Önceki akşam yine bir cinayet meydana geldi. Dün ziyaretime gelen bir dostum ile 10 gün kadar önce Vural sokakta meydana gelen cinayeti konuştuk. Öldürülen 22 yaşındaki genç, dostumun uzaktan akrabasıymış. Dostum, cinayetin meydana geleceğinin öldürülen gencin içine doğduğunu belirterek,” O bölgede her gün çok sayıda olumsuz olay oluyormuş. Sokak eski özelliğini kaybetti. Öldürülen genç, başına bir iş geleceğini düşünerek bir haftadır işe gitmiyormuş. O akşam gittiğinde ise, bir şahıs hiç yere onu kalbinden bıçakladı. Hayatının baharında aramızdan ayrıldı” dedi.
Dünde bir cinayet işlendi. Emek mahallesinde çok kalabalık bir ailenin yaşadığı evde akşam yemeğinden sonra çıkan kavgada beraber yaşadığı kadını öldürmek isteyen şahıs, araya giren babasını bıçakladı. Baba hastanede öldü. Eskişehir’de sudan nedenlerle cinayete kurban gidenlerin sayısı son günlerde artıyor. İnsanlar yoğun stres altına yaşıyorlar. Belki de tedaviye ihtiyacı olan bu tip insanlar aramızda dolaşıyor. Bir olumsuzluk anında gencin öldürülmesinde olduğu gibi park melesi yüzünden cinayet işlenebiliyor.
Cinayetler sadece ekonomik nedenlerle veya işsizliğin getirdiği olayla açıklanamaz. İki dünya ve kurtuluş savaşı, balkan savaşı gibi savaşlar gören bu Türk insanı her türlü olumsuz koşulun üstesinden gelmiştir. Demek ki, bizi biz yapan değerlerde bir aşınma oldu. Hani, başta imece, yardımseverlik, komşulardan başlayarak yardımlaşma gibi olaylar bugün aşınmıştır. Değer yargılarımız aşına aşına bu noktaya geldi. Sonuçta, işin içinden çıkılamamak saldırganlığa, cinayete veya insanlık dışı bir şeye dönüşüyor.
Eskişehir’in bir kültür kenti olduğu yazılıyor. Söyleniyor. Bu tip olayların kültür kentinde olmaması gerekiyor. Başta tiyatro olmak üzere kültürel etkinlikleri belediyeler kenar semtlere götürmelidir. Kültür ve sanat ile yoğrulan insanlar olumsuzluklardan uzak dururlar. Ortaçağ da görülen olaylarla bir ilgileri olamaz. Mesela bazıları belki Eskişehir’de ‘tiye aldı’. Tepebaşı Belediyesinin kurduğu Çocuk Senfoni Orkestrası büyük bir işlevi yerine getiriyor. Çocukları sokaktan topluyor. 21. Yüzyılda çalışmalar bu şekilde olur. Güzellikleri öne çıkarmak gerekiyor. Yoksa birlikte yaşadığımız her gün tramvay ile otobüste veya pazarda karşılaştığımız insanlar, eğitilmedikleri zaman, doğruya ve güzel yönlendirilmedikleri zaman karşımıza olumsuz insan olarak çıkarlar.
Şehrimiz sakini sanatçı Kadriye Savaş, tüm gelirinin Tepebaşı Belediyemizin Aşağı Söğütönü mahallesindeki ‘Alzheimer’ merkezine bağışlanacağı bir karma sergi ile karşımıza çıkıyor. Sergi’nin başlığı ‘Unutulmasın diye’ konulmuş. Çağımızın vebası Alzheimer’i herkes biliyor ve korkuyor. Sanatçımız Kadriye Savaş ise, Alzheimer hastalarının yaşamını kolaylaştırmak için serginin gelirini onlara bağışlıyor. Sergi bugün Atila Özer karikatürlü Ev de saat:17.00 de açılacak. 12 Kasım gününe kadar açık kalacak.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!