Eskişehir’de yaklaşık olarak üç aydır Korona virüs ile mücadele eden ve bine yakın Kovid-19 hastasını tekrar sağlığına kavuşturan Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ile Şehir Hastanesi ve Yunus Emre Devlet Hastanesinin 1 Haziran tarihinden itibaren normal çalışma düzenine geçeceğini günler öncesinden duyurduk.
Gazetemizin manşetinden verdiğimiz haberimiz büyük ilgi görünce, internet sitemizde de çok okunan haberler arasına girince, tedavilerini erteleyen hemşerilerimizin üç aydır normalleşmeyi beklediğini anladık. 1 Haziran geldiğinde ise hastanelerimizin çift vardiya sistemine geçmesine rağmen, sabahın erken saatinden itibaren yükünü aldığını gördük. Eskişehirli hemşerilerimiz dışında çevre illerden hastalarında geldiğine şahit olduk. Hastanelerimizin yükü arttı. Sağlık çalışanları üç aydır daha bir özveri ile çalışıyor. Bizler evlerimizde küresel salgının geçmesini beklerken, onlar ön cephede mücadele ediyordu. Henüz mücadele bitmişte değildir. Kötü kötü küresel salgının iki yıl sürdüğüne dair gerçeklerden yola çıkarsa, henüz işin başında olduğumuz bile söylenebilir.
Hastanelerdeki sağlık çalışanları dün normalleşme çalışmaları kapsamında yığılmalar ile mücadele etti. Ancak, insanlarımızda da her zaman söylediğimiz gibi yurttaşlık bilinci oluşmalıdır.
SOSYAL MESAFE
Dün Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’nın da dediği gibi ‘Yeni normalleşme’ başladı. Sosyal mesafenin parklardaki çimenlere bile çemberler çizilerek yapıldığı bir ortamda sağlık kuruluşlarında sosyal mesafeye yurttaşlarımız dikkat etmelidir. Eskisi gibi doktorlar günde 150 hastaya bakamayacaktır. Market ve berberlere sınırlamaların olduğu ortamda sağlık çalışanlarının sağlıklarında en önce yurttaşlar tarafından korunmalıdır.
Yeni normal ortamda hastanelerde hastalara yüzde 50 daha az bakılacağı ve ameliyatlarında yüzde 50 daha az yapılacağını yazmıştık. Herkesin sağlığı korunacak. Sağlık çalışanlarının Kovid-19 ile mücadelesi virüs bitinceye kadar devam edecektir. Tıp Uzmanların dediği gibi hastaneler ve sağlık kuruluşlarımız pandemi haline gelmeden önlemler alınarak korunmalıdır. Özellikle ikinci dalga söylemlerinin olduğu şartlarda bu kadar başarı elde ettikten sonra geriye dönüş olmamalıdır.
![]() |
Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuarı öğretim görevlisi ve Arp Sanat Dalı Başkanı, arpist ve pedagog Ceren Necipoğlu’nu ölümün 11. yılında saygıyla anıyoruz. Necipoğlu çok yönlü bir sanatçıydı. Türkiye’nin önemli kitapevlerine dünyanın seçkin eserlerini yaptığı çevirilerle kazandırmıştı. Necipoğlu, klasik müzik eğitimi veren konservatuvarda hocaydı. Ancak, o Türk Müziğini dünyaya tanıtmak içinde büyük çaba içindeydi.
Brezilya’daki Arp Festivalinde, arp ile Türk müziğinin seçkin eserlerini başarı ile seslendirdikten sonra, Eskişehir’e dönmek için yola çıktığında bindiği uçak okyanusu düşünce hayatını kaybetti. Brezilya’daki konserin provasını bizlere yapmıştı. Konservatuvarın salonda kendisinin çağırdığı çevresindeki arkadaş grubuna konserin provasını yapmıştı. Bu provada onun son fotoğraflarını da ben çekmiştim. Eskişehir’deki prova niteliğindeki son konserinden önce Sivrihisar’daki kilise de üniversitenin oda orkestrası ile Sivrihisarlılara da bir konser vermişti. Uçağın düşmesinden sonra Türk ve dünya televizyonlarında Sivrihisar’daki konserin görüntüler gösterildi. Sivrihisarlılarda uçak düşme olayından çok etkilendiler.
Başta öğrencileri, sonrada konservatuvarlardaki arkadaşları onu unutmadı. Brezilya’ya giderken, telefonda bana bir isteğim olup olmadığını sormuştu. Brezilya konserinin haberini yapmak için bol fotoğrafla gelmesini söylemiştim. Düşen uçağı haber oldu. Mekanı cennet olsun.
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!