Sosyal medyada klavye kahramanları ile yangınlar karşısında ne yapabileceğini sorgulayan yurttaşın tutumu net olarak görülüyor. Eskişehirliler ilk günden kolları sıvayarak, ülkemizde ilk ke bu kadar geniş çaplı bir alanda etkili olan yangını söndürmek için kolları sıvadı. İlk önce Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi, Orman Bölge Müdürlüğü İtfaiyesi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi İtfaiyesi itfaiyeciler ile birlikte anında yangın bölgesine gitti. Sonra bir kuruluş sponsorluğu ile Büyükşehir belediyesi tır dolusu Kalabak suyu ve yardım malzemelerini bölgeye gönderdi.
Eskişehir’de gönüllü kuruluşlar devreye girdi. Çamlıca mahallesi sakinleri bir araya gelerek, mahallerinde belirledikleri bir simit fırınının boş alanına topladıkları iki kamyon dolusu malzemeyi kamyonlarla yangın bölgesine gönderdiler. Malzemelerde yangın bölgesinden gelen ihtiyaç listesine göre belirlendi.
Daha sonra Vişnelik mahalleliler, mahallenin kadın muhtarı Meriç Hanımın koordinesinde 4 tır dolusu ihtiyaç malzemesini bir ayara getirerek, yangın bölgesinde sabahtan olacak şekilde geceden gönderdiler.
KLAVYE KAHRAMANLIĞI YOK
Antalya’dan gelen üreticilerin yem desteği talebine Eskişehir Ticaret Borsası anında karşılık verdi. Üyelerin desteği ile hemen hayvan yemleri dolu olan 4 tır yola çıkarıldı. Borsa başkanı Ömer Zeydan, ardından açıklama yaparak, “Eskişehir Ticaret Borsası olarak Manavgat/Antalya orman yangınlarında ahırlarını, yem ambarlarını, yem bitkilerini kaybeden hayvan üreticisi çiftçilerimize acilen 4 tır dolusu hayvan yemi gönderiyoruz. Zaman laf üretme zamanı değil, icraat zamanıdır” dedi.
Zeydan haklıdır. Çevremizde yangın varsa, herkesin en azından bir kova su dökmesi gerekiyor. Ege ve Akdeniz bizim ülkemizin en güzel köşelerdir. Bu ulusun, ulus veya millet olabilmesinin koşulları vardır. Ayrıca, Türk insanına has özellikler vardır. İmece diye bir kavramımız var. Zor günler, zor işler hep birlikte yapılır.
KOVALAR ELDEN ELE GİTTİ
Yangın bölgelerinde pet şişeler ile su taşıyanları gördük. Evde kap kaçağı yangını söndürmek için doldurdular, zamana karşı yarıştı. Herkes yurttaşlık görevini yapmanın çabasına girdi. Kovalar eden ele giderek, yangınlar söndürüldü. Sayın başkan Zeydan haklıdır. Şimdi, çare üretme zamanıdır. Klavyede gelişi güzel yorum yapanlar. Bir de yangının söndürülmesine katkı yapanlar var. Bakan da açıkladı. Sadece İspanya ve Hırvatistan yangın söndürme uçaklarını gönderdi. Yunanistan ile Fransa son anda niye vazgeçti ki. Sabotajlarda dış bağlantı daha doğrusu Atlantik ötesi bağlantısı güçleniyor. Sen yangın çıkaranlara uluslararası destek çağrısı yapabilir misin? Bize benzeyen iki ülke dışında komşumuz Rusya destek oluyor.
KARDEŞLİĞİ PEKİŞTİRDİ
Yangın bölgelerinde televizyon ekranlarından izliyoruz, dayanışma ile birlikte duygu dolu anlar yaşanıyor. Mesela Antalyalı bir yurttaş anısını gazeteciye şöyle anlatıyor:” Dumanların içinden Batman’dan gelen itfaiyeyi gördüm. Yangının ortasında olmasak, koşup işçileri kucaklayacaktım.” Samsun’dan, Eskişehir’den, Bilecik’ten Batman’dan Türkiye’nin birçok yerinden yangın bölgesine giden itfaiye ekipleri, orman emekçileri, açlık veya uykusuzluk bilmeden çalışıyorlar. Olayları değerlendirenler bir milli seferberlik içinde olduğumuzu düşünüyor. Halkın görüşünün aksine klavye kahramanlığına soyunanlar, birbirlerinden net çizgilerle ayrılıyorlar.
![]() |
Eskişehir’den Ankara’ya doğru yola çıktığınızda Kaymaz’dan sonra bozkır kendisini belli eder. Sivrihisar’da bir zaman bağlar varmış. Şimdi, ise bozkırı görürsünüz. Ancak, 1960 yılında Sivrihisarlılar büyük bir ağaçlandırma seferberliği başlattılar. Öncülüğünü de ilçe sakinlerinden Merhum Mustafa Bayram Uça başlattı. Sivrihisarlılar bugün ‘Uça’yı’ anmanın tam zamanı olduğu konusunda birleşiyorlar. Rahmetli Uça’nın çoğunu bizzat elleri ile diktiği ağaçlar bugün orman oldu. Milli mücadelede ordumuza hibe ettiği kamyonla da büyük bir fedakârlık gösteren Mustafa Bayram Uça’yı özlemle ve saygı ile anıyoruz. Mekânı cennet olsun.
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!