Han Belediye Başkanı Erdal Şanlı’nın, kurultaya ‘evet’ diyen imzayı atmasından sonra, milletvekilleri ve diğer belediye başkanları tarafından tehdit edildiği mi? Edilmedi mi tartışması devam ediyor. Bu köşede, milletvekillerinin imzalarını çekmesi için belediye başkanlarını araması Eskişehir’de günün konusu olduktan sonra, milletvekilleri de kendilerine yakın basın mensuplarına kendilerini savundurma görevi verdiler.
EĞİLİM YOKLAMASI TANINMADI
Geçtiğimiz yerel seçim arifesinde Odunpazarı İlçe Belediye Başkanlığı için beş aday vardı. CHP genel merkezi Eskişehir il sınırları içinde sadece Odunpazarı ilçesinde eğilim yoklaması yapacağını açıkladı. CHP Genel merkezi tarafından bizzat yapılan eğilim yoklamasından yüzde 70’in üzerinde eğilim oyu alarak, Erman Gölet çıktı. İkincisi ise Jale Nur Süllü oldu. Eskişehir’in klanı bugün demokrasiden ve küflenmekten bahsediyor. O gün eğilim yoklamasını tanımadı. Eğilim yoklamasında, yüzde 3 veya 4 oy alan 5. sıradaki adayı Odunpazarı İlçe Belediye Başkan adayı yapmak istedi.
ODUNU NİYE ATTILAR?
Klanının niyeti birinci sıradaki aday adayını eğilim yoklamasına karşın aday yapmamaktı. Jale Nur Süllü klandan izin alarak, CHP İl Başkanlığı önünde günlerce süren eyleme katıldı. Eylemciler, eğilim yoklamasına uyulmasını istedi. Ancak, Jale Hanım o gün eylemde eğilim yoklamasında çıkan birinci adayın lehine adaylıktan çekildiğini açıklayabilirdi. Demokrasi örneği verirdi. Bugün küflenmeden, tüzük değişikliğinden, ön seçim yapılmamasını isteyen klan tüm partililerin eylemde birleşmesine rağmen kimseyi ve demokrasiyi tanımadığını göstererek, milletvekilini, milletvekilliğinden (CHP Merkez Yürütme Kurulu’nun kararlarına rağmen) istifa ettirerek, Türkiye’de bir ilke imza attı. İstifa ettirdiği milletvekilini, Odunpazarı İlçe Belediye Başkan adayı gösterdi. Bugün ‘Değişim ve Umut’ kurultayına laf söyleyenler, kurultay delegelerine baskı yapanlar, demokrasi demeye devam ediyorlar. O günlerde parti önündeki eylemde partililer ile birlikte parti içi demokrasiyi arayan milletvekilimiz Jale Nur Süllü, bugün parti içinde demokrasiyi ve değişimi arayanları, koltuk derdinde olmakla suçluyor. Peki, o eylemlere kendisi ve diğer aday adayları niye katıldı. Soğukta günlerde parti önünde yanan varilden sobanın içine niye odun attılar. Yoksa o zaman koltuk derdine mi düşmüşlerdi?
GENÇ AVUKAT NİYE İSTİFA ETTİ
Eskişehir Barosuna kayıtlı imzacı kurultay delegesi niye sonunda partiden istifa etmeye karar verdi. Avukat Betül Duman parti içinde bildiğim kadarı ile Sinan Özkar ve Kazım Kurt’a yakın bir kişiydi. Parti içinde onlarla hareket ediyordu. Geçtiğimiz akşam Halk Televizyonda, televizyonun gelen müdürü Şaban Sevinç’in sorularını yanıtlayan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce şunları söyledi:” CHP delegeleri kimseyi dinlemesinler. Beni de dinlemesinler, Kemal Kılıçdaroğlu’nu da dinlemesinler. Sokağa çıkıp, 500 metre yürüsünler, yolda ilk karşılaştıkları kişiye CHP’de değişim olsun mu diye sorsunlar. Ona göre oy kullansınlar. Kararlarını ona göre versinler”.
Geçtiğimiz günlerde yine bu sütunlarda yazmıştım. CHP eski il başkanı, 5. sıra milletvekili adayı Sinan Özkar sosyal medyadaki hesabında kurultaya karşı olduğunu yazınca, yazıya 80’in üzerindeki kişi yorum yazarak Özkar’ı eleştirmişti. Hatta genç bir kız, Özkar’a kurultaya ‘evet’ imzası atmasını isteyerek, gençlerin geleceklerini, umutlarının karartılmamasını istemişti. Milletvekillerimizin bırakın belediye başkanlarını arayarak, imzalarını geri çekmelerini istemelerine, belediye başkan aday adaylarını bile aramaya başladılar. Hak, hukuk ve adalet nerede var? Siyasetçinin, hak, hukuk ve adalet konusunda herkesten daha duyarlı olması gerekir. Geçmişte yaptıkları, partideki davranışları da önüne gelebilir. Siyasetçinin yolu ip gibi olmalıdır. Zikzak olmamalıdır. Gazetecilerde siyasetçiler ile mesafeyi korumalıdır. İki milletvekilimizde bulundukları yerden 500 metre ileriye yürüsünler, ilk karşılaştıkları Eskişehirliye değişim ve umut isteyip istemediklerini sorsunlar. Kararlarını versinler. En kestirme yol halka sormaktır.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!