Bazı gazeteler yine CHP’den belediye başkan adayı olmalarına karşı Demokrat Parti’ye geçen ve belediye başkan adayı olan kişilerle ilgili olarak sadece “ DP başkan adaylarını” açıkladı, türünden haberler yaptılar. Adayların, CHP’den DP’ye geçtiği hatırlatmasında bulunmadılar.
CHP’den Sivrihisar Belediye Başkan adayı olarak seçim çalışmalarına başlayan Habil Dökmeci bir anda CHP ile İyi Parti arasında yeni bir anlaşma yapıldığını ve Sivrihisar’ın İyi partiye bırakıldığını öğrendi. Belediye başkanı olmak için kollarını sıvayan, Sivrihisar’da uzun süredir Büyükşehir Belediyesi Sivrihisar koordinatörü olarak da görev yapan Dökmeci de Demokrat Parti’ye katıldı.
Sivrihisarlı oluşum nedeniyle, Sivrihisar’daki her gelişmeyi diğer ilçelerimizdeki gelişmelere göre daha dikkatlice izliyorum. Demokrat Parti Eskişehir teşkilatlarının ve il başkanı Hüseyin Özcan’ın basınla ilişkileri iyidir. Parti, her hafta Pazar günü saat:12.00 de mutlaka basın toplantısı yapar. Basının çalışma saatlerini iyi bilirler. Basın açıklamalarını öğleden sonraya bırakmazlar.
İLGİ BÜYÜKŞEHİR’E Mİ?
Ancak, Habil Dökmeci’nin başkan adaylığının saat.15.00 olarak açıklanması benin merakıma neden oldu. Meğer Dökmeci DP’den adaylığını açıklamadan önce Büyükerşen’den helallik almak almış. Büyükerşen de, öğleden sonraya randevu verdiği için, Demokrat Partideki basın açıklaması saat.15.00’e alınmış.
Peki, CHP’den Demokrat Parti’ye geçen belediye başkan adaylarına Büyükerşen ne demiş? Büyükerşen, “ Gönlüm sizinledir. İnşallah, seçilirsiniz” demiş. Bir anlamda onlara seçimde destek olduğunu ima etmiş. Kısadan hisse ise şudur. CHP-İyi Parti ittifakı seçimlerde var. Ancak, bu ittifak Eskişehir’de tam işlemiyor. Odunpazarı ilçesinde iki aday birden seçime giriyor. Adayın biri de DSP’den belediye başkan adayı oldu. Destek olayını nasıl yorumlamak gerekiyor. Büyükşehir’de oylar nereye gidecek? Yoksa birisi sadece Büyükşehir seçimlerini mi düşüyor. Diğer yerlerdeki seçimler ve adaylar onu pek ilgilendirmiyor mu?
Cenazesinde Muammer Aksoy’un fotoğrafını taşıyan Uğur Mumcu Aksoy’un suikastta kurban gitmesinden sonra, gazetedeki köşesinde şunu yazmıştı:” Aksoy’u öldüren kurşun Atatürk ile Atatürkçülüğe sıkılmıştır”. Prof. Dr. Muammer Aksoy, Türkiye tarihinin en özgürlükçü anayasası olarak kabul edilen 1961 Anayasa’sının hazırlanmasında büyük katkılarda bulunmuş ve Kurucu Meclis’te Anayasa’nın sözcülüğünü yapmıştır. Ünlü yazar İlhan Selçuk ise “Aksoy’un Ölümü?” başlıklı bir yazı yazdı ve Muammer Aksoy’u şöyle tanımladı: “Muammer Aksoy bir insandı, bir hukukçu, bir devrimci, bir aydın, bir bilim ve eylem adamıydı. Öylesine canlı, coşkulu ve solukluydu ki, çevresindeki en soğuk kişi bile Aksoy konuşmaya başladığında hohlanmış bir ayna gibi buğulanıverirdi.” Bir avuç ADD’li dün onu vilayet meydanında andı. Bugün hayatta olmayan biri suikasta kurban gitmiş iki yazarında dediği gibi Aksoy, Atatürkçü kimliği nedeniyle katledildi. Katledilen aydınlarımızı saygıyla ve özlemle anıyoruz.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!