Ülkemizin batısında yaşayanlar deprem gerçeği ile ilk kez 1999 gölcük depreminde karşı karşıya geldi. Kocaeli- Gölcük depreminin Türkiye’nin sanayi bölgesinin kalbinde olması, depremin tartışılmasını da sağladı. Hâlbuki 1999 depremine kadar Türkiye’nin yakın tarihinde yüzlerce yurttaşımızı kaybettiğimiz depremler vardı. Önceki gün Ege denizi açıklarında meydana gelen ve çok sayıda ilimizden hissedilen deprem, ‘hatırlattı’ yorumlarının yapılmasına neden oldu.
1999 yılında meydana gelen deprem Eskişehir’i de etkiledi. Bir apartman yerle bir oldu. 32 kişi hayatını kaybetti. Şehirde çok sayıda orta ve ağır hasarlı bina ortaya çıktı. Bu binalardan çok azı yıkıldı. Ağır hasarlı ve orta hasarlı binalar daha sonraki yıllarda onarıldı ya da boyanarak kullanılmaya devam edildi. Hasarlı okullarda bile yıllarca ders yapıldı. Sonra bilindiği gibi bu okullar yıkılarak yeniden yapıldı.
KENTSEL DÖNÜŞÜM
Bugünlerde Eskişehir olarak hep birlikte ‘kentsel dönüşümü’ konuşuyoruz. Şehrin büyük bir bölümü ‘kentsel dönüşüm’ kapsamına sokuldu. Büyükşehir Belediyesi nikâh salonunu boşaltarak, ‘kentsel dönüşüm’ daire başkanlığı yaptı. Tabii ki, hayat boyu çalışarak biriktirdikleri para ile belki de tek sahip oldukları evlerinin, kentsel dönüşüm kapsamına alınması hemşerilerimizin de korkmasına neden oldu.
Çünkü belediyenin eski nikâh salonundaki ‘kentsel dönüşüm’ daire başkanlığına gidenler, değişik değişik cevaplar alıyorlar. İkna odalarına benzeyen odalar hemşerilerimizi sıkıyor. Kentsel dönüşüm uygulamalarından bir sonuç alamayacaklarını düşünen, ellerindeki evlerinin de gideceğine inanan hemşerilerimiz, Türkiye’de ilk kez afet mağdurları derneğini de kurdular. Küçücük bir oda da kurulan AFET-DER üyeleri adına önemli gelişmelere imza attı.
Herkes sağlılık, güvenir konutlarda oturmak ister. Ancak, kentsel dönüşümün, rantta dönüşmesini kabullenemez. Beş katlı binalar yerine rant amaçlı 15 katlı binalar yapılırsa yada yapılmak istenirse, insanlarında kafaları karışır. Gelişmelere tepki gösterirler. Sonuç da, depremleri hatırlamak yetmez. Rantta dönük olmayan tedbirler de alınmalıdır.
BİNA BÖYLE YIKILMAZ
Kentsel dönüşüm kapsamında ranttın en yüksek olduğu sokak ve caddelerde bazı binaların yıkımının başladığını tüm Eskişehirliler yakından izliyor. Ancak, yıkımcıların yaptıkları yıkımlar çevre sakinlerini korkutuyor. Birçok ülkede onlarca katlı binalar bir anda yerle bir oluyor. Eskişehir’de ise beş katlı betonarme bir binanın yıkımı günlerce sürüyor. Bina bir anda yıkılmadığı için moloz ve beton parçaları günlerce sarkıyor. Mesela, daha dün sabah çevrede yaşayanlar, 2 Eylül caddesinde günlerce bu binanın yıkımı ile uğraşan yıkımcılar ile tartıştılar. Çevredeki esnaf her gün mutlaka çevre sakinlerinin yıkımcıları ile tartıştığını söylüyor. Yıkımları bazı gazetelerde haber yaptı. Ancak, belediyeler konuya bir yaklaşım göstermedi. Eğer, Eskişehir’in ana cadde ve sokaklarında, alış-veriş merkezlerinde yıkımlar artarak bu şekilde sürerse, mutlaka bir kaza olacaktır. Konu ile ilgili belediyelerinin bu yıkım işi yapanlara bir yaptırım uygulaması gerekiyor. Hedef bir-iki günde binayı yıkmak olmalıdır.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!