Bugünlerde hepimiz elektrik ve doğalgaz zamlarını konuşuyoruz. Sadece şehirde yaşayanlar değil, kırsal alanda üretim yapanlarda elektrik zamlarına karşı tedbir almak istiyor. Ama çare yok. Elektrik zamları herkesi çarpıyor.
Evlerde modern yaşamdan kimse taviz vermiyor. Kırsal kesimde ise her şey enerji ile açıklanıyor. Elektrik Mühendisleri Odası hesaplamış.4 kişilik bir ailenin elektrik faturası yüzde 76 arttı.Aralık ayında evlerinde elektriğe 200 lira ödeyenler, ocakta 380 lira ödeyecek. Bu fiyatlara sabit gelirliler ile dar gelirlinin, tek maaşlı memurun dayanması zor görünüyor.
ÇİFTÇİLERDE DURUM
Geçen gün bir arkadaşım Eskişehir’in Türkiye’nin önemli soğan ve pancar üretim merkezi olduğunu duyduğunda şaşırdığını söyledi. Çiftçiler, tarlaları ekemeyeceklerini, üretimi yapamayacaklarını söylüyorlar. Eken sulamada zorluk çekiyor. Kış mevsiminde üretim yapan Eskişehir’e göre mevsimin uygun olduğu bölgelerdeki çiftçiler, ülkeyi beslemenin derdini yaşadıklarını söylüyorlar. Yani kendilerini düşünmüyor, ülkeyi düşünüyorlar.
Olumsuz gelişmeler yaşanırken, bazılarımız” Üç ayda atlatırız” planları yapıyor. Bu durum işleri daha da zora sokuyor. Erken seçim tartışmalarının gölgesinde kararsız seçmenin yüzde 30’lara ulaştığı söyleniyor. Yani yurttaş kimseye güvenmiyor. Muhalefete de mesafeli duruyor.
TÜİK bile enflasyonun son 19 yılın en yüksek noktasında olduğunu açıklıyor. Dar gelirli tasarruf yapamıyor. Tarlada elektriği kullanan da, apartmanda ya da gecekonduda kullananda ne yapacağını düşünüyor. Yani, elektrik zamları herkesi ilgilendiriyor.
ÇARE OLMADI
Özal ile birlikte ülkemizde özelleştirme furyası yaşandı. Özal ve sonrasında iktidara gelen siyasi yelpazenin sağında veya solunda tüm partiler özleştirmeleri savundu. Satmadık bir şey bırakmadı. Bugün gelinen noktada özelleştirmeleri kimse savunamıyor. Ama geriye gidişte mümkün görülmüyor.
Hâlbuki sağ veya sol iktidarlarda özelleştirmeleri yapanlar ucuz ve kaliteli enerji vaat etmişti. Şimdi ise zamlar geliyor. Alt yapıya özel şirketler yeterince yatırım yapmıyor. Özelleştirmelere karşı çıkanların net ve doğru tutum aldıkları ortaya çıktı. Bu köşeden de özelleştirmelere çok karşı çıktık. Kimse bizi kale almadı. Enerji şirketlerin çoğu yeni kurulan ve bu piyasaya yeni giren firmalardan oluşuyor. Herkes enerji şirketleri, kullanıcıları veya tüketicileri altın yumurtlayan tavuk olarak görüyor. Enerji şirketleri bizi yolunacak kaz olarak görmemelidir. 40 yıldır yapılan hatalar, büyük oldu. Özelleştirme hikayeleri artı rağbet görmüyor. Kamuculuğun önemi bir kez daha öne çıktı.
60 KAYIP VAR
Eskişehirli Ziraat Mühendisi Fatih Akın, 2021-2022 şeker pancarı üretim döneminde bölgede iklim koşullarından kaynaklı üretimin bu yıl 2 ton düşük olduğunu, 5 ton verim alabildiklerini söyledi. Akın, çiftçilerin, daha önce vermiş oldukları talepleri tutturamadıklarını ve pancar fabrikaları tarafından cezai işlemle karşı karşıya kaldıkların ifade etti. Akın, “Çiftçinin verdiği taahhütlerin tutmaması genel iklim koşullarına bağlı olduğundan cezai işlem ve kota uygulamasının bu yıla özel kaldırılması gerekmektedir” dedi.
Yüzde 100’e yakın tarımsal enflasyon görülen pancar bitkisinde geçen yıl yüzde 20 fiyat artışı yapıldığını belirten Akın, “Alternatif ürün buğday, geçen yıl bin 600 liraya satılırken 4 bin 500 liradan satılmaktadır. Geçen yıl bin 500 lira olan mısır fiyatımız bu sene 4 bin lira olarak satılmaktadır. Pancarı maliyeti ise her geçen sene artmaktadır. Girdi maliyet artışı ve verilen 42 kuruş fiyatla, pancar üreticisi zarar etmekte. Bölgemizde bir sonraki dönemde yüzde 60 kayıp beklemekteyiz” diye konuştu.
GÜBRE FABRİKASI İSTİYORUZ
Ziraat Mühendisi Akın, Eskişehirli çiftçilerin taleplerini de şöyle sıralıyor “Pancar üreticilerinin tarıma yeniden kazandırılması için 2021 yılına özel, eksik kota ceza uygulamasının kaldırılması, 42 kuruş olarak açıklanan pancar fiyatında iyileştirme yapılması, 2022 yılında pancar fiyatının, ekim sözleşmesi yapılmadan önce açıklanması gerekmektedir. Çiftçilerin aylık kazancı olmadığı için tarımsal elektrik faturalarının çiftçilerin gelir dönemine göre ayarlanarak faturaların yatırılması çiftçiye destek sağlayacak ve kalkındıracaktır. Gübre fiyatları çok ani yükselmekte ve çiftçi, gübre temininde zorlanmaktadır. Artışlar üretimi olumsuz etkilemekte ve bu koşullarda üretimin devam etmesi olanaksız hale gelmiştir. Çiftçilerimizin kullanmış olduğu mazota, çiftçiye özel sübvanse uygulanmalı ve devlet tekelinde gübre fabrikası kurularak fiyatlara müdahale edilmelidir. Çiftçilerimizin sertifikalı tohumluk alacakları dönemde destek miktarları, ekimden sonra açıklanmaktadır. Verilen destekler de 15 ay sonra ödenmektedir. Ödemeler, 2-3 ay gibi kısa sürede yapılmalıdır.”
Sonuç itibarıyla bölge çiftçisinin talepleri de bellidir. Çözüm yolarını da herkes biliyor. Geriye ne kalıyor?
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!