinde öğretim üyesi olarak görev yapıyordu. Şahin, Bayındır ile Ankara’ya gittiklerini belirterek,” DSP’den Bilecik milletvekili adayı olmak istiyorum. Sende belediye başkan adayı ol” dedi. Şahin olayı kafasına takmış, taktığını da gerçekleştirecek.
BAYINDIR BAŞKAN OLSUN
Uzun uzun Bilecik siyasetini konuştuk. O dönemde iki okul arkadaşıma şunları söyledim:” Rahşan Hanım Bilecik listesinden diş hekimini gösterecekmiş. Belediyede şansımız olup olmadığını kestiremiyorum. Ankara’da DSP’de tanıdıklarımı da ziyaret edin. Sen milletvekili, Bayındır’da Belediye başkan adayı olsun” dedim.
İki arkadaşım Ankara’ya yola çıktılar. İki gün sonra Ankara dönüşü tekrardan durum değerlendirmesi yapmak için yanıma uğradılar. Eskişehir’de bizim büroda konuştuğumuz gibi başvurularını yaptıklarını ve DSP’nin bazı ileri gelenleri ile görüştüklerini söylediler. Bayındır’ın belediye başkan adayı olarak gösterilmesi konusunda daha sıkı çalışmamız gerektiğine karar verdik.
Bilecik listeleri açıklandığında Semih Şahin, milletvekili listesinde yoktu. İrfan Bayındır ise DSP’nin resmen Bilecik Belediye Başkan adayıydı. DSP zaten o dönemde iktidardaydı. CHP’nin belediye başkan adayı da şimdiki CHP milletvekili Yaşar Tüzün idi.
Seçim yapıldı. Oy pusulasındaki bir yanlışlık nedeniyle Bilecik de yerel seçim iptal edildi. CHP’de genel seçimde barajın altında kalmıştı. Bende gelişmelere takip etmem için Milliyet Haber Merkezi tarafından Bilecik’e gönderildim. DSP iktidarda, CHP’nin ise barajın altında olması bana göre İrfan Bayındır’ın şansını arttırıyordu.
Bilecik de, her belediye başkan adayı ile ayrı ayrı takılıyordum. Yaşar Tüzün piyasa politikacılığı yapıyordu. Gezdiği kahvelerde yaşlılar ağlıyor. Diğer partilere oy verenlerde Tüzün’e haksızlık yapıldığına inanıyordu. Arkadaşımın hiç şansı görülmüyordu. DSP’lilere de gözlemlerimi anlattım. Yenilenen Bilecik seçimini Bayındır’ın kazanması beklenirken, Yaşar Tüzün kazandı. Baraj altı kalan CHP’de yapılan ilk seçimde belediye başkanlığı kazanmış oldu. O seçimden sonra Tüzün’ün yükselişi sürdü. TBMM Başkan vekilliğine kadar çıktı. Bilecik’ten Eskişehir’e gelen İrfan Bayındır ise Büyükşehir Belediyesi ESKİ’de önemli görevlerde bulundu. Emekliye ayrıldı. Tekrar göreve çağırdı. Görevi kabul etti. Uzun yıllar çalıştığı Büyükşehir Belediyesi çok değişmişti. Tekrar ayrıldı. Önümüzdeki seçimde Bayındır’ı Bilecik de CHP’den belediye başkan adayı olarak göreceğiz. Kazanıp, kazanmayacağına Bilecikliler karar verecek. Eskişehir’in klanlığına soyunana zaten düzgün adam lazım değil. Çevresindeki değerli insanları görmüyor. Bu durum gelişmelerden belli olmuyor mu?
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!