Nasreddin Hoca net bir şekilde Sivrihisarlıdır. En başta biz Sivrihisarlılar, sonrada Eskişehirliler onun torunlarıyız. Eskişehirliler, ilçemizde yapılan Nasreddin Hoca törenlerinde iki yıldır değişimi fark ediyorlar. Eskiden sönük geçen törenler iki yıldır kendisini gösteriyor. Herkes Sivrihisarlı ve Nasreddin Hoca’nın torunu olduğunu hissetmenin mutluluğunu yaşıyor.
Sivrihisar’da 55 yaşındaki Mustafa Karatepe 30 yıl önce İlçe Halk Eğitim Merkezinde memur olarak görev yaparken, bir gün kendisini dönemin kaymakamı çağırdı. Kaymakam, o günlerde 25 yaşında genç bir memur olan Karatepe’ye Nasreddin Hoca olma görevini verdi. Karatepe’de o günden bugüne kadar Nasreddin Hoca rolünü Sivrihisar ile birlikte tüm Türkiye’de oynuyor.
O yıllarda bende Milliyet gazetesinde çalışıyordum. Mustafa Karatepe’yi Nasreddin Hoca giysileri ve elinde megafonu ile eşeğin üzerinde fotoğrafını çekmiştim. O yıllarda Sivrihisar’da Nasreddin Hoca törenleri, dört yola yakın yerdeki parkta yapılırdı. Karatepe’nin fotoğrafı Milliyet’in birinci sayfasında ‘Modern Nasreddin Hoca’ başlığı ile çıkmıştı. Karatepe ilk kez ünlü olmuştu. Ondan sonrada ne o beni ne de ben onu bırakmadık. İkimizde 50’li yaşlara geldik. Demek ki, 30 yıldır Nasreddin Hoca törenleri ile iç içe bir yaşam sürüyoruz. Biz hocamızdan memnunuz. O da bizden memnun ise mesele yoktur.
GÖSTERMELİK DEĞİL
O yıllarda Mustafa Karatepe, dört yolda eşeğin üzerinde elinde megafonla halkı törenlere çağırırdı. Birkaç saat süren törenlerde sona ererdi. Nasreddin Hoca anma etkinliklerini görkemli olarak o yıllarda başka şehirler yapardı. Hamid Yüzügüllü’nün Sivrihisar belediye başkanı olmasıyla Nasreddin Hoca törenlerine de bir kalite geldiğini buradan söylemeliyim. 4 güne yayılan törenleri düzenlemek öyle kolay değil. Dün bu satırları yazarken, yanıma bu konularda uzman olan bir arkadaşım geldi.
Masamın üzerinde duran Nasreddin Hoca Festivalinin davetiyesine baktı. Bu türden bir etkinliği Eskişehir’deki belediyelerin bile düzenleyemediğini söyledi. Tabii ki, tüm bu işleri koordine eden belediyenin kültür müdürü Meriç Okur ile büyük çoğunluğu genç kızlardan oluşan ekibi de unutmamak gerekiyor. Kendilerine buradan selam göndermek istiyorum. Gelecek yıl ki, festivali bugünden merak etmeye başladım. Kızların gelecek görkemi daha da arttıracaklarına inanıyorum.
AÇIKTA SU OLMAZ
Sıcak yaz günlerinde en çok hastalık insanlara sulardan bulaşır. Burhan Sakallı’nın Odunpazarı belediye başkanı olduğu dönemde, Hamamyolu’na konulan çeşmelerden Kalabak suyu akıyordu. O zamanda eleştirmiştim. Yaz günleri özellikle sulardaki hijyene dikkat etmek gerekiyor. Şimdi ise bu Kalabak su uygulamasına Kazım Kurt da başladı. Özellikle yaz mevsiminde suyu Kalabak olmak şartı ile pet şişelerden içmenin sağlık açısından daha faydalı olduğuna inanıyorum. Hijyen konusu siyasete açık olmamalıdır.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!