Okullar öğrencileri, öğrenciler okulları görmeyeli iki yıla yakın zaman geçmiş. Hiçbirimiz farkında değiliz. Sabahleyin berberde okul tıraşı olan bir çocuk vardı. 1.5 yıl sonra okuluna kavuşacağı için heyecan taşıyordu.
Sabahleyin bazı gazeteci arkadaşlar, PCR testine başvuran olup olmadığını sorguluyordu. Test için hastanelerde sıra var mıydı? Test ilgi çekmiş miydi? Biz gazetecilerde alışmıştık. Her öğretim yılı başında ilin yetkilileri bize ilköğretim haftasının başlayacağı okulu bildirir. Biz de giderdik. Törene katılan en yetkili zili çalar, folklor ekipleri oynar, konuşmalar filan derken, eğitim yılı başlardı.
Şimdi, böyle bir durum olması mümkün değil. Küresel Salgın koşullarında okullarımızı açıyoruz. Türkiye genelinde 18 milyon çocuğumuz okullara başlıyor. Tören yapılacak bir ortam yok. Milli Eğitim İl Müdürümüz Hakan Cırıt’ı yakından takip etmeye çalışıyoruz. O da birkaç aydır, okulları eğitime hazırlıyor. Okul müdürleri, öğretmenleri ile toplantı üzerine toplantı yapıyor. Okullara giderek eksikleri ve yapılması gerekenleri takip ediyor. Tespit yapıyor.
Öğretmeniyle, öğrencisiyle, müdürüyle, hizmetlisiyle, çalışanı ile bu kadar dinamik bir kitleyi kontrol etmek, idare etmek küresel salgın şartlarında bir hayli zordur. Başta Milli Eğitim İl Müdürü Hakan Cırıt olmak üzere idare personel son bir haftadır okullarda yatıp kalkıyor. Bir eksiklik olmasın, bir hata sonucu okullar, dersler kesintiye uğramasın düşüncesiyle…
Cırıt, yetişebildiği ölçüde dün okulları dolaştı. Yapılan küçük törenlere katıldı. Öğrencilerden, öğretmenlere kadar herkesi dinledi. Hatta okula çocuklarını getiren ama kendileri okul dışında bekleyen velilerinde yanına giderek, taleplerini tespit etti. Çünkü hiçbir idarecinin aklına gelmeyen bir sorun veya yöntem bir velinin aklına gelebilir.
Böyle dönemlerde herkesin aklına ve desteğine ihtiyaç var. Okulların açık tutulması, derslerin kesintiye uğramaması bir anlamda ülkenin geleceği ile de yakından ilgilidir. Bu çocuklar, 18 milyon öğrenci ülkenin geleceğidir. Bugün küresel salgın şartlarını en hafif şekilde veya kolaylıkla, bilinçle atlatan ülkeler, diğer ülkelerin bir adım önünde olacaklardır. Bunun için, ülkemizin geleceği için hepimize görev düşüyor. Özverili çalışmaları nedeniyle Milli Eğitim İl Müdürü Hakan Cırıt başta olmak üzere, eğitimcileri kutluyoruz.
![]() |
İkinci Dünya Savaşında Hitler’in uçakları Avrupa’yı bombalarken, Hitler’e karşı tüm dünyanın birleşerek, cevap vermesinin dışında senfoni orkestraları konserlerine devam etti. Tiyatrolar perdelerini açtı. Viyana da valslar bombaların altında sürdü.
Hatta sığınanlarda bombalar atılırken Avrupa da ve Rusya’da bugünde ünleri devam eden besteciler önemli besteler yazdılar. Savasın acılarını, bombaları müziklerinde canlandırdılar. Olumsuz koşullarla mücadele edilmelidir. Ancak hayatın tamamen durması pek çok sorunu ortaya çıkarır. İnsanların ruh sağlığı başta olmak üzere ekonomileri etkiler. Bugün mücadele ettiğimiz küresel salgın insanların ruh sağlığını bozduğu gibi, ekonomileri de bozmuştur. Henüz ilacı bulunamamış Kovid-19 ‘u iki doz aşılarla engellemeye çalışıyoruz. İnsanların, yurttaşlarımızın eski günlerine dönmesi için morale de ihtiyacı var. Büyükşehir Belediyesinin senfoni orkestrası geçen hafta Mihalıççık’ta konser vermişti. Çifteler ilçemizde Büyükşehir Belediyesi bir bina yaptı. İçinde dersliklerden, konser salonundan, itfaiyeye kadar her şey var. Bir ay önce kadar yazdığım bir yazıda bu binada senfonik konserler verilmesini önermiştim. Bu hafta sonu Cuma akşamı ilk konser var. Artık, Çiftelerliler salonu doldurur. Slaon olan her ilçede konser verilmelidir.
![]() |
Hafta sonu bir sünnet düğününe gittim. Sünnet çocuğu ve düğüne gelen arkadaşları Eskişehirspor’un alt yapısına gidiyorlarmış. Toplandılar, ilk önce Eskişehirspor marşını söylediler. Ardından da Eskişehir marşını güçlü bir şekilde unutanlara hatırlattılar. Yani, bu şehrin çocukları doğuştan fanatiktir. Bu şehirde Eskişehirspor’dan başka takım tutulmaz. Bu sezona iyi başlangıç yeniden hepimizi umutlandırdı. İnsek de, çıksak da Eskişehirsporluyuz. Ama sorumluluklarımızı bilmeliyiz. Eski güzle günlere dönme umudunu hiçbir zaman kaybetmedik.
Eskişehirporluluk ruhu, sınırlarımızda başlar. Deplasmanlara son paramız ile gideriz. Konya deplasmanına tren kaldırmıştık. Eskişehirlileri, taşımaya otobüslerde yetmemişti. O günlere döneceğiz. Elimizde bayrağımızla güzel günleri bekliyoruz.
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!