Yazılı tarih başladığından bu yana insanlık yaşadığı çağlardaki olayları, gelişmeleri, savaşları, barıları ve de salgın hastalıkları not ediyor. 1918’li yılarda İspanyol gribinin Avrupa’nın nüfusunu yarıya düşürdüğü yıllarda, dünyaca ünlü yazar bugün yazdıkları romanlar ile revaçta olan Franz Kalfa’nın o yıllarda küresel boyuttaki İspanyol gribinden korunma yoları ile bugünkü korunma yolları aynıdır. 1000 yıl önce Buhara’da yaşayan İbni Sina o yaşadığı çağda salgın hastalık çıkınca, herkesten sosyal mesafeyi korumasını istemiş, cami, kahve gibi yerlere bir müddet gidilmemesini ve ağzın kapatılmasını burun deliklerine ise sirkeli suya batırılmış pamuk konulmasını tavsiye etmiş.
ALMAN ORDULARINDAN KAÇIRILDI
İspanyol gribine yakalanan Kafka, çektiği ruhsal sıkıntıları ve acıları da eserlerine yansıtmıştır. Küresel salgında İspanyol gribine yakalanan Kafka ayrıca gırtlak kanseri olmuş ve götürüldüğü sanatoryumda hayatını kaybetmiştir. Arkadaşı Brod da onun yazdıklarını Alman orduları Prag’a girmeden kaçırmış ve hayat normale dönünce yayınladı. Yoksa insanlık bugün onun eserlerinden mahrum kalacaktı.
SESSİZ SAKİN, YALNIZ KALIN
Kafka o acı dolu o günlerde, salgın ile ilgili şunları yazmıştır:” Odanızdan çıkmanız gerekmiyor. Masanızda oturmaya devam edin ve dinleyin. Hatta dinlemeyin bile, sadece bekleyin; sessiz, sakin ve yalnız kalın. Gereğinden fazla insan ilişkisi size iyi gelmez.Her şeyi unut. Pencereyi aç. Odanı temizle. İzin ver rüzgâr içeri girsin. Baktığın şey sadece bir boşluk, her köşede bir şey arıyorsun ama bulamıyorsun, bulamadığınız kendinizdir. Kapasitenizi insanlarla zaman geçirmek ve konuşmak yerine tamamen kendinize dönmek ve kendini düşünmek için kullanın. Aslında birilerine yetiştirecek hiçbir sözünüz yok. Duygusal olarak etkilenmeyecek noktaya gelene kadar, kendinizi diğerlerine kapatın. Bundan dolayı bırakın herkes size düşman olsun. Bir süre kimseyle konuşmayın. Kendinle bile neredeyse hiçbir ortak yanın olmasın ve bir köşede sessiz sedasız oturun, nefes alabildiğiniz için mutlu olun, nefesi bu memnunlukla kullanın. Kimsenin nerede olduğunuzu bilmemesinin tadını çıkarın bir süre. Keşke bunu hep devam ettirebilseniz! Bir yerden sonra geriye dönüşün olmadığını fark etmeniz asıl ulaşılması gereken noktadır. İnsan ile dünya arasındaki oynana bir oyun varsa, bahsinizi dünya üzerinden kullan”.
Kafka’nın dediği gibi her zaman oyunu dünya kazanır. Önemli olan dünya ve onun içindeki çevre ile uyumlu yaşamayı sürdürmek. Dünya kaynaklarını sömürmemektir. Bugünkü uzmanlar söyledikleri ile Kafka’nın yazdıklarını doğruluyor. Bugünkü uzmanlar oluşturduğu kaygıya vurgu yapıyorlar. Kaygı kronikleşmemeli, Ruhsal hastalıklara dönüşmemeli, Önerilen tedbirlere harfiyen uymalı, Hayatımıza devam etmeliyiz diyorlar. Bir tarafta abartılı kaygı, diğer tarafta aşırı rahatlık var. Ortası yok mu?
ÖRNEK ÇADIRDA YAŞAYAN İŞÇİLER
İnönü’ye mevsimlik olarak gelen tarım işçilerinde korona virüse rastlandı. Çadırkent komple karantinaya alındı. 200 ‘e yakın inansın geçici barındığı çadır kentte maske takan yok. Sosyal mesafeye aldıran yok. Dip dibe bir yaşam zorunlu olarak sürüyor. Ancak, tarım işçileri çalışmaktan başka seçenekleri olmadığını söylüyor. Korona tehlikeli, ancak geçimlerini sağlamak zorundalar.
![]() |
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!