Türkiye’nin dünya coğrafyasında konumu çok önem taşıyor. Dünyanın en hareketli coğrafyasında yaşıyoruz. Hareketli coğrafya Türk medya kuruluşlarını da hareketlendiriyor. Rusya- Ukrayna savaşında en hızlı haberi hangi Türk televizyon kanalı veriyor.
Ülkemizin önde gelen çok izlenen televizyon kanalları da, birbirleri ile Ukrayna’da rekabet ediyor. Kimi savaşın göbeğinden mesela Kiev’den yayın yaparken, kimisi sınır kapılarından yayın yapmasına rağmen kendisini savaşın içindeymiş gibi gösteriyor. Batı medyası sadece savaş haberlerini çarpıtmıyor. Batılı gözünü tüm dünyada kabul etmek için de mücadele ediyor.
UKRAYNALI GEÇER
Amerika’nın Ortadoğu ve Kafkaslardaki etkinliği savaşlara yada gerilimlere neden oluyor. Ortadoğu’da ne oldu? Balkan ülkelerinde aynısı oldu. Irak’ta 1.5 milyon insan demokrasi getirileceği gerekçesiyle öldürüldü. Afganistan’da 40 yıldır insanlar ölüyor. Amerika Afganistan’dan kaçmak zorunda kaldı. Ama o bölgeye istikrar ne zaman gelecek? Belli değil. Suriye’den İkinci İsrail devleti isteği coğrafyayı böldü. Batılılar Suriye’ye abandı. Ama rejimi değiştiremediler. İnsanlar öldü. Ölmeye devam ediyor. Türk ordusunun müdahalesi olmasaydı, belki de ikinci İsrail devleti kurulmuş olacaktı. Bölgenin haritaları değişecekti.
En çok Yugoslavya’ya üzüldük. Avrupa’nın medeniyetin en ilerisi denilen ülkeler arasında yıllarca Müslüman katliamı yaşandı. Yugoslavya’dan batılılar zorlama ile 7 devlet ortaya çıkardılar.
ENGİZİSYON ORTAYA ÇIKTI
Ukrayna tarihsel olarak aslında Polonya’nın devamıdır. Osmanlı meclisinde Lehistan mebusları vardı. Bugün 20 yıllık devlet olan Ukrayna’yı Yugoslavya’yı bölen Atlantik ve batılılar bugün Avrasya’ya Rusya’ya karşı kullanıyor. Ukrayna’nın savaştan kaçan halkı Polonya sınırını rahatça geçerken, Afrikalı veya Ukrayna’daki yabancılar sınırdan geçemiyor.
Ukrayna’yı Rusya ve Çin’e, Hindistan’a karşı kullanmaya kalkıyor. Avrupa’nın senfoni orkestraları ile yüzyıl önceki Rus bestecilerin eserlerini çalmıyor. Rus edebiyatının klasiklerinin okunmasını yasaklıyor. Engizisyon mahkemeleri Avrupa’da sanki yeniden kuruldu. Ortaçağ anlayışı Avrupa’da Rus-Ukrayna gerginliği ya da savaşı ile yeniden hortladı. Atlantikçiler ev batının kışkırtması ile uzun yıllar beraber yaşamış iki topluluğun karşı karşıya savaş halinde oluşu üzücü ve bir o kadar da şaşırtıcı oldu. Uzun yıllar değişik şekillerde ve değişik devlet kuruluşları içinde beraber yaşayan halklar Yugoslavya’daki gibi karşı karşıya getirildi. En son olarak Rusya’nın saldırdığı Ukrayna’dan kaçmaya çalışan Afrikalıların, Avrupa ülkelerinin sınır kapılarında yaşadığı ayrımcı ve ırkçı uygulamalar tepki çekti. Polonya sınırından Türkiye gelmek isteyen Türk vatandaşları da Polonya- Ukrayna sınırından Türk televizyonlarına canlı bağlanarak ırkçılığı anlattılar. Bugün Avrupa’dan yardım ve destek almanız için mavi gözlü ve sarışın olmanız gerektiği son yaşadığımız olaylar ile ortaya çıktı.
![]() |
Bence üniversitelerimizde okuyan öğrencilerin büyük çoğunluğu Tepebaşı bölgesinde oturuyor, yaşıyor. Üniversite öğrencileri Tepebaşı İlçesinin hızlı büyümesine ve gelişmesine önemli katkıda bulunuyor. Bu katkı Eskişehirliler tarafından takdir ile karşılanırken, Tepebaşı Belediyemizde öğrencilerin kent yaşamına uyumunu sağlamaları ve onları evlerinde olduğu gibi rahat etmelerini sağlıyor.
Belediyemizin sabah saatlerinde 19 Mayıs Gençlik Merkezinden çorba ve ekmek ikram ediyor. Üniversitedeki dersine gitmeden önce gençler belediyenin ikram ettiği çorbayı içiyor. Öğle yemekleri üniversitelerde indirimli öğrenci ile buluşuyor. Eskişehir kış günleri çok soğuktur. İşte belediyenin ikramı çorba gençlerin içini ısıtıyor. Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, yaptığı hizmetler ile toplumun her katmanına dokunuyor.
![]() |
Bir gazeteci arkadaşımız, maske zorunluluğunun kaldırılması ile ilgili Eskişehir sokaklarında yaşadığı gözlemlerini şöyle değerlendirdi:” Sağlık Bakanı’nın son açıklamasından sonra bugün gazetecilik merakıyla sokakta ve dükkânlarda bizim ahali ne yapıyor diye bir tur attım. Bir kere bizim mahalle ve çevresinde çoğunluk maskeli. Bu beni memnun etti. Dükkânlarda da insanlar maskeli. Yalnız bir dükkânda bir tezgâhtar şöyle yakındı: “Maskeyle geldiğiniz için teşekkür ederiz. Ne yazık ki dün akşam buraya bir genelge geldi. İçeri maskesiz girenleri hiç bir şekilde engelleyemeyeceğimiz bildirildi.” Aferin Sağlık Bakanlığı’na. Hastalığın bulaşması son hız devam ederken, “ölen ölsün, kalan sağlar bizimdir” mi demek istiyorsunuz?
Geçen hafta Bulgaristan’a gitmiştim. Avrupa sınırları Bulgaristan, Romanya ve Yunanistan başlıyor. Avrupa’da sokakta maske takma zorunluluğu yok. Ama mesela Japonya ve Uzakdoğu’nun ülkelerinin bazılarında yaşayanlar Kovid belasından önce de maske takıyorlardı. Nüfus fazla ise veya kalabalık ortamlarda maske takmanın önemini yaşadığımız deneyimlerimizden öğrendik. Sağlık Bakanlığı zorunluluğu bazı alanlarda kaldırsa da, bizler maske takmaya devam edeceğiz.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!