Havayı değiştirmek ve Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yazı yazmak istemiyorum. Ama sorunlar yumağı peşimizi bırakmıyor. Büyükşehir Belediyesi bize gol atmamız için paslar atıyor. Dün Fevzi Çakmak Mahalleliler, dertlerini atlatmak için belediyenin önüne geldi. Ancak, belediye yetkilileri gazetelere siyah çelenk mevsiminin başladığını belirten mesajlar gönderdi.
Bir tarihte İstanbul’da yaşayan bir arkadaşım, gecekondu veya kenar mahalle diye isimlendirilen mahallerin niye CHP’ye oy vermediğini sordu. Hatta bu arkadaşım kenardaki mahallelerden yakınırken,” Gittiğimiz evlerin duvarlarında bazen Yılmaz Güney’in bazen de Ahmet Kaya’nın fotoğraflarına rastlıyoruz. Sandıkta ise bu mahaller CHP’ye oy vermiyor” dedi.
AVRUPALI KİMLİK VAR
Bir kere CHP sol parti değildir. Sosyal demokrat kimlik, Avrupalı bir kimliktir. Bir anlamda burjuva kimliğidir. Sosyal demokrasi kimliği CHP ile emekçi halkın arasına girmiştir. Bu nedenle de kent merkezleri CHP’ye oy verirken, emekçi mahallerinden CHP’ye oy çıkmamaktadır. Eskişehir’de de bu durum açıkça görülüyor. CHP’li kadınlar şalvarlarını giyerek kenar tabir edilen mahallere gitseler oy alamazlar. Sosyal demokrasi ‘soldan’ sayılmaz. CHP’ye sosyal demokratlık virüsü girmeden önce parti Atatürkçü ve Cumhuriyetçi olarak kendisini nitelendirildi. Her kesimden de rahatlıkla oy alırdı.
MAHALLELİ NE YAPSIN?
Geçen gün köşemden Yılmaz Büyükerşen’i eleştirirken, ondan beklenenin Şeyh Edebali’nin ‘Ey Oğul’ diye başlayan vasiyetine uygun hareket olduğunu yazmıştım. Şey Edebali özetle vasiyetinde şunları söylüyordu:” Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelâmlısın. Ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen, sabah rüzgârına savrulur gidersin. Öfken ve nefsin bir olup aklını yener. Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın. Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizemler, bilinmeyenler, görülmeyenler,ancak; senin fazilet ve erdemlerinle gün ışığına çıkacaktır.Bu dünyada inancını kaybedersen yeşilken çorak olur, çöllere dönersin”.
Fevzi Çakmak mahalleliler, televizyonlardan gördükleri ‘eylemlerden’ etkilenerek kadın mahalle muhtarları Ayşe Çıraklı ile birlikte mahallerinin sorunlarını bir kez daha duyurmak için siyah çelenk ile birlikte Büyükşehir Belediyesi önüne geldiler. Ancak, ne Büyükerşen ile ne de bir belediye yetkilisi ile görüşmeden mahallerine geri döndüler.
Onların mahallerine geri dönmesinden sonra, Büyükşehir Belediyesi basın bürosu gazetelere elektronik posta ile bir açıklama geçti. Açıklamanın başlığı ‘siyah çelenk mevsimi’ olarak konularak, mahalleliye siyah çelenk koymakla sorunların çözülemeyeceği mesajı verilmeye çalışıldı.
ŞEHRİ EMİN
Büyükşehir Belediyesi yetkilileri mahallelinin açıklarını bulmuşlar. Doğalgazın kendi sorunları olmadığını açıklamada belirtiyorlar. Mesela, Eskişehir polisi de zaman zaman mahallerde huzur toplantısı yapar. Polise güvenlik dışında çöplerden, yanmayan sokak lambalarına kadar pek çok dert sıralanır. Polis bunları büyük dikkatle dinler. Kendisi ile ilgili olmayan dertleri, ilgilisine iletir. Dertler tabii ki, Büyükşehir Belediye başkanına iletilecek. Belediye başkanına eskiden ‘Şehri Emin’ denilirdi.
Daha da önemlisi geçen seçimden bu yana beş yıl geçti. Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükerşen, Fevzi Çakmak mahallesi veya bir başka kenardaki mahalleye beş yılda kaç defa gitti. Mahalle sakinleri ile görüştü. Birkaç eve konuk oldu. Çay içti. Büyükşehir Belediyesinin başkan dahil hiçbir üst yöneticinin Fevzi Çakmak mahallesine beş yılda bir kez bile gittiğini söyleyemez. Siyah çelenk protestosunu, mevsim başladı diye geçiştirebilir.
Sosyal demokratlık burada da devreye girer. Tutum CHP’nin 6 ok tutumu değil, sosyal demokrat tutumdur. Eğer, yönetici, partili 6 ok tutumunu takip etseydi, 6 okun gereği olan halkçılık okuna göre o mahalleye giderdi. Halka tepeden bakma bir yere kadar belki işe yarar. Sonrasında tepki toplar. İşte, seçimin daha doğrusu sandığın ucu görüldü.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!