Büyükşehir Belediyesi ile Tepebaşı Belediyesi ve çevreciler, Eskişehir bölgesinde doğa ile çevreyi korumak için zaman zaman davalar açıyorlar ve kazanıyorlar. Ancak, doğanın şirketler tarafından tahrip edilmek istendiği yerlerde yaşayanlarda duyarlı olmalıdır.
Anadolu Üniversitesi’nin dört dönem önceki rektörü, raylı sistemleri geliştirmek amacıyla Alpu’da bir merkez kurmak için harekete geçti. Merkez kurulma çalışmaları yıllardır sürüyor. Alpu’ya raylı sistemler merkezi yapılırken, henüz ülkemiz her tarafında Yüksek Hızlı Trenler çalışmıyordu. Yüksek Hızlı Tren ile birlikte proje biraz daha genişledi.
Bir yıl önce Bozan ve projeden etkilenecek arazi 200 arazi sahibinden 182’si projeye evet diyerek, kamulaştırmayı kabul etti. Paralarını aldı. Projeye sadece 7 arazi sahibi karşı çıktı. Şimdi, bazı arazi sahipleri, siyasetçilerin kapılarını aşındırıyor. Alpu Belediye Başkanı Gürbüz Güller’in kapısını aşındırıyorlar. Güller de, onların dertleri ile dertlenmek istiyor. Ancak, herkesin projeye onay verdiği, kamulaştırma paralarını da aldığı görülüyor. Özellikle yöredeki üreticilerin üye olduğu tarım kooperatifleri projelere karşı çıkıyor. Kooperatiflerin projelere karşı çıkmasına rağmen, üyeleri bilinçsizce bir yıl önce olur vermişler.
Başkan Güller, bu işlerle uğraşmaya devam edecek. Bir yıl önce olur verenlerde, bakalım şimdi ne yapacak? Zaman içinde arazilerin sahipleri bu dünyadan göçünce devreye çok sayıda mirasçı giriyor. Bu nedenle mirasçılar ataları gibi üretici olmayınca, arazilerini müşteri çıkınca satıyorlar. Geçen yıl Alpu-Bozan yöresinde arazisini satan kadın bir hemşerimiz” Bizim ekim yapacağım yok. Kıza ev almak için kamulaştırmaya evet dedik. 350 bin TL paramızı aldık. Kıza harcadık. Kız ev sahibi oldu” dedi. Tarlaların ve ekilecek arazilerin çok küçük parçalara miras eli ile bölünmemesi için yıllar önce devlet en büyük hisse sahibinin, diğer hisse sahiplerinin hisselerinin almasının yolunu açtı. Demek ki, çevreciler veya belediyeler davaları açacak. İlin hakkını arayacak. Ancak, arazi sahiplerinin de bilinçlendirilmesi gerekiyor. Üretimden millet olarak kopmuşuz. Onun için bugün dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olmaktan çıktık. Unutmadan yazayım, geçenlerde televizyon kanalında bir arkadaşımız, test merkezinin Tülomsaş’ın içine yapılmasını istedi. 300 kilometre ile giden bir tren Tülomsaş’ın içinde test edilecek. Ben bu sözlere sadece güldüm. Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmak herhalde böyle bir şey. Eskişehir havacılık ve demiryolu memleketidir. Eskişehir’de uzman çoktur. Gelişi güzle konuşup da, kendimizi gülünç hale getirmeyelim.
![]() |
Eskişehir her dönemde kendi yağı ile kavrulmasını bilmiştir. Eskişehir’de çok büyük zenginde, çok büyük ölçüde fakirde yoktur. Her evden en az üç kişinin sabit maaşı olması, Eskişehir ekonomik olarak dengede tutmaktadır. Eskişehir’in eğitim ve sağlıkta ülkenin en iyi konumunda olması da bu nedenledir. Nüfus planlamasına önem veren Eskişehir’de nüfusta dengeli bir şekilde gelişmektedir. Nüfusumuz biraz daha arttı. 888 bin 828 oldu. 2 rakamı da 8 olsaydı, ne güzel olurdu. Erkek ve kadın sayısının da üç aşağı beş yukarı eşit seviyede olması da önemli bir göstergedir. Komşularımızda Bilecik’te ise nüfus erozyonu görülüyor. Bence bu da kötü bir şey değildir. Ülkemizde önemli olan İstanbul’un nüfusunun azaltılmasıdır. Bu konuda herkes üzerine düşeni yapmalıdır.
![]() |
Küresel salgın döneminde en çok evde kalan çocuklar zorluk çekti. Okullarında açılamaması çocukları bunalttı. Eskişehir’de yılda 100 kişi tiyatroya, 30-40 bin kişi de senfoni orkestrası konserlerine giderdi. Büyükşehir Belediyesi Şehir tiyatroları ve senfoni orkestrası belediyenin sosyal medya hesapları üzerinden izleyicileri ile buluşuyor. Eskişehirlilerin ve özellikle de sanatseverin belediyenin sosyal medya hesaplarını takip etmesini öneriyoruz.
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!