CHP kurultayından sonra, CHP’ye yakın bir İstanbul gazetesinde yazan gazeteci arkadaşımız, CHP kurultayına eleştirilerde bulunarak, CHP’nin kurultay delegelerinin ilin çıkardığı milletvekili sayısının iki katı olduğuna işaret ederek, doğuda birkaç bin oy alınan illerin batıda yüz binlerce oy alınan illerin delege sayısının aynı olduğunu yazdı. Yakın zamanda Eskişehir’e de gelen bu meslektaşımız şu tespiti yaptı: “CHP Edirne'de 150 bin oy alıyor.4 delegesi var.CHP Bingöl'de sadece bin oy alıyor. 5 delegesi var”.
Doğudaki ve CHP’nin üyesinin az olduğu illerin delegelerinin de merkezden bir ekip tarafından yazıldığına dikkat çekti. Masa başında yazılan delegeler, CHP üzerinden Türkiye’nin kaderini etkiliyor.
DELEGE AĞALIĞI NE DEMEK?
Tabii ki, bizim aklımıza da CHP’nin Eskişehir’deki delege ağaları geldi. İl kongresinde oy kullanan delegelerin büyük çoğunluğunun akraba olduğunu ve Odunpazarı Belediyesinde çalışan CHP’liler tarafından yazıldığını gazetemizde yaptığımız haberlerden duyurmuştuk. Ne yazık ki, delegelerin çoğunluğu da Odunpazarı Belediyesinde çalışıyordu. Sonra bu bazı kişiler tarafından solculukla açıklanmaya çalışılıyor. Durum böyle olunca CHP’liler AK Parti başta olmak üzere, başka partilerde demokrasi olmadığı söylemlerinde bulunabilirler mi? Önce kendine bakacaksın.
Eskişehir’de delege ağalığına soyunanlarda dâhil, demek istiyorlar ki, “ Aldığımız belediyeler bize yeter. Küçük olsun, bizim olsun”. Ancak, yaygın basında CHP’lilikleri ile bilinen gazeteci-yazarlar bile olağanüstü kongrenin yolda olduğunu belirterek, CHP kurultayına açık ve net bir şekilde eleştirilerde bulundular. Yani, kazanmak bazen pratiğe uymayabilir. Pat diye olağanüstü kurultay gündeme gelebilir. Yine Halk televizyonun yorumcuları, programcıları Halk televizyonun ekranlarından, CHP’ye yakın gazeteciler köşelerinden kurultay başkanı Büyükerşen’e ve kurultay divan kuruluna eleştiriler yönettiler.
Sosyal medya kullanan CHP’lilerde gazetecilerin, yazarların, televizyon yorumcularının yaptığı eleştirileri sayfalarında yayınlamaktan çekinmedi. Çünkü gözler önündeki olay tartışılacak ki, doğru bulunsun. Yüz çiçek açacak ki, yüz fikir yarışabilsin. CHP için en iyisi neyse o olsun. Başta CHP’ye yakın Halk televizyon olmak üzere, gazeteci ve yazarların yazdıklarını okuyan, televizyondan yorumcuları dinleyen ve hatta Eskişehir’den Ankara’ya CHP kurultayına giden Eskişehirliler dün sabah bizim gazetede hariç gazeteleri açtıklarında, gördüklerinin ve duyduklarının acaba yalan mı olduğunu düşündüler.
RÜYADA MIYIZ?
Eskişehir’deki bir televizyon kanalının iki yorumcusu Hamamyolu’nda geziyor. CHP’li hem de Kurt’a yakın esnaf ile konuşuyor. Hamamyolu projesine övgüler düzlüyor. Benimde arkadaşım olan CHP’li esnaf Hamamyolu’ndaki pasajlarının bile müşteri kaynamaya başladığını söylüyor. Çünkü bu arkadaşımız Kazım Kurt’a da yakın bir kişidir. Bilimsellik ve derinlik yok. Algı operasyonu da böyle yapılmaz. Her işin bir kuralı vardır. Gazetelerimiz CHP’yi kurtaranın Büyükerşen olduğunu yazıyor. Halk televizyonun kurultay saatindeki yayınlarını bir izleseniz diyorum. Her işin raconu vardır.
KÜLYUTMAZ HALK VAR
Yani, hadi diyelim algı operasyonu yapacaksınız. Eskişehir’de en çok eleştirilen iki kişiyi parlatacaksınız. Olabilir. Yapabilirsiniz. Ama bu şekilde algı operasyonu yapılmaz. Parlatma yapmak isterken, o iki kişiyi daha kötü duruma sokuyorsunuz. Halk, fıkra okumuş veya dinlemiş gibi oluyor. Bilimsellikten uzaklaşmayın. Sonuçta, CHP’de bir işgal olduğu konusunda geniş kesimler birleşiyor. Yapacağınız yayınlar veya yazılarla CHP’nin de kurtulmasını, özlerine dönmesini sağlayabilirsiniz. Ancak, ortaya koyduğunuz anlayış toptan yanlıştır. Türkiye’nin en eğitimli halkı Eskişehir’de yaşıyor. Eğitimli halkı da yanlış haberler ile yönlendiremezsiniz. Çünkü halk gelişmeleri yakından izliyor ve külyutmaz. Olaylar ve gelişmeler gazeteci farkını ortaya çıkarıyor. Seçimlere bir yıl kaldı. Süreç hızlandı. Fark da gittikçe daha net bir şekilde görülecek.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!