Dün sabah kahvaltıyı yaptıktan sonra, evden çıkmaya hazırlanıyorduk. Telefonumuz çaldı. Arayan CHP’li arkadaşımız bazı konularda dikkatimizi çekmek istemiş. Dedi ki,” Geçen hafta etkili ve çevresi geniş iki arkadaşımız hayatını kaybetti. Her ikisi de alevi inancına mensup oldukları için, Cem Evinde cenaze töreni yapıldı. Vefat eden arkadaşlardan birinin cenaze töreninde ise Bin kişi vardı. Her iki cenazeye de Tepebaşı Belediye başkanı Ahmet Ataç katıldı. Kazım Kurt ise gelmedi. Yavaş yavaş Kurt, ortalıkta görülmemeye başladı” dedi.
CHP’yi yakından takip eden, kendisi de parti üyesi olan arkadaşımı dinledikten sonra, Murat Atikel’in Kurt’suz CHP olur mu? başlıklı yazısını da okudum. Kurt’un Afrin konusunda yaptığı gelişi güzel yorumlar, hem kendisini hem de partisini zor durumda bıraktı. Sabahleyin CHP’li olan bir eczacı arkadaşımın oy verdiği partiden,” Her kafadan biz ses çıkıyor. Zeytin Dalı Harekâtı konusunda harekâtı destekleyen bir ses çıkmalıdır. Her yetkili CHP’li başka bir şey konuşuyor” diye serzenişte bulundu.
CHP’nin genelindeki kafa karışıklığını ‘Atlantik Solcuları’ başlıklı yazımda değerlendirmiştik. Bugünlerde hayatında hiç solcu olmayan bazı gazeteci arkadaşlar, Kazım Kurt’a eleştiriler karşısında onu savunmaya çalışıyorlar. Kazım Kurt’u bugün yorumlayabilmek ve onu tahlil edebilmek için materyalist kültürü iyi almış olmak ve sol literatürü iyi bilmek gerekir. Materyalist kültürü bilirsen, Kazım Kurt’un sol ideolojiyi bilmediğinin farkına varırsın. Kritik dönemlerde ideolojik altyapısı yetersiz olanlar savrulur gider.
Çünkü savuran bu kişiler Atlantik solculuğuna sığınırlar, Atlantik ötesinden söylenenleri, Avrupalı sosyal demokratların söylediklerini solculuk zannederler. CHP’ye Avrupa’nın sosyal demokrasi virüsü girince, böyle sonuçlar ortaya çıktı. Hâlbuki Atatürk’ün taş gibi dünya savaşlarında, buhran dönemlerinde denenmiş, başarılı olmuş 6 ok politikaları var. Şimdi, bir grup da CHP’yi emek eksenli politikaya çekmeyi hedeflediklerini söylüyorlar. Bu arkadaşların tümü yeni bir dünya kurulduğunun farkında değiller.
Sanki sanayi devriminin Avrupa’sında yaşıyorlar. Ne yüzyılların süzgecinden geçen ustalardan, dünya devrimlerinden dersler çıkarmamışlar. Bugün Ortadoğu’da Amerika yeniliyor. Suriye’de Amerika’nın açtığı koridoru, Türk askerinin Zeytin Dalı Harekâtı ile kapattığını görmüyorlar. ABD’liler son günlerde, “ABD ordusu ile Türk ordusunun karşı karşıya gelme tehlikesini ”çok vurgular oldu. Yani, Türkiye’yi korkutmaya çalışıyorlar. Bizimkiler ise halen Amerika’nın yenilemeyeceğini düşünüyor. Amerika’nın Vietnam başta olmak üzere Uzakdoğu da, Latin Amerika da yenildiğini hatırlamıyorlar.
KURULTAYDA ESKİŞEHİR NE YAPAR?
CHP’de Kılıçdaroğlu dışında genel başkanlığa aday olanlarda, delege bazında araştırma yapıyorlar. Bu konuyu daha önce de yazmıştım. Eskişehir’de ve çevremizde Parti Meclisi üyeliği peşinde koşturanlarda var. Bana göre Eskişehir’deki 12 kurultay delegesinin 5’i Muharrem İnce’ye oy verir. Burada Ümit Kocasakal’a oy yok mu diye sorabilirsiniz? Ben kurultay delegesi olsam oyumu CHP’yi kurtarmak için Ümit Kocasakal’a veririm. Ancak, Kazım Kurt’un yazdığı kurultay delegelerinden Ümit Hoca’ya oy verenin olmayacağını düşünüyorum. Önümüzdeki, süreçte CHP yine geniş halk kitlelerinin isteklerine cevap veremeyecek gibi duruyor.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!