Bugün Türk basınında sansürün kaldırılışının 109. Yılını kutluyoruz. Adına basın bayramı da denilen olayı aslında Jön Türklere başka bir deyimle İttihat ve Terakki geleneğine borçluyuz
Namık Kemallerin ve Ziya Paşaların, Tevfik Fikretlerin geleneğinden gelenler takvimler, 24 Temmuz 1908’i gösterdiğinde Osmanlı yönetiminin 2. Meşruiyeti ilan etmesini sağladı. O güne kadar İstanbul’da yayınlanan gazeteler Osmanlı memurları tarafından incelenir. Sonrada izin verilen haberler ve yazılar basılırdı. Aynı uygulama 12 Eylül döneminde de yaşanmıştı. Hazırlanan gazeteler sıkıyönetim komutanlıklarına götürülür. İncelenirdi.İzin verilenler yazılabilir ve basılabilirdi. Bugün Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ismini kullanan 10 Haziran 1946 yılında kurulan o zaman ki İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Türkiye’de bir basın bayramı olmasını istedi. O dönemin ünlü gazetecilerinden Falih Rıfkı Atay da basın bayramının 2. Meşruiyetin ilan edildiği gün olmasını istedi. Böylelikle 24 Temmuz 1908 yılı temel alınarak, basın bayramı ilan edilmiş oldu.
BATILILARIN DAYATMALARI
Jön Türkler, 2. Meşruiyetin ilan edilmesini sağladıkları dönemde imparatorluğun içinde bulunduğu kötü durumun düzeltilmesini istiyorlardı. Osmanlı gelişen Avrupa devletleri karşısında çağa uymuyordu. İmparatorluk geriliyordu. O dönemin emperyal ülkeleri kapitülasyonların benzerlerini Osmanlıya dayatmaya başlamışlardı.
Meşrutiyet tüm Osmanlı topraklarında büyük coşku ile karşılanmış, şölenler yapılmıştı. Köşemdeki fotoğrafta İzmir’de 1908 yılında 2. Meşrutiyetin ilanı şerefine yapılan kutlamaları gösteriyor.
ÖNCE SEVR SONRA LOZAN
Osmanlı da meşrutiyetin ilanı, Jön Türklerin devleti kurtarma çabaları yıllar itibarıyla boşa çıktı. Osmanlı sonuçta, batılılar ile Sevr’i imzalamak zorunda kaldı. Sevr’in ilanı ile Osmanlı devleti batılılar tarafından İstanbul’dan başlayarak Anadolu İşgal edildi. Batılıları isteği ile Yunan Orduları İzmir’den Anadolu’ya çıkarak kısa sürede Polatlı’ya kadar geldiler. Bunları karşısında yine Jön Türklerin devamı vardı. Atatürk ve arkadaşları, Osmanlının Jön Türk geleneğinden gelen subayları, Türk Milleti ile birlikte milli mücadeleye giriştiler. Canları ve kanlarını veda ederek, Osmanlı İmparatorluğun küllerinden Türkiye Cumhuriyeti devletini kurdular.
LOZAN’I DA KUTLUYORUZ
Basın bayramını kutladığım bugün aynı zamanda kurtuluş savaşından sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinin tapu senedi niteliğindeki Lozan anlaşmasının da yıl dönümüdür. Lozan anlaşması, 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, Leman gölü kıyısındaki Beau-Rivage Palace’ta imzalandı.
BUGÜNDE BATILILAR KOMPLO PEŞİNDELER
Lozan anlaşmasını TBMM adına imzalayan İsmet Paşa’ya, batılılar kızarak,” Anlaşmayı imzaladık. Ancak, sizde para yok. Bu anlaşma ile kazandıklarını gün olacak önünüze koyacağız. Kazanımlarınızı geri alacağız” derler. Peki, son günlerde başta Almanya olmak üzere, Amerika ve batılılar ile niye gerginlikler yaşıyoruz. İşte, bu topraklarda yaşayanlara batılılar ve emperyalistler rahat vermek istemiyor. Bizlerde Cumhuriyetin kuruluş felsefesi etrafında, emperyalistlerle sürekli mücadele etmeliyiz. Çünkü ilginç bir coğrafya da yaşıyoruz. Bizlere bu mücadelede Atatürk’ün ve Cumhuriyeti kuranların çalışmaları felsefesi yol gösterecektir.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!