CHP Atatürk’ten sonra sosyal demokrasi görüşlerini kabul edince partinin anlayışı ve ilkeleri de Avrupa’daki sosyal demokrat partilere benzedi. Önümüzdeki günlerde partide kurultay süreci başlıyor. İllerde kongreler yapılacak. Daha önceki Eskişehir kongrelerinde, 4-5 akrabaların isimlerinden delege listeleri yazılarak, kongreye gidilmiş, hısım ve akrabalardan oluşan listeler kongreleri kazanmıştı. Ahbap, çavuş ilişkileri ile gidilen kongreden sonrada katılımcılık ve demokrasi nutukları atılmıştı.
GEÇEN GÜN NE OLDU?
CHP’de çok yetkili birisi bazı gazetelere sözüm ona kulis bilgisi veriyor. Aslında bu kişi kulis bilgisi vermiyor, gazetecileri yanıltıyor. Yanılttığı gazeteciler de, yanılmayı seviyorlar. Sonuç ne oldu. Bu şahsın bilgileri ile yola çıkan sözüm ona sosyal demokrat gazeteciler, Sivrihisar CHP ile ilgili haber yaptılar. Haber fos çıktı.
TİYATRO OYNAMAYI SEVİYOR
Hem partili, hem dernekçi hem de tiyatrocu ve hukuk adamı biri var. CHP’de bir grup insan parti tüzüğünü gerekçe göstererek, kongrelerin yapılmasını istedi. Burada tiyatroculuğunu öne çıkaran bu şahıs, dava açanlarla sosyal medyada kafa kırmaya çalıştı. CHP’nin tüzüğüne göre hemen kongre yapılmasını isteyen avukatlar da, hukuk konusunu tiye aldıklarını düşündükleri bu kişiyi baroya şikâyet ettiler. Olayın detayını bilmeden çok kişi sosyal medyada hemen yorum yaptı. İnsanlar da hezeyana gelmeye çok meraklılar. Bir anlayıp, dinleyin sonra yorum yapın. Görüşlere de saygılı olun. Esas mesleği ile yaptığı başka meslekleri karıştıranlar olabilir. Her şey tiyatro sahnesi değildir.
KENDİ AĞIZLARI İLE YAKALANIYORLAR
Yine aslan sosyal demokrat bir belediyede önemli görevde bulunan ve ağzına bez bağlamayı solculuk olarak değerlendiren bir şahıs, yerel seçimlerden önce kendisi hakkında çeşitli açıklamalarda bulunan bir partinin il başkanını mahkemeye vermiş. Vermiş diyoruz. Çünkü belediyeden atılan bir mesaj ile il başkanı kötülenmeye çalışıldı. Mahkemede çelişkili konuştuğu savunan il başkanı kötülenirken, bu kişi için Ankara Çocuk Mahkemesi tarafından açılan dava olduğu da yazılmak zorunda kalındı. Yani, seçim olmuş bitmiş, mesele kapanmış. Yeniden gündeme aynı konuları getirerek, duymayanlara da duyma yolu açılıyor. Aradaki fark ne kadardır. Yüzde 2.8 dir. Düşünülmesi gereken aslında bu farktır. Bir özeleştirinizi verin.
Ayrıca çay için referandum yapmak nasıl bir mantıktır. Gerçek solcular kitle kuyrukçuluğu veya halk dalkavukluğu yapmazlar. Liberal sandık demokrasilerindeki oyuna, Eskişehir’de solcu olduklarını savunanlar da geliyor. Halkçılık adına çay bedava olmalıdır. Geçen gün de yazmıştım. Devrimciler ya da solcu olduğunu söyleyenler kitlelere yol gösterirler, önderlik ederler.
Üç yıl önce kaybettiğimiz, Eskişehir’de de yakın dostları bulunan Tarık Akan, Atatürkçü duruşu ile gelecekte de yaşayacak aydınlarımızdan, sanatçılarımızdan biri olmuştur. Oyunculuğu ile ‘ çağına tanıklık etme’ özelliliğini ortaya çıkarmıştır. Aydın tavrını ise ilk öne 12 Eylül darbesi ile hesaplaşan ‘Ses’ filminde gördük. Anne Kafamda bir var ve Su da yanar ve diğer birçok filmi geleceğe ondan miras kalmıştır. Bir Eskişehir ziyaretinde bana Eskişehir’de Atatürkçülerin kuvvetli olup olmadığını sormuştu. 1990’lı yıllarda Berdel filmini İnönü ve Bozüyük de çekmişti. Filmin tanıtım broşürünün kapağına sete giden gazeteciler ile kendi ve Türkan Şoray’ın fotoğrafını da koymuştu. Mekânı cennet olsun. Onu unutmadık.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!