Aslında korona virüs de, pik dedikleri zirveyi yeni görüyoruz. Çünkü uzun süre 18 altı ve 65 yaş üstündekilere sokağa çıkma yasağı vardı. Bence bu uygulama doğruydu. İtirazlar ve tepkiler çok olunca, özellikle de sosyal medyadan eleştiriler artınca, bu iki kesime yasak kalktı.
Sonra Kurban Bayramı nedeniyle, turizmi de desteklemek için yasaklar gevşetildi. Ancak, yasaklara herkesin uyacağı umut ediliyordu. Birden Bodrum’a bir günde 300 bin kişi girince iş bozuldu.
Şimdi, tüm ülkede yeni korona virüs yasakları gelir mi konuşuluyor? Okulların açılıp açılamayacağı masaya yatırılıyor. Özle okulların bir adım daha öne çıkması ayrı tartışma konusu oluyor. Özel ilkokul, ortaokul ve liselerde sınıf mevcutları 20 kişiyi geçmiyor. Devlet okullarında ise kalabalık sınıflar var. Tartışma da bunun için yapılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı en azından bir yerden eğitimi başlatmak istiyor. Ne zaman kadar okular kapalı kalabilir. İnsanlar evlerinde oturabilir. Rusya aşıyı bulduğunu açıkladı. Ancak, herkesin aşı olması ne kadar zamanda gerçekleşebilir? Evde de kapalı kalınamayacağına göre, ‘Yeni Normale’ ya da mesafeli, maskeli yaşama dikkat edilmelidir. Maskeler çene altı, mendil cebi, baş üstünde olmamalıdır.
ESKİŞEHİR’DEKİ DURUM İYİ Mİ?
Komşularımız Bursa ve Kütahya’da korona virüslü kişi sayısında normalin üstünde artma yaşanınca, yeni yasaklar geldi. Eskişehir’de henüz evden çıkmayı düşünmeyenler ile meraklı hemşerilerimiz telefonla bile, Eskişehir’deki durumun niye iyi olduğunu soruyor? Eğitim ve kültürle bir bağlantısı olup olmadığını gündeme getiriyorlar.
Eskişehir’de hastanelerde veya evinde korona virüs tedavisi gören kişi sayısı 300’e dayandı. Ancak, yoğun bakım şartlarında tedavi gören ise Türkiye geneline bakıldığında maşallah denilmesi gereken noktada duruyor. Bu sayı 10 civarında bulunuyor. Tabii ki, Eskişehirli maskeyi mutlaka takıyor. Korona virüsün kent halkını başka şehirlerden daha az zorlamasının kültür ve eğitim seviyesi ile bir bağlantısı olduğu görülüyor.
Sağlık Bakanımız Dr. Fahrettin Koca’nın mesajlarını dikkatle takip ediyorum. Koca’nın sosyal medyadaki sayfasındaki fotoğraflar bize olayı özetliyor, yol gösteriyor. Bakanın paylaştığı üç fotoğrafı köşeme alıyorum. Genç bir yurttaş maskeli fotoğrafı ile diyor ki,” Hayatta katıldığım ilk büyük savaş” diyor. 100 yılda bir dünyada ortaya çıkan küresel salgın bu çocuklara denk geldi. Okula bile gidemiyorlar. Kahveci, müşterisine çayı uzun bir tahta kaşık ile uzatıyor. Deniz kenarlarında ise, maskeler bakan Koca’nın fotoğrafında paylaştığı gibi ağza ve buruna değil, ayaklara takılıyor.
Bakan Koca sosyal medyadan seslenerek,” Çocuklar ve gençler; okulları, büyükleri ve salgına karşı başarı için, elinden geleni yapıyor. Kurallara uyulmazsa hayatın nasıl aksadığının en büyük tanığı şu anda onlar. 83 Milyon yeniden birleşelim, savaşa kaldığımız yerden devam edelim. Büyük küçük riski azaltalım. Var mıyız? Ağustos’un tam ortası. Hafta sonu. Sıcaktan kaçmış biraz dinleniyorsak, baştan kabul edelim: Korona virüsün olmadığı yerde ve eski günlerde değiliz. Aynı evde yaşamadığınız herkesle mesafeli olun. Civarda hiç yabancı yoksa maske çok şart değil. Kalabalık tatil? Marttan beri riskli. Bugünlerde bütün mümkünleri düşünelim” diyor. Her koyun kendi bacağından asılır diyemiyoruz. Çünkü bir hata herkesin virüsü kapmasına neden olur.
![]() |
![]() |
![]() |
Sanatçı Mustafa Gökçe ile tanışmamız, onun DYP’den il Genel Meclis üyeliği yapması ile başladı. Bizde o zaman Milliyet'te çalışıyoruz. Sahnede türkü söylerken fotoğrafını çekti. Milliyet’te ‘Türkücü Meclis Üyesi’ diye fotoğrafı çıktı. Sonra partisinden Alpu Belediye başkanı oldu. Bir dönem başkanlıktan sonra partisi eridi. Gökçe, başka partiye geçti. Ancak, o partiye ısınamadı. Sonra siyasete ara verdi. Şimdi çiftçilik yapıyor. Domatesleri topladı. Sırada patateslerin olduğunu söylüyor. Kolay gelsin. Makamlar, koltuklar, unvanlar gelip geçicidir. Önemli, olan dostluklar ve arkadaşlıkların devam etmesidir.
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!