Yıllar ne çabuk geçiyor. Değerli ağabeyimiz Mustafa Mansız aramızdan ayrılmasının üzerinden koca bir altı yıl geçmiş. Ölümünden bir hafta önce kendisini evimizin bahçesinde ağırlamıştı. Bir hafta sonrada hayatını kaybetmişti. Kurtulabilirdi. Ama olmadı. Olamadı.
Altıncı ölüm yılında saygı, sevgi ve özlemle andığımız Mustafa Mansız Burdur’dan eğitim görmek için geldiği Eskişehir’de kalan birçok gencimizden biridir. CHP Eskişehir Gençlik Kolları Başkanlığı yapan, eski ismi ile akademiyi bitirdikten sonra da Eskişehir’de yaşamaya devam eden Mustafa Mansız, Selami Vardar’ın ilk belediye başkanlığı döneminde onun çağrısı üzerine belediyede çalışmaya başladı.Vardar’dan sonrada göreve gelen belediye başkanları “Bu solcudur” diye düşünmeden Mansız’a önemli görevler vermeye devam ettiler. Çünkü o görev adamıydı. Görevinde siyaset yapmazdı. Her insanı ayrım yapmadan severdi. Kamuyu ve devleti seven Mansız’da temizlik işlerinden, otobüs işletmesine ve park bahçelere kadar birçok birimde sıradan bir memur veya yönetici konumunda çalıştı. En son olarak Büyükşehir Belediyesinin genel sekreterliği görevine bileğinin hakkı ile geldi. Ondan sonra bu göreve gelenler olaylara gelişmelere hâkim olamadılar. Yaprak gibi oradan oraya savruldular. Mansız, genel sekreterlik görevine gelmeden önce bu göreve mevcut belediye başkanı tarafından çok kişi getirildi. Getirilenlerin bir kısmı başkanla ters düştü. Bir kısmı da baskılar ve istekler karşısında arkalarına bakmadan kaçtılar. Mansız bir denge unsuru oldu. Her istenilene boyun eğmedi. Çalışanlara kol kanat gerdi. Onların zarar görmemesini sağladı. Belediyenin çalışmayan birimlerinin tıkır tıkır çalışmasını sağladı. Onun döneminde iç barış sağlandı. En başta solcular huzur buldu. O gidince, en başta solcular huzursuz oldu.
Mansız tabii ki, olumsuzlukları hep içine attı. Dışarıya hiçbir şey belli etmedi. Bazen oturup onunla dertleşirdik. Olumsuzlukları yakınları ile de paylaşmadı. Sonunda sağlığından oldu. Aşırı stres onun kalp sağlığını bozdu. Sonuçta görevini sürdürürken hayatını kaybetti. Ondan sonra göreve gelenler belediyede dengeyi sağlayamadı. Kısa zamanda yok olup gittiler. Ya da milletvekili olmaya çalışırken, Eskişehir’in sokaklarında kayboldular. Mansız’dan sonra Sosyal demokrat olduğu ile övünülen belediyede solcu çalışanlar sürgüne gönderildi. Gazetemizi takip edenler bu olumsuzları yakından biliyor. Mansız halkın içindeydi. Sıradan bir Eskişehirli Mansız’a ulaşabilirdi. Emekçileri kollardı.
Mansız’ın aramızdan ayrılması nelere mal olmuş? Buna tarih karar verecektir. Seçimler alınabilir. Ancak, tarihin hükmünün üzerinde bir hüküm yoktur. Demek ki, yöneticilik bir meziyettir. O yaşasaydı, belki de Eskişehir’in solcuları onu belediye başkanı yapacaktı. Ne diyelim. Mekânı cennet olsun. Onun sohbetini ve varlığını özledik. 6. yıl dönümünde özlemle, saygıyla anıyoruz.
Ülkemizin en önde gelen orkestra şeflerinden Gürer Aykal, Eskişehirliliği ile her zaman gurur duyar. Babası Çifteler Köy Enstitüsünde müzik öğretmeni olduğu yıllarda Çiftelerde dünyaya gözlerini açan Gürer Aykal babasının izinden giderek, Türkiye’nin en önde gelen müzik adamlarından biri oldu. Dünya çapında senfoni orkestrası şefi olan Gürer Aykal, konu Eskişehir ve Çifteler olunca onun için akan sular duruyor. Bu hafta senfoni orkestrasını Gürer Aykal yönetti. Yine Eskişehirli bir sanatçı Gökhan Aybulus’a orkestra eşlik etti. Aybulus, Eskişehir Konservatuvarında hocalık yapıyor. Dünya çapında konserlerine devam ediyor. İki hemşeri bir araya gelince de, güzel bir manzara ortaya çıktı.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!