Parti içinde demokrasinin işlemesi güzel bir olaydır. Çünkü ülkede gerçek demokrasiden bahsetmek parti içi demokrasiden geçer. Demokrasinin vazgeçilmez kurumları olan siyasi partilerde demokrasi tam anlamıyla yaşayacak, kendisini gösterecek. Daha sonra seçim yasaları da demokrasinin tüm kuralları ile işlediği ülkeler normunda olacak. Baraj yüzde 3’lerde olacak. Ön seçim, kontenjanlar yasal çerçeveye oturtulacak.
Yoksa seçimde olur. Bizi temsil edecek, milletvekillerini meclise göndeririz. Sonrada ‘sandıktan çıktılar, demokrasi budur’ diye konuşabiliriz. Parti içi demokrasinin en iyi uygulandığı kabul edilen CHP’de, kongre süreçleri başlıyor. Hep beraber süreci izleyeceğiz. 12 Eylül darbesine giden yolda Ecevit CHP ile yolunu ayırmayı düşünüyordu. 12 Eylül darbesi olunca yol ayırma süreci biraz uzadı. 12 Eylül den hemen sonra da Ecevit CHP genel başkanlığından ayrıldığını kamuoyu ile paylaştı.
Parti ağalığı Ecevit’i yormuştu. DSP’de ise kongreler hep göstermelik oldu. DSP’nin iktidarda olduğu ve Eskişehir’den kabinede bakan olduğu yıllarda partinin Eskişehir’deki üye sayısı 20’i geçmedi. Rahşan Ecevit, Eskişehir üyelerini bizzat yazdı. Eskişehir’de DSP’ye üye yaptığı kişilere tek tek mektup yazarak, mektup içinde parti üyelik kartlarını gönderdi. Rahmetli Ecevit’te parti içi demokrasinin işlemesi için üzerine düşeni yaptı. Eskişehir’de kazan kaldıranlar DSP genel merkezini bastıklarında ‘Sizler kağıt üzerindesiniz’ yorumunu yaptı. Gazetelerin arşivlerine bakıldığında bu haberler görülebilir.
Şimdi, siyasi partiler yasası çıkmamış. Baraj kalmamış. Ön seçim ve kontenjanlar konusunda herhangi bir iyileşme durumu yok. CHP kongreye gidiyor. Gazetelerimiz ne yazıyor. Kazım Kurt, Tepebaşı İlçe başkanı olarak şunu görmek istiyor. Yani, başka bir ilçede belediye başkanı olan bir kişi, öbür ilçeye de karışıyor. Her kongrede mutlaka bir gerginlik yaratılacak. 30 yıllık süreçte Eskişehir’de SHP ve CHP’yi takip ediyorum. O kadar çok kişi değişmiş ki. Partiyi kendi haline bıraksalar, seçilmişler artacak. Çünkü Eskişehir’de sol bir potansiyel var. Ama acemi ya da parti küçük olsun, bizim denetimizde olsun anlayışı içinde olan siyasetçiler bu durumu değerlendiremiyor. Her şeyi bildiğini iddia eden klan, eşi, dostu, komşularını seçilmiş yapıyor. Solculuk adına klan siyaseti yapılmaya hala devam ediliyor. Klan ve en başta klik siyaseti izleyen Odunpazarlılar, bugün üçüncü kez yazıyorum. Şaduman Halıcı’nın yazdığı CHP’nin tarihi kitabını okumalıdır. Okusalar, yaptıkları dar kapıcı, lümpen, klikçi siyasetten vazgeçerler. Halkçı, Cumhuriyetçi ve Devrimci olurlar.
Özellikle Odunpazarı belediyesinin başkanı parti içi seçimlerde, Odunpazarı İlçe örgütünün son danışma kurulunda yaptığı CHP tarihini ve başarılarını ret eden konuşmasını bir daha banttan dinlemelidir. Hatalarını tespit etmelidir. Daha sonra ise danışma kurulunda Emek Mahallesi örneğinde delege avcılığını mahkûm eden konuşmasını, yaşama geçirmelidir.
REÇETE ERMAN GÖLET DE...
Eskişehir’de klan ve Odunpazarı işbirliğine karşı, derdi sadece CHP’yi büyütmek ve parti içi demokrasiyi kısıtlı olsa ada işletmek isteyen geniş bir grup var. Bu grup da, partiyi küçültmeye, insanları küstürmeye çalışanlara karşı çalışıyor. Parti üyeleri ile tek tek görüşüyorlar. İlçe kongrelerine aday belirlemeye çalışıyorlar. Klan hareketindekiler gibi, rüzgârın savurması ile CHP’li olmayan, kökten CHP’liler il başkanı olarak da Erman Gölet’i görmek istiyorlar. Biz gazeteciler gelişmeleri yakından takip edeceğiz.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!