Çeşitli zaman dilimlerinde, misakı milli sınırları dışında kalan Türk soylular, göçlerle Eskişehir’e gelmişlerdir. Çeşitli ülkelerden, kültürlerini ve yaşam biçimlerini koruyarak gelen Türk soylular Eskişehir’in Türkiye’de bir adım öne çıkmasına vesile oldular. Onlarla Eskişehir’in sosyal hayatı ve kültürel yapısı zenginleşti. Gelişti. Onlar gelmesiydi, kuzine bulunmayacaktı. Devrim otomobili ve lokomotiflerde onların katkısı var. Eskişehir’de sobacılık, değirmencilik ve toprak sanayi onlarla gelişti. Eskişehir’de birbirleri ile kaynaşan Eskişehirliler, birbirlerine yan gözle bakmadan, şehrin ve Türkiye’nin gelişmesi için çaba gösteriyor. Yani, herkes halinden mutlu bir yaşam sürüyor.
Yıllar önce Eskişehir’e balkanlardan Şumnu’dan gelen Bahar Bilen de Şumnu’daki mesleğini Eskişehir’de sürdürmeye karar verdi. Rumeli kökenli olması nedeniyle, açtığı işyerine de ‘Rumeli Baharı’ ismini uygun gördü. Bahar Bilen’in geldiği Şumnu tarihte önemli bir Türk şehri oldu. Benim babam ve annemde oralıdır. Yani, Bahar Bilen ile hemşerilik bağımızda var. Şumnu’nun müftüleri bizim ailedendir. Bahar Bilen Todor Hristov Jivkov döneminde, Türklere yapılan baskılara karşı direndi. O dönemde Şumnu Müftüsü olan 85 yaşındaki bizim akraba Naim Hoca, tutuklandı. O dönemde Milliyet Gazetesinde rahmetli Örsan Öymen, Naim Hoca’yı Bulgaristan’a gizlice girerek, yazı dizisi yapmıştı. Dizinin fotoğraflarını da ben vermiştim.
Uzun lafın kısası, Türklerin yaptıkları eylemlerde en önde bulunan Şumnu’daki Balkanların en büyük camisi ‘Tombul Camisinin’ yanındaki meydanda Türklere isimlerinin ve haklarının geri verilmesi için mücadele eden Bahar Bilen bugün Eskişehir’in sosyal hayatına katkısını işlettiği işyeri ve kurduğu Rumeli İşadamları derneği ile sürdürüyor. Bilen, Mart ayı içinde yapılacak Eskişehir Lokantacılar Odası seçimlerinde başkanlığa talip oldu. Yaptığı pek çok şeyden bazılarını burada yazdım. Başkanlığa yakışır mı? Yakışır. Yolu açık olsun.
2009 yılı FETÖ-PDY terör örgütünün, devlet içine yuvalanan güçleri ile asker ve aydınlara karşı tertiplerde bulunduğu yıllardı. Örgüt, Amerika desteği ile Türk Ordusunu zayıflatmaya çalışıyordu. Görevdeki askerler, tertiplerle Silivri’ye gönderiliyordu. Deniz Kuvvetlerinde yüzbaşı rütbesi ile görev yapan Ali Tatar da, terör örgütünün gazabına uğradı. Birkaç kez gözaltına alındı. Sonra serbest bırakıldı. Birkaç kez gözaltına alınıp, serbest bırakılan Ali Tatar için en son olarak 05.12.2009 günü bugün kayıp veya tutuklu olan Beşiktaş Adliyesi özel yetkili savcıları gözaltın kararı verdi. FETÖ’cü polisler eve geldiğinde Ali Tatar,” Hukuksuzluk sürecine hukuk adına saygı gösterilemez' diyerek yaşamına son verdi” Bir döneme tanıklık yapan Tatar, önceki gün Ankara’da mezarı başında anıldı. Tüm televizyonlar mezarlıktaki anmasını haber yaptı.Türkiye ne zorlu süreçlerden geçerek, yoluna devam ediyor.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!