Yaz mevsimi sona eriyor. Yavaş yavaş havalar soğuyor. İşin doğrusu bu yıl yazda geç geldi. Yaz mevsiminin sona erdiği okulların açılması ve adli yıl tatilinin sona ermesi ile anlaşılır. Belki çocuklarımız henüz okula başlamadı. Ancak, öğretmenler dün mesaiye başladılar. Bu ay bitmeden çocuklar içinde ders zili çalacak. Adli tatilde bitti. Dün baromuz düzenlediği törenle yeni adli yılın başladığını duyurdu.
Eskişehirli avukatlar açısından yeni adli yıl hüzünlü başladı. Baronun iki dönem başkanlığını yapan Yusuf Sever uzun süredir, rahatsızdı. Birçok hastalıkla uğraşıyordu. Yakınları onu Bodrum’a götürmüşlerdi. Orada yaşamını sürdürmeye çalışıyordu. Yeni adli yılın başlamasından iki önce Eskişehir Barosuna üye avukatlar ve onu sevenler vefat haberi ile sarsıldı. Adli yıl açılışında onu da anmak istediler.
Baro onu anmak için güzel bir pankart hazırlattı. Ayrıca ailesi ve baro şehrimiz gazetelerine onun aramızdan ayrıldığına dair ilanlar verdi. Bizim içinde Yusuf Sever’in anlamı büyüktü. Benimde bir dönem mahkemelerde savunmamı üstlenmişti.
Eskişehir tramvay sistemi devreye girdiğinde, aralarında hukukçularında bulunduğu bir grup bir eylem yapmıştı. Bizde bunları yaptığımız haber nedeniyle kendimizi mahkemede bulduk. Haberimize konu olanlar, bizleri de mahkemeye vermişlerdi. Haklılığımız kesin olduğu için, davalara kendim giriyordum. Bir duruşmada hâkim karşısında ben kendimi savunurken, izleyiciler bölümünde oturan bugün rahmetle andığımız Yusuf Sever de beni izliyordu. Başka avukatlarda vardı. Benim duruşmamı izleyen avukatlar duruşma sırasının kendilerine gelmesini bekliyorlardı.
Duruşmam ertelenmiş, bende salonun dışına çıkmıştım. Daha önceden de tanıştığımız Yusuf Sever yanıma geldi. Beni savunmak istediğini söyledi. Bende “Yusuf ağbi sen bilirsin” dedim. Öğleden sonra giderek kendisine vekâlet verdim. O dönemde baroya üye çok sayıda avukat, beni mahkemeye verenlerinde hukukçu olması nedeniyle Yusuf Sever’in ilk kez böyle bir dava aldığını belirterek,” karşı taraf hukukçuysa, avukatlar genellikle davayı kabul etmezler. Baro başkanlığı yapan Yusuf sever ise hiç kabul etmez. Ancak, senin haklılığını duruşmada görmüş ve karşı tarafa kızmış. Senin davanı üstlenmesinden bu anlaşılıyor” dediler.
Sonuçta, dava 4 yıl filan sürdü. Beraatımız ile sonuçlandı. Bende bir demet çiçekle Yusuf ağbime teşekkür ettim. Dün baro başkanımız Rıza Öztekin’in de dediği gibi, sert görünümü altında Yusuf ağbinin yumuşacık bir kalbi vardı. Belki de mesleği ona sert görünüm kazandırmıştı. İki dönem baroyu iyi yönetti. Bizde kendisini unutmayacağız. Mekânı cennet olsun. Baronun, üyelerinin ve sevenlerinin başı sağ olsun.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!