İlk gençlik yıllarımızda Pınar sütü ve suyu kutu ile şişeye sokmuştu. O zaman suyu ve sütü ambalajlı Türkiye’de kimsenin içmeyeceği söylendi. Ama bugün kutu süt ile pet şişelerdeki kaynak sularını günlük yaşamımızda kutluyoruz. Yaşar Holdingin kurucusu Durmuş Yaşar, tarıma dayalı sanayileşmenin önemine inanıyordu.
Pınar Süt’ün bugün Türkiye’deki üç büyük fabrikasından biri Eskişehir’de bulunuyor. Fabrika da çalışan işçiler dışında, geniş süt alım ağı ile Eskişehir bölgesinden süt alınarak, organize sanayi bölgesindeki fabrikada işleniyor. Binlerce süt üreticisi de, Pınar tarafından daha doğrusu Yaşar Holding tarafından destekleniyor. Pınar ailesi için Eskişehir’in büyük önemi var. Eskişehir’deki faaliyetleri ile ilgili çok sayıda haber yaptığım için bunları rahatlıkla yazıyorum.
Aile geçtiğimiz yıllarda kısaca adına ‘Sütçülük liseleri’ adı verilen liseli gençleri tarım ile sanayi ile buluşturan liseler açmaya başladı. Eskişehir’de Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ni eğitime kazandırdı. Küresel Salgın koşullarına rağmen lise geçen yıl öğretime başladı. Açılışa katılan birkaç gazeteciden biri oldum. Aile, salgın koşulları nedeniyle lisenin de kısıtlı şartlarda öğrenime başladığını belirterek, lisenin kapsamının genişletileceğini söylediler. Lisede başka liselerde olmayan laboratuvarlar açıldı.
Lisenin açılışına kardeşleri ile birlikte Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı, Mustafa Selim Yaşar’ da katılmıştı. Aile üyeleri ve şehrimizin yöneticileri ile birlikte okulu gezdim. Korona Virüs nedeniyle önceki gün hayatını kaybeden holdingin yönetim kurulu başkanı Mustafa Selim Yaşar ve Pınar’ın yönetim kurulundaki kardeşleri Eskişehir’e yatırımların hız kesmeyeceğini söylemişlerdi. Yani, tüm işverenler, holding yöneticileri gibi aile, küresel salgının sona ermesini bekliyordu. Ancak, holdingin başkanı Yaşar’ı binlerce yurttaşımız gibi 65 yaşında Kovid-19’a kurban verdik. Mekanı cennet olsun.
Renkli bir kişiliğe sahip Yaşar, İzmir Büyükşehir Belediye Meclis başkanvekilliği ile Karşıyaka Meclis üyeliği görevinde de bulunmuştu. Yani, hiçbir konuya kayıtsız kalmıyor. Düşünceleri doğrultusunda çok sevdiği ülkesi için çalışıyordu.
KÖYÜNE GERİ DÖNENE EMEKLİLİK VERELİM
Ülkeden yana düşünceleri olan Yaşar, bir söyleşide şunları söylemişti: ”Dış ticaret fazlası için turizme önem vermeliyiz. Turizm yanında doğrudan reel sektör yabancı yatırımları-ithal ikamesi ile her türlü mal ve hizmet üretim artışının sağlanması Türkiye’yi koruyacak atar damarlardır. Bu atar damarları takip ve teşvik etmeliyiz. Doğu Karadeniz ve Kıbrıs’ın doğusundaki gaz rezervlerinin kullanıma sunulması, ülkemizi küresel krizlerden koruyacak kalkan görevini yapacaktır. Bu haklarımızdan vazgeçemeyiz. Gençler, teknoloji kullanımında ve üretimde daha fazla rol almalıdır. Bunun için eğitimde reform şarttır. Tarımda teknoloji kullanarak verimliliğin yükselmesini sağlamalıyız. Ülkemizde ekilebilir alanların yarısı kullanılmıyor. Tohum üretim yasağının kaldırılmasını sağlamak amacıyla sertifikalı tohumculuğu teşvik etmek ve bu konuda köklü düzenlemeler yapmak şarttır. Köyüne geri dönene ve tarlasını ekene 50 yaşında erken emeklilik hakkı sağlayalım. Bu kente göç etmiş tarımcının tarıma dönmesini teşvik edebilir. Köylerde genç kalmadı. Bu kabul edilebilir bir durum değildir.”
![]() |
Devlet sanatçısı, herkesin önünde saygı ile eğildiği İnci Çayırlı için Eskişehirliler ‘hemşerimiz’ nitelemesini yapabilir. Çayırlı, Tepebaşı Belediyesi’nin öncülüğünde Eskişehir’de adı amatör ama kendisi profesyonel olan bir koro kordu.Onun Tepebaşı Belediyesi ile işbirliği Eskişehir’deki Türk Müziği sevenlerinin de biraya gelmesine nitelikli bir koro oluşmasına neden oldu. Biz ÇGD’li gazeteciler olarak kendisine Uğur Mumcu ödülü vermiştik.
ASSOLİSTLİĞİ KABUL ETMEDİ
1935 doğumlu sanatçı, Münir Nurettin Selçuk korosunda uzun yıllar çalışan Çayırlı, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Türk Müziği İcra Heyeti'nde şef yardımcısı olarak görev yaptı.Yurt içi ile Rusya, Romanya, İsviçre, Almanya, Fransa, Hollanda ve Japonya gibi ülkelerde konserler veren usta sanatçı, kendisine bir gazino patronundan gelen oldukça yüklü miktar para karşılığı assolistlik yapma teklifini kabul etmedi.Sanatçının anıları, 2015 yılında Murat Derin tarafından "Müziğin Güzel Günlerine Yolculuk-İnci Çayırlı'nın Anıları" adıyla kitap olarak Pan Yayıncılık tarafından basıldı. İstanbul’daki cenaze törenine Ahmet Ataç, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile birlikte katıldı. Başta başkan Ataç olmak üzere tüm sevenlerinin acısını paylaşırız. Mekanı cennet olsun.
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!