Anadolu Üniversitesinde rektör Çomaklı gitti. Ama tartışmalar sürüyor. Yeni rektör ataması süreci devam ediyor. Sokak kısıtlaması günlerinde, gazetemizi dağıtımındaki aksaklıklar ve zorluklar nedeniyle yayınlanmıyoruz.
Sokak kısıtlaması başlamadan önceki gazetemizde yani geçtiğimiz Cuma günkü sayımızda manşetten yayınladığımız bir haber vardı. Anadolu Üniversitesinde 65 milyon liraya yaptırılan kameraların kapatılması, kapıların açılması ve döner sermaye ödemelerinin düşürülmek istenmesini gazetemizin manşetine taşımıştık.
Manşetimiz ilgi gördü. Gazetemizin çıkmadığı sokak kısıtlamasının bulunduğu günlerde yurtiçi, dışı her yerden bu haberimiz tıklandı. Bizzat bizi tanıyanlar, başka şehirlerden bizi arayarak, 65 milyon işini anlamakta zorluk çektiklerini söylediler. Yani, bu okuyucularımız 65 milyonun saymakla bitmeyeceğinin altını çizmek istiyorlardı.
ESKİ REKTÖRLER GİREMİYORDU
Anadolu Üniversitesinin YÖK’ün atadığı geçici yönetiminden bazı kişiler kameraların kapatılmasının, kapıların açılmasının doğru olduğunu, ancak döner sermaye uygulamasında bir değişiklik beklenmediğini söylediler. Demek ki, bu konuyu biraz daha açmamız gerekiyor. Anadolu Üniversitesinin mali işlerden sorumlu üst düzey yöneticisi senato toplantısında konuyu gündeme getiriyor. O anda tartışma çıktığı için senato toplantısı da bitiyor. Senato üyesi öğretim üyeleri o anda telefonlarının WhatsApp hattından Anadolu Üniversitesinde görev yapan öğretim üyelerine tartışma konusu olan döner sermaye ödemeleri konusunu yazıyorlar. Kimisi de rektör vekiline bu işin kendisine ihale edilmek istendiğini söylüyor.
WHATSAPP’LAR VAR
Kısacası, tamam kameralar kapatıldı. Kapılar açıldı. Burada belki de giden 65 milyon olacak. Ya da güvenlik kameraları revizyondan geçerek kullanılacak. Küresel salgından önce bir cenaze töreninde karşılaştığım eski rektörler, kendilerinin bile üniversiteye sokulmadığını söylemişti. Kapılar açılınca sorunda şimdilik çözülmüş oldu. Ancak, döner sermaye ödemelerinin 5’de 1 oranında düşürülmek istenmesi, gündeme getirilmesi gerçekten giyilmek istenen ateşten gömlektir. Tutanın elini yakacaktır. İşin soğumaya ve rafa kaldırılması doğaldır. Bizim yazmamızın bir önemi de yoktur. Ortada atılan WhatsApp’lar vardır.
GEÇEN GÜN DE YAZMIŞTIK
Belki bir yıl oldu. Belki de bir yılı geçtik. Özel bir üniversitenin vakfının başkanı Eskişehir’e gelmişti. Bu özel üniversitenin Eskişehir’de açtığı ilkokul ve lisesinde yani kolejinde bir tören vardı. Bende sırf merakımdan gittim. Özel üniversitenin vakıf başkanı İstanbul’daki üniversitelerinde toplam 15 Anadolu Üniversitesinden gitme öğretim üyesi olduğunu söyledi. Eskişehirli öğretim üyelerine önemli görevler verdiklerinin de altını çizdi. Bu özel üniversitede 15 öğretim üyesi var. Başka üniversitelerde de var. Geçen gün yazmıştık. AÖF’ün eski dekanının Alanya’daki bir vakıf üniversitesine rektör olduğunu Eskişehirlilere duyurmuştuk. Bu haberimizde, büyük ilgi görmüştü. Düşünüyorum da, unuttuğumuz ne çok Eskişehirliyi başka üniversitelere kaptırmışız. Bir anlamda beyin göçü vermişiz. Başka şehirlerden gelenler ise bizim üniversiteleri yönetmeye çalışıyor.
BİZİM DELİMİZ
Anadolu Üniversitesinin yönetim değişikliğinden sonra göreve gelenler bazı dekan ve yöneticilerden istifa etmeleri gerektiğini söylüyorlarmış. Hatta iki önemli yönetici istifa etmeyeceklerini söylemişler. İnşallah bu türden haberler doğru değildir. Başka şehirlerden zaman içinde gelenler, bir düzen sağlar mı? İstifacı rektörde bunu göremedik. Eskişehir de bir dönem sağ siyasette önemli görevler üstlenmiş, milletvekilliği, bakanlık yapmış bir Eskişehirli devamlı şunu söylerdi:” Elin velisinden bizim delimiz iyidir”.
Anadolu Üniversitesine de Eskişehirli, ya da uzun yıllar önce Eskişehirli olmuş, Anadolu Üniversitesinde uzun yıllar görev yapmış bir rektör atanması gündeme getirilmelidir. Eskişehir’de ağırlıkları ve söz sahibi olan akademisyen milletvekilimiz var. Bu sorumlulukta bence onlara düşmektedir.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!