Dün bir arkadaşım ile telefonda görüşürken, bahçemize ne ektiğimi sordu. Yeşil soğan ile patates ektiğimi söyledim. O da bu yıl gıda kıtlığı olacağını belirterek,” Domates yetiştiren arkadaşımı aradım. Bu yıl domatesler ondan olacak. Çünkü sebze ve meyvede sıkıntı çekileceğine inanıyorum” dedi.
Yine dün ortalıkta gezinen haberlere göre, kahve üretimi yapılan ülkelerde bankaların kapatılması, çalışma saatlerinin kısaltılması, ulaşımdaki zorluklar ve işçilerin Kovid-19 hastalığı korkusu nedeniyle, kahve üretiminde ciddi gerileme olmuş. Yani, kahve çekirdeklerinin toplama mevsimi gelmesine rağmen, toplama gerçekleşemiyor. İçinde bulunduğumuz şartlarda dünya çapında kahveye ilgi arttı. Bir yıllık stoklar tüketildi. Kahve fiyatlarının yüzde 16 daha artacağı tahmin ediliyor.
BİZ YARATTIK
İnsanoğlu, sanayi çağına geçmesi ile kendine doğadan ayrı bir yapay doğa yarattı. Yarattığı olağanüstü dünyasının ya da doğasının her zaman var olacağına inandı. Kapitalizm ile birlikte insanoğlunun yapay doğası tavan yaptı. Şimdi ise Kovid 19’lu günlerde doğayı hatırladık. Domates veya kahve paniği de bu nedenle yaşanıyor. Sokağa çıkma yasakları ya da yurttaşlarımızın evde kalmaları ile doğamızda temizlenmeye başlanıldı. İstanbul, Ankara gibi kentlerimizde dolaşan otomobillerin sayısının azalması, daha az tüketim havayı temizledi. İstanbul’daki havanın temizlenmesi nedeniyle, Bursa Uludağ İstanbul’dan görünmeye başlanıldı. İstanbullular en son acaba ne zaman Uludağ’ı görmüşlerdi. İstanbul’dan Uludağ’ın görüldüğünü bende ilk defa duydum.
BAKIP ALIYORDUK
CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu Özal’ı yere göğe sığdıramadı. Ancak, yerli üretimin düşmesi Özallı yıllarda ‘Çikita muz’ ithali ile başladı. Çiftçinin çok pahalıya ürettiğini söyleyen Özal, yurtdışından hububat almaya başladı. Yol açıldı. Bugüne gelindi. Çiftçi de yatak ve yorganını yüklenerek, büyükşehirlerin gecekondu mahallerine göçtü. Züğürt Ağa tipleri ortaya çıktı. Bugün mercimek, pirinç, nohut, kuru fasulye alacağımız zaman paketlerin üzerine Türkiye’de yetiştirip yetiştirilmediğini arar olduk. Şehrimizde çok uzun yıllardır hububat satan bir dostum, hububat çuvallarının üzerine Türkiye’de üretildiğine ilişkin bir yazı astı. Bana da “Yazıya bakma hepsi Güney Amerika’dan geliyor. Vatandaş sorduğu için böyle yazı asmak zorunda kaldım” dedi. Bugün yerli hububat arayanlar dün ‘Çikita muz’ ithali başladığında niye Anamur Muzunu tercih etmedi.
Peki, ne olacak? Sanayicimizden, üreticilerimize, tüccarımıza kadar herkes bugün yerli üretimden söz ediyor. Hazine arazileri tarıma açılıyor. Demek ki, Kovid-19 ve dünyanın içinde bulunduğu şart, bizi liberal görüşlerden, tekrar planlı ve Atatürk dönemindeki üretim anlayışına geçiriyor. Ülkemizin tekrar dünyada kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biri olacağına inanıyoruz. Ne domatesin ne de makarnanın yokluğunu çekeriz. Genlerimiz yeniden ortaya çıkıyor.
Dünya Kovid-19 ile mücadele ederken, ülkemize özgü özelliklerde ortaya çıkıyor. Özellik, devletin ve belediyelerin yanı sıra, sivil toplum veya mahalle grupları bir ereye gelerek, ihtiyacı olan en yakın komşusundan başlayarak, yaşamı kolaylaştırıyor. Biz Türklere özgü olan bu özellik genlerimiz ile kuşaktan kuşağa aktarılıyor.
Bende birkaç gün önce öğrendim. İlçemizin birinde yaşayan bir hemşerimiz, polisi arayarak bir kilo süte ihtiyacı olduğunu bildirdi. Polis bir kilo süt alarak o hemşerimizin evine gitti. Hemşerimiz polise teşekkür ettikten sonra,” Evde oğlum var. Sokağa çıkmak için yaşı da tutuyor. Ancak, uyuyordu. Kıyamadım” diyor. Bende duyduğum bu olayı yorumsuz yaşıyoruz.
Yine başka bir ilçemizin kırsalında yaşayan bir başka hemşerimiz jandarmayı arayarak, hayvan yemine ihtiyacı olduğunu söylüyor. Jandarmamız hemen bir römork yemi hemşerimizin kapısına götürüyor. Hemşerimiz hiç ummadığını söylüyor. Kısıtlı hemşerilerimiz evden elbette çıkamıyor. Polis, Jandarma veya vefa grupları, belediyelerimizin çalışanları kendilerine uzatılan yardım isteğini geri çevirmiyor. Ancak, o eli suiistimal etmemeliyiz. Yoksa ne jandarma, ne polisimiz ne de belediye çalışanımız şikâyet etmiyor. Sadece ben yaşanılanları yorumsuz yazıyorum. Eskişehir’de polisin çalışmalarından İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu çok memnun olmuş ki, kendi sosyal medya hesaplarında Eskişehir’deki polisin çalışmasını fedakarlığını bir fotoğraf ile paylaştı.
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!