Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hikmet Karakoç koordinatörlüğünde uzun yılardır çalışan ‘Anatolia Aero Design’ ismi ile çalışan ve insansız hava aracı üreten bir ekip var. Bu ekip de, Anadolu üniversitesinin öğretim üyeleri ve öğrencileri uzun yıllardır başarılı çalışmaya imza atıyorlar. Dünyanın her tarafında açılan insansız hava araçları yarışmalarına katılıyor. Dünya çapında rakipsiz olan bu ekip, yarışmalarda dünyanın önemli üniversitelerinin takımlarını da geride bırakıyor. Ekip, Prof. Dr. Hikmet Karakoç başkanlığında en son olarak Amerika’da yarışmaya katıldı. Yarışmada seçkin üniversitelerin takımları ile yarışan ekibimiz dünya birincisi oldu. İkinciliği de Polonya’dan bir üniversite aldı.
ETİ’NİN DESTEĞİ
Ekip her yarışmadan dersler çıkararak, kendi ürettikleri insansız hava araçlarını daha da geliştiriyor. Şimdi, ekip gece gündüz çalışarak yeni bir araç yapıyor. Şehrimizin dünya çapındaki markası ETİ bisküvileri de ekibe destek oluyor. Ekibin uykusuz geçen gecelerde aç kalmaması için ETİ bisküvileri ürettiği bisküvileri gençlere kolilerle yolluyor. Yani, yeni birincilikler ETİ’nin desteği sayesinde gelecek. Anatolia Aero Design ekibi, ETİ’nin kendilerine desteğini fotoğraflayarak bize de göndermişler. Eskişehir’in ekibine, çocuklarına ETİ’nin desteği büyük. ETİ, bu işi sessiz sedasız yapıyor. Ancak, bizim gözümüzden kaçmıyor.

Önce şaka zannetti
Doğma, büyüme Eskişehirli olan Moskova’daki Çaykovski Devlet Konservatuarındaki eğitimini tamamladıktan sonra, önce Bursa Uludağ Üniversitesi daha sonra da Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarında öğretim üyesi olan piyano sanatçısı Gökhan Aybulus, 4 Kasım Cumartesi günü büyük bir sürpriz yaşadı. Aybulus’un yaşadıkları yaygın medyaya da haber oldu. Gökhan Aybulus, son anda Antalya Piyano festivaline dahil oldu. Bir anlamda festivali kurtardı. Eskişehirli sanatçı, Türk ve uluslar arası sanat dünyasından tam not aldı. Başına gelenleri Gökhan Hoca şu şekilde anlattı:”
4 Kasım Cumartesi uzun süre hafızamdan silinmeyecek bir gün oldu benim için. Saat 13:15'te İbrahim Sezer beni arayarak akşama konsere çıkacak solistin rahatsızlandığını ve benim Antalya Devlet Senfoni Orkestrası ile sahneye çıkmamı rica etti, ilk başta şaka olduğunu düşünsem de olayın ciddiyetini anlamam pek uzun sürmedi. 14.15’te beni almaya bir araba geldi ve apar topar elimi piyanoya bile süremeden Antalya'ya yola çıktım. Akşam 19.00’da Antalya’ya vardım ve ufak bir provanın ardından değerli Gürer Aykal hocam ve Antalya Devlet Senfoni Orkestrası’ndaki meslektaşlarım ile F. Liszt'in 1. Piyano Konçertosu'nu konserde seslendirdik. Bu yıl 18’incisi düzenlenen Uluslararası Antalya Piyano Festivali’ne son anda dahil oldum ve dün sabah da geri döndüm. Gerçekten unutulmaz bir anı oldu benim için. Ayrıca konserden birkaç saat önce eser değişikliğini öğrenmelerine rağmen mükemmel eşlik eden Antalya Devlet Orkestrası’ndaki bütün meslektaşlarımı da gönülden kutlarım”.

SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!