Dış politikanın ülkemizi hatta şehrimizin derinden etkilediğini yaşamın pratiğinde gördük. Bir CHP milletvekilimiz ile bir ilçe belediye başkanımız Amerikancılıkta birbiri ile yarışıyor. İlçe belediyemizin Bahçesaray ile kardeş şehirliği bozularak, Ukrayna’nın ırkçı bir belediyesinin yönettiği ve geçmişinde Neo Nazilik olan şehri ile kardeş olduk. Bu gelişmeyi birkaç gündür yazılarımda belirtiyorum. Günümüzde bu çalışmaları yapanlara tüm Türkiye’de kısaca ‘Amerikan solcusu’ ismi veriliyor. Vay be. Eskişehir’e kadar geldiler. Attılar mı mangalda kül bırakmıyorlar.
Akıllı ve dünya stratejisine uygun davrananlarda var. Rusya Federasyonu Pskov Bölgesi Ekonomik Kalkınma ve Yatırım Politikası Başkanı Andrey Mihev ve beraberindeki heyet Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’i ziyaret etti. Eskişehir ile Pskov bölgesinin ekonomik ilişkilerinin nasıl geliştirileceği masaya yatırıldı.
Heyette bulunan Pskov Bölgesi Ekonomik “Moglino”nun Yatırım Projeleri Başkanı Ekaterina Pihtina, Rusya Federasyonu Ticaret Mümessili Aydar Gaşigullin Eskişehir ile ilişkileri geliştirmek için Büyükerşen’e söz verdiler. Bugün Putin’in başkan olduğu hükümette iki önemli bakan Türk kökenlilerden oluşuyor. Büyükerşen’i ziyarete gelen ticaret mümessili de Türk kökenli olduğu biliniyor. Bir Rus Atasözü var. Rus’u kazıyın altından Türk çıkar. Millet olarak kanımızın karıştığı en yakın ulus Ruslardır. Böyle bir tarihi gerçek var. Türkiye’nin en çok ticaret yaptığı üç ülkeden biri de Rusya’dır. Demek ki, 1950’lerden itibaren yaptığımız gibi Rusya’ya kapıları kapatmayacağız. Bugün çevremizde Amerika’nın askeri üs sayısı 20’yi ulaştı. Silahların menzilinde Türkiye var. O zaman bölge ülkeleri olarak birleşeceğiz.
ATATÜRK’ÜN YAPTIĞI GİBİ
Bölgedeki gelişmeler, konjonktür Türkiye’yi Avrasya’ya kayıyor. Karşınızda bir Fransa bir ABD gibi nükleer güçlerden oluşan ittifaklar sistemi varsa ve size sürekli tehdit yağdırıyorlarsa sizin de kendinize yeni dostlar, yeni ittifak bulmanız gerekir. Büyük önder Mustafa Kemal’in 100 yıl önce yaptığı da buydu. Üç yıl önce savaştığı Ruslarla, üç yıl sonra gitti stratejik işbirliğine girdi. Geçici ittifak kurdu. Rusya’dan 300 bin ton cephane aldı. Anadolu’yu öyle kurtardı. Ama Rusya’nın uydusu olmadı. Şimdi bunları Türkiye’de dile getiremiyorsunuz. Niye? 70 yıl beyni yıkanmış Atlantik eroinmanları var bu ülkede. Son günlerde Eskişehir’de görülmeye başladılar. Yani Atlantik’ten bir kötülük gelmez, bütün kötülükler Rusya’dan Çin’den gelir. Böyle bir kafa yapısı var ve bunu yıkmak zor. Rusya’yı eskiden komünist diye korkutuyorlardı, şimdi kapitalizmin en uç safhasına ilerlemiş. Bugün bölgenin en güçlü ülkesinden biri konumundaki Rusya ile işbirliği yapmazsak kiminle yapacağız? Fransa ile mi yapacağız, İngiltere ile mi yapacağız?
YENİ DURUMLAR ORTAYA ÇIKTI
“Sizin ülkenizi zamanında gelmiş işgal etmiş, paramparça etmiş, Sevr’i dayatmış bu ülkelerle işbirliği yapacağız, ama efendim kuzeydeki komşumuzla işbirliği yapmayacağız. Karşımızda Türkiye’yi denizlerden koparan, Kıbrıs’tan koparan, Ege’den koparan, Türkiye’nin güneyinde kukla bir Kürt Devleti'ne zorla razı eden bir sistem var. Bu sisteme Avrupa-Atlantik sistemi adı veriliyor. Bu sistem Türkiye’ye baskı yapıyor. Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni (GKRY) üzerimize sürüyor. Türkiye’nin kendini korumak için önce kendi milli imkanlarıyla daha sonra da yeni yaratacağı dost ve müttefik sistemlerle bu baskılara direnecektir. Bazıları diyor ki, efendim bu iktidar değişirse buraya daha modern, daha liberal iktidar getirirsek, Türkiye bu jeopolitik tezlerinden vazgeçer. Türkiye’nin parçalanmasına hangi iktidar onay verebilir? Türkiye’nin parçalanmasına hangi siyasi partiye oy verenler onay verebilir?
O yüzden Türk-Rus, Türk-Çin, Türk-İran yakınlaşmasının kaçınılmaz olduğunu yaşamın pratiğinde de net bir şekilde görülüyor. Türkiye, biz ne dersek onu yapacak ülke statüsünde değildir. Türkiye başlı başına bir medeniyet, başlı başına bir devlettir.
ABHAZYA’YI HEMEN TANIYALIM
Türkiye-Rusya yakınlaşmasında atılacak en kritik adım Türkiye’nin Abhazya’yı tanımasıdır. Rusya da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) tanır, işte o zaman ne güzel olur. Daha da bu konuyu ileriye götürsek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Rusya’ya üs versin veya Rus savaş gemilerine lojistik destek vereceğim açıklaması yapsın, destek vereceğim desin, Amerikan sistemi ne yapar? Yunanistan ve batılılar, gözümüzün içine baka baka hem üs görüşmeleri yapıyorlar, hem ambargoları kaldırıyorlar, hem Yunanistan’da Dedeağaç’a en ağır silahları getiriyorlar, Deniz Üssü’nü genişletiyorlar. Bunların hepsini saf saf seyredecek ve aman ne güzel NATO müttefikimiz bunları yapıyor diyecek halimiz yok. Bu, bir ülkenin savunması, güvenliğini gerektiren işlerdir, çok ciddi olmamız lazım.
70 yıllık Atlantikçilerin Türkiye’yi sürüklediği bu felaket durumdan başka türlü de kurtulamayız. Artık akıllı olmak, reel politik ne gerektiriyorsa, coğrafya neyi gerektiriyorsa, jeopolitik neyi gerektiriyorsa onu yapmak durumundayız.
BÜYÜKERŞEN’İN ÖNEMİ
Büyükşehir Belediye Başkanımız Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen Rus diplomatlarının ziyaretini ve işbirliğini duyururken aynı zamanda yeni ittifakların kapışanında açıldığını hatırlatıyor. Yani, 100 yıl önce Atatürk’ün yaptığını bize bir kez daha hatırlatıyor.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!