Büyükşehir Belediyesi ile Odunpazarı Belediyesi meclislerinde, meclis üyelerinin gündem dışı konuşmaları tartışmalara ve polemiklere neden oluyor. Eğer tartışma belediye çalışmaları veya belediyecilikle ilgili ise mesele yok. Ancak, bazen belediyecilikle ilgili olmayan meseleler tartışılarak, vakit boşa geçirilmiş boşu boşuna tartışma çıkarılmış oluyor.
Büyükşehir Belediyesinin Şubat ayı oturumlarında ise ‘belediyecilikle’ ilgili konular tartışıldı. Herkes pek çok konunun cevabını buldu. Son yerel seçim ile oluşan Büyükşehir Belediye meclisinde CHP’lilerin çoğunluğu var. Daha önceki iki mecliste AK Partililerin çoğunluğu vardı. Bu mecliste yer alan AK Partililer, daha önceki meclislerdeki kavgacı AK Partililere benzemiyorlar. Konulara çözüm odaklı yaklaşıyorlar. AK Partili Murat Özcan’ın meclislerde aktif yer alması, meclislerde olumlu havayı arttırdı. Geçtiğimiz dönemdeki bazı AK Partililer beni bile yazdıklarım yazılarım ve haberler nedeniyle mahkemeye vermişlerdi. Tepebaşı Belediyesi’nin eski başkanının lehimde söyledikleri sözler nedeniyle mahkeme beni haklı bulmuştu. Yoksa, o dönemdeki bilinen hakimler bizlere çeşitli cezalar verebilirlerdi.
Sonuç itibarıyla bu şehirde yaşıyorsak, bu şehirliysek her konuda yapıcı olmalıyız. Müzakere ederek, sorunları çözmeliyiz. Büyükşehir Belediyesi Meclisindeki olumlu hava dönem sonuna kadar süreceğe benziyor. CHP’liler ve AK Partililer birlikte sorunları çözeceklerdir. Buna inancım tamdır.
MECLİSTEKİ OLUMLU HAVA
Büyükşehir Belediyesinin son meclis toplantısında AK Partili meclis üyeleri Murat Özcan ile Orhan Durmuş, gündem dışı olarak yaptıkları konuşmalarda dönüşüm projelerinin, su sorununun, porsuk projesinin tekrar gündeme gelmesine neden oldular. Başkan Büyükerşen de, sorular karşısında uzun uzun açıklama imkânı buldu. Tartışmalarda oldu. Ancak, onlar meclis gündeminin, konuşulan önemli konularının tuzu biberi olarak görülmelidir.
PORSUK YAPILACAK
Dönüşüm projelerinin birçok aşamadan geçtikten sonra mahkemeler tarafından iptal edildiğinin altını çizen Büyükerşen, kendilerinin bağımsız olarak yaptıkları Porsuk projelerinin yapılması gerektiğini belirterek,” Porsuk projesini yapmak zorundayız. Vatandaşlar müteahhitler aracılığı ile projeyi yaptırmalıdırlar. Müteahhitlerin Eskişehirli olması ve paraların Eskişehir’de kalması en büyük dileğimdir” dedi. Yani, Büyükerşen mahkemelerin iptal ettiği 8 mahalle projesi dışında kendilerinin yaptığı Porsuk projelerinin yapılabilirliğine dikkat çekti. Ancak, proje kapsamındaki hemşerilerimiz bu işe nasıl bakacak. Projeyi destekleyecekler mi? Halka rağmen bir şey yapılamayacağı bir gerçektir. Büyükerşen de buna dikkat çekti.
HANGİ BÜROKRATLARA KIZDI
Dün sabahleyin gazeteye gelirken, bazı bürokratlar telefonla arayarak, “Yılmaz Hoca bize kızdı mı? Hangi bürokratlara kızdı?” diye sordular. Mecliste Büyükerşen’in bürokratlara kızma olayı Çiftelerdeki Sakaryabaşı’ndan ham suyun şehre getirilmesi konusu gündeme geldiğinde oldu. Büyükerşen, “2016-2017 ve 2018 de bakana kendi el yazımla mektup bile gönderdim. Bazı bürokratlar çalışmaları engelliyor. İşte DSİ Bölge Müdürü böyledir. Çalışmayan bürokratları görevde tutmamak gerekir. Sakaryabaşı suyunun Eskişehir’e getirilmesi belediyenin gücü ile yapılacak bir iş değildir” dedi. Yılmaz Hoca, uzun konuşmasında sadece bir bürokrat ile adaşım olan bir akademisyeni hedefine oturttu. Eleştiriler de bulundu. Burada şunu yazmak istiyorum. Porsuk Projesi deprem güvenliği için olmalıdır. O bölgede oturan hemşerilerimizi ilgilendiriyor. Vatandaş, müteahhit ile anlaşabilecek mi? Bu büyük projeden sonuç çıkması imkansız gibi görülüyor. Lakin büyüyen Eskişehir’in ham suya ihtiyacı acil olarak var. Bu konu çözüme kavuşturulmalıdır.
KİTAP YAZMA İŞİ
Mecliste uzun uzun konuşan Büyükerşen, belediye başkanı olarak görev yaptığı sırada yaşadığı olumsuzlukları kitabında yazacağını belirterek, “Kim ak, kim kara, kim hangi projemize engel oldu imzalı bir şekilde her şey o kitapta yer alacak” şeklinde konuşurken aklıma şu geldi. Dönüşüm projelerini anlatırken, çarşı esnafın projelere karşı çıkarak dernekleştiğini ve derneğin de davalar açtığını söyledi. Bu derneğin avukatı CHP’lidir. Bugün Büyükşehir Meclis üyesidir. Acaba, Yılmaz Hoca kitabında bu kişiden nasıl bahsedecek? Benim merak ettiğim de budur. Dünyada önemli konularda karşılıklı yazılan kitaplar vardır. Herkes kendi değerlendirmesine göre bir kitap yazsa, yaşanmışlıklar daha iyi anlaşılır. Uzun yıllar sonra Yılmaz Büyükerşen’in belediyecilik dönemi mutlaka bilimsel tezlerin konusu olacaktır. Bu dönemi bizim gözümüzden anlatan bir kitap da biz mi yazsak?
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!