CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a kaset komplosu sonrasında 22 Mayıs 2010 tarihinde toplanan 33. Olağan Kurultay’da genel başkanlık koltuğuna oturdu.
22 Mayıs 2010 tarihinden bu yana 8 yıl geçti. CHP Genel Başkanı olarak Kılıçdaroğlu 2010 ile 2018 yılları arasında tam 8 seçime girdi. Başarılı olduğu bir seçim yok. Kılıçdaroğlu’nun genel başkan koltuğuna oturduktan sonra, Eskişehir’e davet eden kişiyim. Hem de iki kez. Kendisi de davetlerimi kabul ederek geldi. Sonraki gelişmeleri de o günden bu yana yakından takip ediyorum. Kılıçdaroğlu 2010 yılında genel başkanlık koltuğuna oturduğunda CHP’nin oyunu yüzde 40’a çıkaracağını söyledi. Oy oranı yüzde 25’lerin üzerine bir türlü çıkamadı. Son yapılan anketlerde CHP’nin oyu yüzde 20’e oturmuş görüyor. Yani, gerileme var. Yükselme işareti yok.
BEŞİNCİ KEZ GENEL BAŞKAN
Son kurultay da CHP’de genel başkanlık için 4 aday var. Ancak, herkes Kılıçdaroğlu ile İnce’nin yarışacağı konusunda hemfikirler. Ben bu satırları yazarken, Muharrem İnce’nin genel başkanlık adaylığı da tehlikeye girdi. Daha sonra Kılıçdaroğlu’nun devreye girmesi ile İnce’nin aday olması kesinleşti. Belki de, Kılıçdaroğlu kendisinin kazanacağına emin olduğu için, İnce’nin adaylığının yolunu açtı. Kılıçdaroğlu, daha önceki üç kurultaya rakipsiz olarak katılmıştı. İki kurultayda ise rakipleri var. Ancak, Kazım Kurt gibi isimlerin kurultay delegelerini belirledikleri için, başka adaylar çıksa da rakipsiz özelliğini korumaya devam ediyor.
TUZU KURULAR VAR
Muharrem İnce, kurultaydaki konuşmasında CHP’deki tuzu kurulardan söz ederek,” CHP’de de tuzu kurular var. Bakırköy, Beşiktaş, Kadıköy belediyeleri alındı mı yetiyor. Erzurum, Şanlıurfa onu ilgilendirmiyor. Sığınmışlar 3, 5 belediyeye. Onların oldu mu yetiyor. Ben memnun değilim. Onun için itaat etmiyorum. Bu partide bir itaat edenler, bir de memnun olmayıp itiraz edenler var. Ben itiraz ediyorum” dedi.
KRALA ÇIPLAK DEMEK GEREKİYOR
İnce, yerden göğe kadar haklıdır. CHP’de esas sorun budur. CHP iktidara gelmeyi ciddi olarak istemiyor. Top hep orta sahada çevriliyor. Birkaç belediye alındı mı geminin yürüdüğüne inanılıyor. CHP’de böyle bir yapı oluştu. Hatta geçen gün bir CHP milletvekili Kılıçdaroğlu’nu ve CHP’yi eleştiren yazılarımı okuduğunu belirterek,” Yanlış yoldasın. Genel başkan seni seviyor. Genel başkana biraz olumlu yaklaşsan, kendisini Eskişehir konusunda etkilersin” dedi. İnce, dün itaat etmediğini ve etmeyeceğini söyledi. CHP’liler kendilerini eleştirenleri sürekli olarak niye AK Partiyi yeterince eleştirmediklerini söylüyorlar. İktidar kadar ana muhalefetinde güçlü olması gerekiyor. Güçlü bir ana muhalefet, iktidarı kontrol eder. Değiştirir. CHP’nin geniş kesimler tarafından eleştirilmesi bunun içindir. Ancak, onlara birkaç belediye yetiyor.
KURULTAY BAŞKANLIĞI NE ANLAMA GELİYOR
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı kurultayda divan başkanı seçildi. CHP’liler daha öncesinde Hikmet Çetin’in kurultay divan başkanlığına önermişlerdi. Çetin’in CHP tüzüğüne göre kurultay divan başkanı olamayacağı anlaşılınca, rota Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanına çevrildi. Her seçimde onun adı bir yerlere geçer. Sonradan başkası bulunur. Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde İhsanoğlu’nun adaylığı gibidir durum. Türkiye’de yaş ortalamasının 30 olduğu düşünülürse seçimlerde ne yapılması gerektiği de ortaya çıkıyor. Bazıları yalakalıkta sınır tanımıyor. Bu başka bir iştir. Her olaya mantıklı yaklaşmak gerekiyor. 8 seçim kaybetmiş birinin, genel başkanlığı bırakması için 10 seçim kaybetmesi mi bekleniyor? Eğitimlilerin ve kültür düzeyinin yüksek olduğu bir partide bunlar oluyorsa geriye ne kalıyor?
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!