Norveçliler, günlük yaşamlarında bir zorlukla karşılaştıklarında, zorluktan çıkmak için “Atatürk gibi düşünelim” derlermiş. Belki bazılarımız geç kalsa da, toplumuzda yaşayan herkes bugün kendi bağrından çıkan Atatürk’e saygı duyuyor. Onu özlüyor. Milyonlar onun her ölüm yıldönümünde anmak için Anıtkabir de bir araya geliyor. Ülkenin dört bir tarafında meydanlarda buluşuyor.
19. yüzyıl imparatorlukların dağıldığı bir yüzyıldı. Dağılan imparatorlukların yerini ulus devletler alıyor. İmparatorluklar, dönemin emperyalist ülkelerinin birleşik güçleri tarafından paylaşılıyordu. Batılılar içinde Osmanlı İmparatorluğu hasta adam olarak görülüyordu. İmparatorluğun Avrupa da kalan kısmı dağılmış, pek çok ulus devlet ortaya çıkmıştı. İmparatorluğun elinde kalan son toprak parçası İstanbul ve Anadolu’da batılı emperyalistler tarafından bölüşülmüştü. Sevr ilan edilmişti. Artık, İstanbul ve Anadolu coğrafyasında yaşayan Türkler geldikleri yere yani, Orta Asya’ya geri gönderileceklerdi.
Osmanlı döneminde önemli görevlerde bulunan üst düzey askerlerin başlattıkları kurtuluş savaşı, Ankara’da TBMM’nin kurulması ile daha da hız kazandı. Yeni bir devlet kurulacak, idare şekli Cumhuriyet olacaktı. Atatürk ve arkadaşları 20 yüzyılın başında Türk Devrimini gerçekleştirmişlerdi. Bu topraklarda daha Osmanlılar döneminde başlayan devrimci dalga, bir yığın engellerden geçerek, 1920 yılında kendisini bulmuştur.
Atamızın aramızdan ayrılışının 79. Yıl dönümünde ‘herkesin Atatürkçü olduğu’ şeklinde söylemler geliştirenler var. Başka çare var mı? Türk’ün ateşten gömlek giydiği, yok edilmek istendiği bir dönemde Türk milleti Atatürk’ü bulmuş ve onun etrafında birleşerek, dünyanın tüm emperyalistlerini dize getirmiştir. Bugünde etrafımız ateş çemberi içindedir. Emperyalistler bizle birlikte Ortadoğu coğrafyasını bölmek istiyor. 21. Yüzyılda böyle ortamda Türk Milletinin aklına ilk önce Atatürk gibi olmak gelir. O fizikken aramızda olmasa bile Atatürk Türk milletinin önderidir. Aldığı kuvvettir. Bugün onlarda, şunlarda Atatürk’ü keşfetti şeklindeki söylemlerin tümü yanlıştır.
Atatürk, tüm Türk milletinin ortak değeridir. O 19. Yüzyılda içinde çıktığı Türk milleti ile tüm mazlum milletlere örnek olmuştur. Bugünde Atatürk aynı konumunu sürdürmektedir. Yine Türk milleti ve mazlumlar dünyası onu örnek almaktadır. Norveçlilerin dediği gibi herkesin Atatürk gibi düşünmesinin zamanıdır.
Bugün 10 Kasım da onun fizikken aramızdan ayrılışının 97. yıl dönümünde, onu yeniden keşfetmenin zamanıdır. O büyük insanı çoluk çocuk hep birlikte analım. Çocuklarımıza onu anlatalım. Onun nutkunu bir kez daha okuyalım. Olumsuz düşünmeyelim. Atatürk gibi düşünelim. Atatürk, birinci dünya savaşı, balkan savaşı gibi önemli savaşlardan çıkmış, elinde avucunda hiçbir şey kalmamış. Dağıtılmış bir ordu ve fakir düşmüş Türk milleti ile dünyaya kafa tuttu. Milli mücadeleyi başarıya ulaştırdı. Hintlilerin dediği gibi, yenilmez denilen emperyalistlerin birkaç yıl içinde topunu birden yendi. Ardından, asıl savaşının başladığını söyleyerek, ülkeye 10 yıl içinde çağ atlatırdı. Batılıların gelmek için yüzyıllar harcadığı devrimleri, birkaç yıla sığdırdı. Bugün hepimiz ilhamı ondan alacağız. Ancak, Atatürk aramayacağız. Hepimiz birer Atatürk olacağız. Bugün Türk milleti her türlü zorluğu, batılı emperyalistlerin baskılarını göğüsleyecek ve onlarla dünden daha iyi şartlarda mücadele edecek güce sahiptir. Ne Mutlu Türk’üm Diyene, ne mutlu Atatürk’ün izinde yürüdüğünü söyleyene…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!