Ülkemize emperyalist saldırı, her alanda milli olmayı, kendimizin üretmek zorunda olduğumuzu bize hatırlatıyor. Yaşamın pratiği bize ‘milli veya ulusalcı’ olmayı dayatıyor. Geçmişte Amerikan hayranlığı yapanlar bile bugün Amerika’ya, emperyalizme karşı tavır koyuyor. Elbette bu durum alkışlanacak bir durumdur.
Tepebaşı Belediyemiz tarafından düzenlenen ‘Pişmiş Toprak Sempozyumu’nun 12. başlıyor. Türkiye ilk kiremit üretimi ile 1927 yılında tanıştı. Eskişehir Türkiye’nin ilk kiremidini Tepebaşı İlçesinde üretti. O zaman Eskişehir bir merkez ilçeden oluşuyordu. Ancak, kiremit bugünkü Tepebaşı İlçe sınırları içinde üretilmişti.
Bunun için Ahmet Ataç başkanlığındaki belediye akademisyenlerin ve sanatçıların desteği ile gayet başarılı bir biçimde Pişmiş Toprak Sempozyumunu düzenliyor. Ataç’ın belediyeyi kaybettiği yıllarda yerine seçilen ‘Amcaoğlu’nun ilk yaptığı iş Eskişehir için büyük önem taşıyan Pişmiş Toprak Sempozyumunu kaldırmak olmuştu. Bende çok sert haberler yapmıştım. ‘Amcaoğlu’ belediye başkanı bana kızmıştı. Gelecek yıl yapacağını söylemişti. Elbette, sempozyum başlamak için Ataç’ın tekrar belediye başkanı olmasını bekledi. Bu yıl ki sempozyumun Eti’nin kurucusu Firuz Kanatlı’nın anısına ithaf edilmesi ayrı bir önem taşıyor. Toprak sanayi ülkemizin öncü sanayilerinden biridir. Eskişehir için önemi de büyüktür. Sempozyum hem sanayinin hem de sanatın gelişmesine büyük katkı veriyor.
ALMANYA’DAKI BİNALARLA AYNIDIR
Bu yıl sempozyumda belki de gözden kaçırdığımız bir ayrıntı var. Bu ayrıntı da, Tepebaşı’nın kardeş şehri olan Almanya’nın Treptow-Köpenick kentindeki demiryolları binalarının Eskişehir’deki binaların tıpatıp aynı olmasıdır. Bu nedenle Alman belediyesi iki şehirdeki aynı binaları karşılaştıran bir fotoğraf sergisi açacak. Ortak kültür mirasımızı göreceğiz.
ÇİFTÇİLERİN SÖYLEDİKLERİ
Bize ait olan değerlerinin her alanda ortaya çıkarılması ve milli üretimin arttırılması gerekiyor. Atatürk’ün yolunda ayrıldığımız için sıkıntılar çekiyoruz. Artık, Küçük Amerika sürecini terk ediyoruz. Eskişehir il sınırları içindeki ziraat odaları dün bir araya geldi. Odunpazarı İlçe Ziraat Odası Başkanı ve Odaların il koordinasyon başkanı Hüseyin Şen, çiftçinin ülkenin düzlüğe çıkması için elinden geleni yapacağını söyleyerek,” Ülkemizin bu zor durumunda birlik ve beraberlik içinde çiftçiler olarak üretmek istiyoruz. Elimizi taşın altına sokmaktan kaçmıyoruz” dedi.
PEKİ, BİZ NE YAPACAĞIZ
Kurtuluş Savaşı yıllarında iki basın vardı. Birincisi işgalciler tarafından desteklenen Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı aleyhine yayın yapan basın, diğeri ise Anadolu’da her türlü baskı ve imkânsızlıklar içindeki Kuvayı Milliye basınıydı.
Mustafa Kemal Samsun’a çıktıktan sonra geldiği Erzurum da emir verdi. Anadolu’ya Kurtuluş Savaşının ve milli mücadelenin anlatılması için gazete çıkarılmasını istedi. Süleyman Necati, Atatürk’ün emri üzerine Erzurum’daki bir samanlıkta Ruslardan kalma ayak pedalı ile çalışan bir baskı makinesini buldu. Onu onararak, pasını silerek işe başladı. Çok zorlansa da bir grup arkadaşı ile ‘Albayrak’ ismini verdiği gazeteyi çıkardı. Eskişehir’de dâhil Anadolu’nun birçok yerinde samanlıklarda veya bir köşeye atılmış makineler bulunarak gazeteler çıkarıldı.
Atatürk kongrelerden sonra Ankara’ya geldi. İki gün sonra bir gazete çıkartmak gerektiğini söyledi. Eski bir matbaa makinesi bulundu. ‘Emel’ isimli gazete çıkarıldı. Adana da çıkan ‘Yeni Adana’ gazetesinin mürekkebi ise, Ali Efendi’nin “Düşündüğünüz şeye bak. Etraf orman, çıra çokça var. Sobalar gürül gürül yanıyor. Borular simsiyah kurumdan tıkanıyor. Toplayın kurumları. Beziryağı da bulun. Gerisine karışmayın” sözünden sonra bulunmuştu.
Atatürk Türkiye’de üretilen ilk kâğıt hamurunu ele aldığında, hamurun ‘medeniyet hamuru’ olduğunu söylemişti. Bugün Türkiye’de gazete kâğıdı sıkıntısından söz ediliyor. Dövizde oynamalar, kâğıt fiyatlarına olumsuz yansıyor. Bunu aşmak çok kolaydır. SEKA yeniden açılacak ve gazetelere kâğıt sağlayacaktır. Bizim millet olarak özümüze dönmemiz ve her alanda yerli ve milli üretime geçebilmemiz için galiba biraz olumsuzluklar yaşamamız gerekiyor.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!