Usta gazeteci Uğur Mumcu, konferanslarında özellikle ‘Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayın’ sözünün altını çizerdi. Mumcu, Türkiye’de bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma hastalığının olduğunu söylerdi.
SADECE 20 KİŞİ VARDI
Erken seçim olmazsa, ayrıca olması için bir nedenle görülmüyor. Yerel seçimlere tam bir yıl var. Meslektaşlarımız, şimdiden yerel seçim çalışmalarına başladılar. Mesela, bir zamanlar Büyükşehir Belediyesinin şirketinde düz işçi olarak çalışan bir mühendis, daha sonra Odunpazarı Belediye Başkan adayı gösterildi ve seçimi kazandı. Meslektaşımız bu mühendisin belediyenin şirketinde çalışırken DSP üyesi olduğunu yazıyor. O dönemde DSP zaten üye yazmıyordu. DSP’nin 20 üyesi vardı. Bu kişi üyeler arasında yoktu. 20 üyeden biri de kadın bir gazeteciydi. Rahşan Hanım üyelere, üyelik kartlarını birer yazı ile mektupla göndermişti. 20 üyeli DSP’de Odunpazarı Belediye Başkan aday adaylığına 3’ü erkek 2’si kadın tam beş aday vardı. Ancak, Eskişehir’in klanı o dönemde de 5 aday adayı arasından değil de, uzaktan akrabası olan bu kişiyi, İngiltere’de eğitim gördüğünü öne sürerek aday gösterdi. İngiltere’de eğitim görmeyen bu kişi ile bir yıl sonrada kanlı bıçaklı oldu. Sonra neler dediğini burada yazamayacağım.
Bu kişi de ilk önce CHP’ye daha sonra da AK Partiye geçti. Ama bu çalışmanın AK Partide de karşılığı bulunamadı. Belki de, önümüzdeki dönem yeniden denenecek. Karşılığı yine bulunamayacak. Siyaset dışına çıktı. İşin garibi son yerel seçimlerde de CHP’nin Odunpazarı belediye başkanlığı yarışında biri kadın beş aday adayı vardı. CHP eğilim yoklaması yaptı. Klan halkın tercihini beğenmedi. Sol temayüllere uygun olmayan bir şekilde önce milletvekili yaptığı kişiyi istifa ettirerek, belediye başkanı yaptı. Bunun solculuk olarak savunanlar hale ortalıkta geziyor. Solun her seçimde Odunpazarı belediye başkan aday adaylığına beş kişi başvuruyor. Bunların arasından parti, klanın ortaya çıkmasına kadar adil bir yöntemle seçim yapıyordu. Çekirge kaç kez sıçrar, önümüzdeki süreçte hep birlikte yaşayarak göreceğiz.
BÖYLE ANLAYIŞ OLMAZ
Odalar da seçim süreci devam ediyor. Oda seçimleri ile ilgili bir tartışma çok ilginç bir yere geldi. Odanın faaliyet raporunun Ankara’da bastırıldığını, bir aday açıkladı. Adayın açıklaması üzerine bir matbaa Eskişehir’de faaliyet gösterdiklerini belirterek, söz konusu belgelerin Eskişehir’de basıldığını belirterek, odaya kesilen faturayı gösterdi. Bunun üzerine bir başka matbaa, belgeleri kendilerinin bastığını söyleyen matbaaya tepki göstererek, bazı gazetelere ilan verdi. Bu matbaanın baskı sistemlerinin, bu kâğıtları basmaya elverişli olmadığını bildirdi. Güler misin? Ağlar mısın? Her şeyden önce Eskişehir’deki önemli baskı işleri yapan matbaanın, Eskişehir dışındaki bir matbaa ile ortaklığı olabilir. Bazı belgeleri burası, bazı belgeler de Eskişehir dışında basılabilir. Yani, böyle bir tartışma olabilir mi? Böyle kısır bir tartışma, ilerlemeyi sağlamaz. Böyle tartışmadan sonuç da çıkarılmaz. Tartışma düzeyinde sıkıntılar görülmeye başlandı. Seçim süreçleri bitse de, herkes işine baksa ne iyi olacak? Her şeyden önce tartışmasını bilmiyoruz. Uğur Mumcu’nun dediği gibi o dönemi yaşamamışız. Fikrimiz yok. Bilgimiz ise çok. At atabildiğin kadar tutarsa ne ala…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!