Geçtiğimiz günlerde Sivrihisar ilçesindeki tarikat köyü ile ilgili düşüncelerimi bu köşede paylaşmıştım. Köyü kamuoyuna tanıtan ilk gazeteci olarak köyle ilgili düşüncelerimi de yazmıştım.
Ancak, bazı arkadaşlar yazılarımı farklı olarak yorumladıkları ve köy ile ilgili olarak Eskişehir milletvekilimiz Utku Çakırözer’in dün gündeme taşıdığı iddialardan sonra, bu yazıyı yazmak daha da önem taşıdı diye düşünüyorum.
FETÖ’cü örgütün 15 Temmuz darbe girişimi ülkemiz için bir milat olmuştur. Bu tarihten sonra, 1970’li yıllardan bu yana örgütlenen Amerikancı örgütün üzerine yüründü. Ordu ve polisten on binlerle ifade edilen elemanları temizlendi. 30 bin üyesi de hapislerde yatıyor. Önemli elemanlarından yurtdışına kaçanlar da oldu.
Tüm bu gelişmeler olurken, Diyanet’in hazırladığı ‘Tarikatlar Raporu da’ ortaya çıktı. Diyanet tarafından gizlice hazırlanan rapor gerekli yerlere sunuldu. Yani, devlet veya devleti yönetenler 15 Temmuz’dan sonra farklı bir tutum alarak, Türkiye tarihinde ilk kez bir cemaatin 30 bin üyesinin tutuklanmasını sağlamışlardır. FETÖ örgütü dışında başka cemaatlerin de üzerine gidildi. En son olarak, sosyetik görülen cemaatin başı ile elemanlarına operasyon yapıldı. Halen yargılamaları sürüyor.
RAPORDA NE DENILIYOR?
Diyanet’in raporunda şu görüşler savunuluyor: “15 Temmuz darbe girişimin ardından, Türkiye’de faaliyet gösteren ve dini argümanlarla hareket ettiğini iddia eden yapıların ayrıntılı bir şekilde incelenmesi kaçınılmaz olmuştur. Türkiye’nin son birkaç yıldır boğuştuğu FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) problemi, ülkemizin dini oluşumlar haritasını çıkarmayı zorunlu kılmaktadır.”
NİÇİN BUHARA?
Cemaatçi kesimler Sivrihisar’daki Buhara’nın ortaya çıkmasından sonra, orada yaşayan kişinin çakma olduğunu söylediler. Peki, Buhara ismi nereden çıktı? diye bir soru sorulursa, bugün birçok kolları olan kollarından biri de FETÖ’cü olan cemaatin çıktığı yer 16. yüzyılda Özbekistan’ın Buhara kentidir. Buhara aşkı buradan geliyor. Ortaçağ’da yaşanmış bazı olaylardan yola çıkarak, o çağı 21. yüzyıla uyduramazsın. Uydurmaya kalkarsan, dünya ile çelişirsin. Orta çağdan sonra dünya reformları, Fransız devrimini, İngiliz ve Amerikan devrimi ile Rus ve Çin devrimlerini gördü. Türkiye Atatürk aydınlanmasını ve devrimini yaşadı. Dünyadaki birçok devrimden sonra, orta çağ’a kimse geri gidemez. Suudi Arabistan gibi en tutucu ülkeler bile büyük açılımların, değişimlerin eşiğindedir.
Diyanet’in tarikatlar raporu varken (Merak edenler bu kitabı Kaynak yayınlarından alıp okuyabilirler) veya 30 bin cemaat üyesi hapislerde iken, hiç kimse Sivrihisar’ın bir mahallesinde veya köyünde yüzyıl öncesi yaşanmışlıkları hortlatamaz, geriye getiremez. 15 Temmuz gibi bir deneyim atlatmış ülkemizde bazı bürokratlar halen eski düşünce içinde olabilirler. En son olarak iktidara yakın olan bir gazeteden bile bazı tarikatlarla ilişkilendirilen yazarların yazılarına son verildi. Valiler, kaymakamlar ve Ankara’da üst düzey bürokratlar vardır. Çakırözer de son açıklamasında Ankara’daki en yetkili kişilere sesleniyor. Bu konuda bir adım öne çıkması gereken sivil toplum kuruluşlarının da, bugünlerde koro kurma işi ile uğraştıklarını görüyorum. Çakırözer’in dünkü açıklamalarından sonra bir Sivrihisarlı olarak sayın kaymakam ne diyor?
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!