Elektrik ve doğalgaz fiyatları açıklandığında bir tepki vardı. Ama faturaları kimse görmediği için etkisi henüz ortaya çıkmamıştı.
Faturalar evlerin, işyerlerinin kapılarına gelince, zamların etkisi de hissedilmeye başlanıldı. Çok seyredilen televizyon kanalları günlerce elektrik zamları konusunu işliyor. Ülkemizde, elektrik ithalatı, bu dönemde geçen yılın aynı ayına kıyasla 6 kattan fazla artarak 65 milyon 624 bin kilovatsaatten 471 milyon 688 bin kilovatsaate yükseldi. Elektrikte üretim ve dağıtımın özelleştirilmesi sonucu özel sektör lehine yapılan tarife düzenlemeleri dikket çekmişti. Sektörün plansız büyümesinin ve özel sektörün yüksek kâr beklentisinin yarattığı mekanizmaların kamu ve tüketici aleyhine işlediğini kamuoyu takibe başladı. Eskişehirlinin de cebini yakan faturalar, kamulaştırma ile en az yüzde 40 daha azalacağı görülüyor. Yüzde 40 tüketicinin lehine bir gelişme olacak.
Bizim evin elektrik faturasında 200 TL’den bir anda 320 TL’ye yükseldi. Bu ay aşırı soğuklar nedeniyle hem doğalgaz hem de elektrik faturaları daha da soğuk kış şartlarında yükselecek. Mesela bizim karşımızda oturan ve çok sayıda kediye bakan komşu, kedilerin bulunduğu kapalı alanları elektrik ile ısıtıyor. Hemen bizim faturayı gelince, bizde önce kontrol eder. Son günlerde en çok konuşulan konu elektrik faturaları oldu.
İktidar kanadı, elbette faturalardaki rakamlara yaptığı açıklamada,” “Doğal gazda sübvansiyon yüksekti. Aradaki farkı bütçeden ödüyorduk. Dünyada fiyatlar arttı. Zamlar hâlâ yeterli değil. Bütçeden destek veriliyor.
Elektrikte de durum aynı” diyorlar. Ancak, yurttaşlar ceplerinden çıkana bakıyor.
Mevsim itibarıyla çiftçiler ve tarımsal üretim işletmelerinin sahipleri, ilkbahar mevsimini bekliyor. Üretim mevsiminin başlamasıyla birlikte elektrik kullanmaya başlayacaklar. Tarlalar, bahçeler nasıl sulanacak. Zaten zam gelmeden önce elektrik faturalarını ödeyemiyorlardı. İcra dairelerinde uğraşıyorlardı. Üretim yapamazlarsa, hem kendileri hem de ülke ekonomisi zarar görecek. Sebze ve meyve fiyatları yaz aylarında bile artmaya devam edecek. Eskiden bu sektörler devletin elindeydi. Dağıtımı ve birçok alanı özelleştirildi.
Zamanında çok uyarıldı. Meslek kuruluşları raporlar yayınladı.
“Vatandaş daha pahalı elektrik kullanacak” açıklamaları birbirini izledi. Yabancıların eline geçen bankaların yurttaşlara yaptıkları artık net bir biçimde görülüyor. Bizlerde gazetelerimizde yazdık. Özleştirilen ürünlerin fiyatlarını gördük. Hâlbuki ucuzlayacağı iktidarlar tarafından açıklanmıştı.
Zamların arkasından yeni tarife sonrası günlük 7 kwh (aylık 210 kwh) ve altı elektrik tüketimlerinde, 1 kwh'lık tüketim vergiler dahil 1,37 kuruşa, tüketimin günlük 7 kwh'yı aşan kısımları için ise kwh başına 2,06 kuruşa faturalandırılacak. Aylık 210 kwh tüketen bir konut tüketicisi eski tarifeye göre 329,1 TL fatura öderken, yeni düzenlemeyle 287,7 TL ödeyecek. Böylece 41,4 TL'lik indirim sağlanmış oldu.
Bugün doğalgaz zamları yüzünden kombilerini yakamayan aileler vardır. Akaryakıt zamları yüzünden arabalarının üzerini örtüp, kullanamayanlar vardır. Gelen faturalar yüzünden, elektrik tüketemeyen aileler vardır. Markette ve pazarda alışveriş yapamayanlar vardır. Asgari ücreti ve maaşları arttırmak, iğneden ipliğe her şeye yapılan zamları durdurmamaktadır. Yurttaşların alım gücü düşmüştür.
Siyasetçiler oy derdinde olduğu bir ortamda, milletin geçim derdinde olduğunu unutmamak gerekir. Hiçbir olay ya da içi boş sözlerle yapılan bu zamlar unutulmaz. Bu kış ve 2022 yılının gerçekten çok zor geçeceği anlaşılmaktadır. Ama umudumuzun, içimizde hep canlı olarak durduğunu da unutmamalıyız.
Ülkemizin bugün içinde bulunduğu sıkıntılardan en büyüğü şüphesiz ki ekonomik sıkıntıdır. Ülkemizin ekonomisi bozulduğu gibi, yurttaşların da ekonomik durumları kötüdür. Ancak, önemli ve stratejik kurumlar yeniden kamulaştırılmalı ve devlete geçmelidir. Bu durum belli oldu.
Küresel Salgın davranış biçimimizi değiştirdi. Evlere kapandık. Tam evlerden tekrardan çıktık. Bu kez varyantlar ortaya çıktı. Tarihleri ve günleri unuttuk. Birçok üretim alanı, yeri geçici kapandı. Kapandı, sonra tekrar açıldı.
İkinci dünya savaşında Viyana Hitler Almanya’sı tarafından bombalanırken, tiyatrolar kapanmadı. Senfoni orkestraları susmamıştı. Küresel salgında ise geçici olarak sustu. 1 Şubat tarihinden itibaren Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları ile Senfoni Orkestrasını tekrar Eskişehirliler ile buluşturuyor. Şimdi, Eskişehir’de tekrardan sanat ve kültür ile buluşmanın vaktidir.
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!